Cemalettin Bilgin

YUNAN MEZALİMİ!.

DOMUZDAN POST, YUNANDAN DOST OLMAZ!.

Atasözleri boşuna söylenen sözler değildir, yaşananlar hayat tecrübesi olarak insanlığa ders olarak sunuluyor.

Yunan seviciler kendilerini yeniden sahneye sürdüler.

Yıl 1942, Yunanlılar Alman Hitlerin zalimliğinden korktukları için Suriye topraklarına kaçıyorlar, Suriye de Halep halkı ülkelerine sığınan Yunanlıları insanca karşılıyorlar, onlara yemek ve kıyafetler veriyorlar ülkelerinde barınmalarını sağlıyorlar.

Yıl  1 Şubat 2020, çocuk katili Esat’ın katliamından kaçan Suriye halkı ilk önce Türkiye’ye sığındılar, ilk basamak ülkemizde 9 yıl ağırlandılar, ekmeğimizi aşımızı onlarla paylaştık, 9 yıl onlara sahip çıktık, devlet olarak çok büyük ekonomik katkılar sağladık,  gel zaman git zaman derken içimizdeki sözde vatan sever olduklarını iddia edenler, dedeleri bu topraklara başka topraklardan göç edenlerin bir kısmı koro halinde “Suriyeliler gitsin, Suriyelileri ülkemizde istemiyoruz” demeye başladılar, bu koroya eşlik edenler içinde siyasi olarak AK Partiye gönül vermiş, Recep Tayyip Erdoğan çok seven ve onun  sayesinde makam mevkii sahibi olanlarda koroya eşlik ettiler, bu koronun ilk çok sesli oluşu mahalli seçimlerde AK Partinin İstanbul seçimin kaybedilmesine neden oldu, AK Parti İstanbul seçimini kaybedince 1453 İstanbul’un FETHİNİ hazmedemeyen Bizans artıkları ve Yunan seviciler sevinç naraları attı!.

Kolay değil AK Parti 18 yıllık iktidar tarihinde en büyük yatırımları İstanbul’a yaptığı halde, gerçekleşen ALGI Operasyonuna yenik düşen sağ seçmenler onlara başka bir partiye oy verme gereği duydular!, seçimi kaybeden AK Parti genel başkanı, seçimin neden ve niçinlerini mutlaka araştırmış olmalı ki, çok çeşitli çalışmalar yapmaya başladı.

AK Parti İstanbul seçimlerini kaybetme nedenleri arasında ülkemizde barınan 4 milyon Suriyeli vatandaşlara olan tepkiden kaynaklandığını mutlaka tespit etmiştir, hal böyle olduğu halde sayın Cumhurbaşkanımız seçimi kaybetme uğruna Suriyeli göçmenlere sahip çıktı, taki katil Suriye rejiminin Askerlerimizi şehit edene kadar.

9 yıldır Suriyeli 4milyon insanı misafir eden ülkemiz, bu işin çözümü için yoğun çaba harcamaktadır.

Devlet Başkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan Suriye krizinin çözülmesi için yaptığı her olumlu girişim bugüne kadar sonuçsuz kaldı.

Suriye krizini çıkartan ABD ve ona katkı sağlayan Rusya devlet başkanları ile defalarca bir araya gelip Suriye krizinin çözülmesi çalışmaları belli bir seviyeye geliyor ama, insan katliamlarının durdurulması için  ne ABD nede Rusya bir adım atmayıp sürekli ülkemizi oyalamaya devam ettiler.

9 yıldır 4 milyon Suriyeli vatandaşlara sahip çıkan ülkemize başta AB ülkeleri defalarca yazılı ve sözlü taahhütte bulunmalarına rağmen, sözlerinde durmadılar, ama artık Bıçak Kemiğe dayanması sonunda ülkemizde misafir olan göçmenlere AB ülkelerine gitme isteklerine olumlu bakan hükümetimiz on binlerce insanın ilk önce Yunanistan sınırına, sonra Bulgaristan sınırına dayandıklarında  AB ülkeleri Kış uykusundan uyanmışcasına Yunanistan sınırlarına Helikopterlerle gelerek sınırda inceleme yaptıkları gün Yunan Hükümetine 700 milyon Euro ve çok çeşitli yardımların yapılacağını ilan ettiler.

AB ülkelerinin çoğu dost gibi gözükse de ülkemizin ekonomik olarak çökmesini isterler.

9 yıldır misafir ettiğimiz göçmenlerin nasıl bir hayat sürdüklerine bakmaksızın ülkemizdeki göçmenleri doğru dürüst ziyaret etmeyenler, Suriye halkının dışında 1 milyon da Afgan, Pakistanlı, İranlı, Iraklı vatandaşların yaşadığı ülkemize gerekli katkılar sağlayamayan AB ülkeleri, iş kendilerine dokunmaya başlayınca kesenin ağzını bir gün içinde açı verdiler.

Zaman içinde çok yazdık, ülkemizi MANDACILIK sistemi ile yönetmeye talip olan ülkeler, ülkemize her alandan saldırmakta, bazen dost gibi gözüküp geri planda her  türlü düşmanlığı yapmaktadırlar.

Devlet başkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan Suriye krizi çıkmaya başladığı günden itibaren sürekli olarak; “Suriye topraklarında ülkemize sınırlarına bitişik bölgede güvenli bölge oluşsun, Suriye halkı burada barınsın Türkiye olarak her desteği vermeye hazırız” demesine rağmen, ABD ve Rusya devlet başkanları bugüne kadar bir şeyler yapacakmış gibi hareket ettiler, anlaşmalar yapıldı, imzalar atıldı ama bugüne kadar sonuç alınamadı.

Ne ABD nede Rusya Suriye sınırları bölgesinde “GÜVENLİ” Bölgenin oluşmasını istemezler!, çünkü Suriye topraklarında oluşturulacak Güvenli Bölgenin kontrolü Birleşmiş Milletlere olacağı için burada oluşturulacak Güvenli bölgenin bütün ekonomik harcamaları başta AB ülkeleri ve ABD karşılaması gerekiyor, ABD nin, AB nin ve Rusya’nın hedefi Türkiye’yi kendi egemenliklerine almak istekleri yapılacak yardımların önünü kesmektedir.

Devlet Başkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan yaptığı açıklamalarda; “ Suriye halkına 40 milyar Dolar harcadık, AB verdiği sözleri tutsun, gerekirse yine harcamaya devam ederiz ama, yardım yapacağız deyip sözlerinize sadık sahip çıkmaz iseniz, buyurun misafirlere siz bakın deriz” diyerek önemli açıklamalarda bulunmuş ve göçmenler için harcanan 40 milyar Dolar olduğunu ifade etmiştir.

Türkiye olarak göçmenlere 40 milyar Doları harcamamış olsa idik bu ülkemiz ekonomisine çok büyük katkı sağlayacaktı, ama insani görev olarak bu ekonomik katkıyı AB ülkeleri harcaması gerekirken ülkemiz harcamış, böyle ciddi ekonomik harcama yapılınca doğal olarak ekonomide sıkıntıların yaşanması da normal oluyor.

Dost ve düşmanların ortaya çıktığı zamanları yaşıyoruz, dışarıdan yapılan müdahaleler hiç önemli değil, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ülkemize yapılan her saldırıya cevap verecek güçtedir, ama içerdeki düşmanca hareket edenler bizleri yormaktadır.

Bizler millet olarak Yunan Mezalimini biliriz.

1942 yılında Hitlerin zalimliğinden kaçan Yunanlılar ilk önce Ülkemize sığındılar, sonra bir kısmı Suriye de Halep  bölgesine sığınarak hayatlarını yaşadılar Hitlerin katliamından kurtuldular.

Türk milleti olarak tarihin hiçbir döneminde, hiçbir millete zulüm yapmadık her zaman kapımızı başı darda olan milletlere ve insanlara açtık.

Ülkemizi çeşitli şekillerde suçlayan, sözde İnsan hakları savunucularını, Yunanistan’ın son birkaç gündür yaptığı insanlık dışı muameleleri görünce Yunanlıların 21. Yüzyılda bile katliam yapmaktan çekinmediklerin görüyoruz.

1942 yılında Katliamdan kaçan Yunanlılara Suriye halkı ekmek verdi, Giyecek verdi, barınma yeri verdi, ama torun Yunanlılar, torun Suriyelilere gaz Bombası ve Kurşunla cevap veriyor.

Günün Sözü: Kıbrıs’ta Türklerin katili Makaryosun Rölyefini ülkemde sunanlar, Yunan Mezalimi karşısında utanır mı?

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.