SİYASİ İKBALMİ?, DEVLETİN BEKASIMI?.

Bu haberin fotoğrafı yok

24 Haziran seçimlerine adım adım ilerliyoruz.

24 Haziran seçimlerine adım adım yaklaşırken, siyasi parti liderleri ve ekipleri yaptıkları çalışmaları ortaya koyuyor.

Ülkemiz zorlu bir süreçten geçiyor, 24 Haziran seçimleri sıradan bir seçim asla değil, bu seçimin iki tarafı var; 1 tanesi “SİYASİ İKBAL PEŞİNDE KOŞMAK, 2. Sİ DEVLETİN VE MİLLETİN BEKASINI DÜŞÜNEREK YOLA ÇIKMAK!.

MHP genel başkanı sayın Devlet Bahçeli; “Vatan mukaddes bir yuvadır. Muhafaza etmek namus borcumuzdur” diyor, bu sözün büyüklüğünü anlamak için insanın gerçekten vatan ve millet aşkı ile yoğrulması gerekir!.

AK Parti genel başkanı ve Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan; “Milletimize en üst düzeyde hayat standartları sağlamanın gayretindeyiz” diyerek, 15 yıllık iktidar döneminde yapılan çalışmaların sonunda gidilmesi gereken hedefi ifade ediyor.

MHP genel başkanı sayın Devlet Bahçeli; “Vatan mukaddes bir yuvadır” diyerek yaşadığımız toprakların ne kadar kutsal oluşunu ifade ederken, bu kutsal toprakların  ne kadar önemli olduğunun altını şu sözleri ile çiziyor; “Muhafaza etmek namus borcumuzdur”,  topraklarımızı korumanın namus borcu olduğunu ifade ederek, en kutsal varlığımıza da dikkat çekiyor.

Bu topraklarda yaşamanın bedeli her zaman ağır olmuştur, sayın bahçeli yüzlerce yıl öncesinden gelen ihanetlerin bir kez daha gözler önüne serilmesi için şu sözleri ifade ediyor; “Bizans çöktü sanıyorduk, meğer yaşıyormuş, çürük bedenlere nüfuz etmiş” ülkemizde halen eski Bizans oyunlarının devam ettiğini Bizans kırıntılarının ülkemizi  istila etmek için her türlü ihanet peşinde olduklarını dile getiriyor.

24 Haziran seçimleri gerçekten çok önemli,  Türk devletinin var olma ve yok olma mücadelesidir.

Şuna inancımız tamdır, bazı partilerin içinde vatanımıza ve milletimize ihanet etmek isteyenler vardır, lakin hainlikler peşinde koşanların yanında bu vatan ve millete sevdalılarında az sayıda olsa da var olduklarını biliyoruz, 24 haziran seçimlerinde hangi parti olursa olsun içlerindeki Vatan ve millet sevdalılarının Cumhur İttifakını dikkate alarak oy vereceklerine inancımız tamdır.

MHP genel başkanı sayın Devlet Bahçeli; “Bizans çöktü sanıyorduk, meğer yaşıyormuş, çürük bedenlere nüfuz etmiş” derken, bizlerde 15 temmuz 2016 tarihindeki ihanet girişimlerinin devamını sağlamak için halen çalışma yapan, ihanet peşinde olanların varlıklarını görüyoruz.

Bu ülkeye ihanet edenleri anlıyoruz, onlar zaten insan kılığına girmiş vampirlerdir, kan emicilerdir, kan emerek hayatlarına devam etmeyi alışkanlık haline getirmişler, lakin şu veya bu nedenle yanlışlıkla kan emicilerin saflarında yer alan temiz insanların artık uyanması gerektiğine inanarak, vatan ve millet aşkı ile yoğrulan insanların saflarını net olarak ifade etmelerini bekliyoruz.

MHP genel başkanı sayın Devlet Bahçeli İstanbul’un 565 fetih yılı dolayısı ile yayınlamış olduğu şu düşünceleri bir kez daha yayınlayarak ülkemizin içinden geçmekte olduğu sürecin bir kez daha anlaşılmasını isterim.

MHP Lideri Bahçeli’nin açıklaması şu şekilde: “Fetih kolay değildir, önce talihin ve tarihin bağrından bir Fatih doğacak, fakihlerle ruhu beslenecek, fethe inanmış faziletli yüreklerle desteklenecektir. Fetih sıradan askeri bir zafer değildir; akıl, iman, irade, istek, istiklal ve istikbal umudu olmazsa olmaz gerekliliktir. Fetih, yalnızca kılıçla olmaz. Yani kalem yoksa sonuç yoktur. Diyor ya merhum Cemil Meriç: “Kalemle yapılan fetihler tarihe mal olur, tarihe, yani ebediyete.” O kalem ki, ariflerin dudaklarından dökülen kelam; alim ve gönül insanlarının dualarıyla devleşen irfan kalesidir. Fetih; inançsız kalabalıkların, ülkü ve heyecanını kaybetmiş yığınların, gölgesiyle kavgalı, ruhen dalgalı, fikren buhranlı aciz ve küçük insanların harcı değildir. Fetih, her şeyden önce kendini aşmış, aşmayı mesele edinmiş, bu meselesinde erimiş yüksek karakterlerin haysiyetidir. Her fetih bir fikre, her fikir bir birikime, her birikim bir mücadeleye, her mücadele ise inanmış bir kalbe ihtiyaç duyar. Kısaca fetih demek inanmışlık demektir. Kuruntulu, kuşkulu, kutuplu, vehimli, sancılı, güvensiz, sığıntı zihniyetlerden fetih değil şahsiyetlerinin defni çıkar. Fetihte yağma yoktur, vahşet yoktur, dehşet yoktur, katliam yoktur. Fetih medeniyet kilidinin açılması, muzaffer ve müreffeh bir geleceğin müjdesi, karanlıkla aydınlığın yer değiştirmesidir. Fetih, onca Mehmet arasından birisini, hem de en görkemlisini Fatih yapma meziyet ve mükâfatıdır. İstanbul’un Fethi’nin 565’nci yıldönümünde, Türklüğün fetih ruhunu, Fatih çıkarma potansiyel ve gücünü tekrardan gözden geçirmek ve değerlendirmek en samimi dileğimdir. Bizans fitneydi, günahtı, vebaldi, rezaletti, melanetti, o devirde tarihin çıbanbaşıydı. Türk geldi, batıl kaybetti. Bizans çöktü sanıyorduk, meğer yaşıyormuş, çürük bedenlere nüfuz etmiş, soysuz fikirlere sinmiş, satılık ve karışık zihniyetlere sızmış halde husumeti kamçılıyor, huşuneti kışkırtıyor. Köhne Bizans durmuyor, ama 24 Haziran’da dağılacak, inşallah bir daha da toparlanamayacaktır. Cumhur İttifakı, Bizans komplosuna karşı Millet Aklını harekete geçiren, Millet Aklıyla hıyanet ve hücuma sur çeken 565 yıl önceki aşk, ahlak ve adanmışlıktır. Belini doğrultan, iç ve dış destekçileri olan Bizans kalıntıları bir kez daha ezilecekler ve âdeme mahkûm edilecektir. İstanbul hak eden ellere 565 yıl önce geçti. Ortaçağ’ın perdesi açılmamak üzere indi. Dünyanın en büyük Türk kenti İstanbul zincirlerinden kurtuldu. Surlara dikilen Üç Hilal devasa nitelikli Türk-İslam kültürünün, kardeşlik duygusunun müstesna örneğini beşeriyete gösterdi. İstanbul’un fethinden itibaren dünya, hem Türklerin fütuhat ve adalet ruhu ile karşılaşmış, hem de fethi kutlu Peygamberimiz tarafından müjdelenen bu kentle birlikte inançlarımızın huzur verici mesajıyla doğrudan tanışmıştır. İstanbul’un fethi ile birlikte, “Osmanlı Barışı” olarak tanımlanan hakkaniyet ve insaniyete saygı esasına dayanan; gıptayla, hayranlıkla, hürmetle hatırladığımız birlikte yaşama projesi gerçekleşme imkânı bulmuştur. Bugün karşımıza çıkan küresel tuzakların ve tarihi düşmanlıkların dayanağı 1453 yılında İstanbul’un Türkler tarafından fethi ile başlayan süreçle yakından bağlantılıdır. Bunu biliyor, bunu kavrıyor, oyunları milletçe bozmak için Cumhurun sinesinde ittifakla duruş gösteriyoruz. Ümidim odur ki, 565 yıl önceki fetih ruhu, nesillerimizde tekrar doğacak; başta İstanbul olmak üzere ülkemizin bütün şehirleri layık oldukları refaha ve huzura kavuşacaktır. Çare Cumhur İttifakı, çözüm Millet Aklıdır. Demem odur ki, Cumhur İttifakı Millet Aklı, Geleceğin Teminatı. Bilge Kağan’dan Alparslan’a, Osman Gazi’den Fatih’e, Kanuni’den Atatürk ve bugünlere kadar bağını koparmadan, ülküsünü kaybetmeden gelen muhterem ve muhteşem neslin açtığı çığır, yaptığı çağrıyla büyük Türk milleti tarihte olduğu gibi yine hak ettiği mertebelere mutlaka yükselecektir Bu vesileyle bir çağı değiştiren çok anlamlı tarihin yıldönümünde büyük Türk milleti için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi, başta büyük hakanımız Fatih Sultan Mehmet Han olmak üzere kahraman ecdadımızı saygıyla, minnetle anıyor, Cenab-ı Allah’tan hepsine rahmet niyaz ediyorum İnanıyorum ki, İstanbul bir kez daha Üç Hilalle parlayacak, Üç Hilalle doğrulacak; üzerine saçılmış ölü toprağı bir kez daha Türk ve Türkiye sevdalıları tarafından dağıtılıp atılacaktır. Unutulmasın ki, İstanbul tarihin ve dünyanın en büyük Türk şehridir. Bu gerçek değişmeyecektir” diyerek 24 Haziran seçimlerinin ne kadar zor olduğunu, her vatan ve millet sevdalısı insanların dikkatli olması gerektiğinin altın çiziyor.

Günün Sözü: Bu milletin özü, bu devletin teminatıdır.