Cemalettin Bilgin

SAHADA SAVAŞMAYAN!.

SAHADA SAVAŞMAYAN, MASADA BAŞARILI OLAMAZ.

Suriye sarmalından çıkmak için artık Suriye de rejimle savaşmak kaçınılmaz olmuştur.

Suriye çıkmazında ne Rusya’dan, neden ABD den ülkemize bir fayda yoktur, sahada savaşacağız, masada kazanacağız.

Suriye rejimini yıkmak üzere 10 bin kilometreden gelerek bombalayan Suriye’yi yerle bir eden ABD kedinin fare ile oynaması gibi oyun içinde, Rusya’da katil Esat’ı daha ne kadar koltukta tutarak Orta doğudaki emellerine nasıl ulaşırım peşinde, Türkiye ise her iki dost gibi gözüken ama menfaatleri dışında ülkemizle hiç bir işi olmayan iki ülkenin arasında gel git yapmaktadır.

Suriye sarmalını çözecek tek güç Türkiye’dir.

Türk Silahlı Kuvvetleri artık Suriye topraklarına 80 kilometre girmiştir, bu girişten çıkış ancak Suriye halkının huzurlu bir şekilde kendi yönetimine kavuşması ile mümkün olacaktır.

Türkiye artık geri dönüşü olmayan yola girmiştir, geri dönüş ancak, katil Esat rejiminin yıkılıp Suriye halkının yeniden seçeceği devlet başkanları iş başına gelmesi ile mümkün olacaktır.

İşi sulandırmaya  gerek yoktur, kısır siyasi çekişmeler bir tarafa bırakılmalı, Türk Ordusunun Suriye’deki kaos ortamının sağlıklı hale gelene kadar bir an önce, hedefteki katil Esat’ın oturduğu yerden kaldırılmasını sağlayıcı hareket etmesi kalmıştır.

Katil Esat’a Rusya destek veriyor, sözde ABD ülkemizin Suriye sınırlarında uzun yıllar oyalanması için çalışalar yapıyor, Türk devleti ise; “YA İSTİKLAL YA ÖLÜM” diyerek bir an önce terör yuvalarının imha edilerek Suriye de yeni bir seçimin olmasına çalışmalı sahada kazanacağı başarı ile bölgenin huzura kavuşmasını sağlamalıdır.

Suriye’de tek seçenek katil Esat’ın koltuktan kalması, Suriye halkının kendi öz iradesi ile seçeceği yeni yönetimle kaybettiği yılları temizleyerek hayatına devam etmesidir.

Türk Silahlı Kuvvetleri Suriye topraklarına girerek zaten yapılması gerekeni yapmış, ama sonuca giderken kendisini oyalayan başta Rusya, İran ile ve ABD nin yanları ile oyalanmasıdır.

Böyle zamanlarda savaşa karar vermek kolay değil ama artık Türk Devleti Suriye de terör bataklıklarını kurutmak için savaşın içindedir.

Savaş sözü bazı insanların tepkinsi  çekse de unutmamak gerekir yaşadığımız bu toprakları savaşarak elde ettik, bundan sonrada savaşarak bu topraklarda huzurlu yaşayacağız, savaşmayan milletler asla kendi egemenliklerine sahip olamazlar.

Savaş ölümlüdür ama bağımsızlığın tek anahtarıdır.

Savaşmayan milletlerin topraklarında huzurlu ve bağımsız yaşaması söz konusu değildir.

Türk Silahlı kuvvetleri kasaturasını kınından çıkartmıştır, süngüsüne takmıştır, bu süngü ancak Ay Yıldızlı Bayrağın ülkemize ve bölgemizde göklerde dalgalanana kadar geri kınına girmeyecektir.

Daha önce şu düşüncemi ifade etmiştim; TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ; SURİYE DE OLMALI, LİBYA DA OLMALI, IRAK’TA OLMALI, ÜLKEMİZDEKİ HAİNLERİ DE TEMİZLEMELİ Kİ, VATAN VATAN OLSUN, İNSANLARIMIZ HUZURLU HAYAT BULSUN” demiştim bu sözün ne kadar anlamlı olduğunu ve geçerli olduğunu her geçen gün görüyoruz.

Savaş bir anlamda ölümdür, ama vatanın vatan olması için Kara Toprağa dökülen her damla Kan, yaşadığın toprağın kutsallığının işaretidir.

Ne demiş şair; BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN KANDIR, TOPRAK EĞER UĞRUNDA ÖLEN VARSA VATANDIR.

Bizim Ay Yıldızlı Bayrağımızdaki kanlar atalarımızın bizlere bıraktığı en güzel mirastır. Bayrağımızın üzerindeki şehit kanları bu kutsal toprakların bedelidir.

Suriye sarmalından ülkemiz sağ sağlim çıkmalı, çıkması için sahada kaçınılmaz son olan savaş hareketlerinin içine girmek mecburiyeti vardır.

Şimdi birileri siyasi hırs ve çıkar uğruna devletimi yöneten iktidarı kötülemek adına Suriye’deki şehitlerimizi bahane edecek, gereksiz sözler sarf edecektir ama onların söz geçerli değildir, klavye başında ahkam kesmekle vatan kurtulmuyor, vatan vatanda olmuyor.

Suriye ihanetinden dolayı ülkemiz 40 yılı aşkın zamanda zaten kahpelerle mücadele ediyordu, 40 yıl sonra artık sabrın sonuna geldik, terör yuvalarını imha etmek için terör sahasına inerek tam imha hareketine girip pisliklerin temizlenmesi şart oldu.

Suriye rejimi 40 yıldır Türkiye Cumhuriyetine ihanet etmiştir, zaman içinde belli aralıklarda iyi niyet gösterileri sergilenmiş olsa da, terör örgütlerinin Suriye toraklarında yetişmesi barınmalarının sağlanması ülkemizdeki terör olaylarının bitmemesine neden oluyordu.

Türkiye son kararını vermeli Suriye de ne Rusya’yı, nede ABD yi beklemeden çocuk katili Esat’ın sandalyesini altından çekmelidir.

Suriye rejiminin şu anda yalnızca ismi vardır, Rusya  Suriye rejiminin ismini kullanarak o topraklarda varlığını devam ettirmek istiyor, kardeş kavgasının devam etmesini sağlıyor.

ABD Rusya’dan aşağı kalır tarafı zaten yok. ABD için Suriye de kimin öldüğü hiç önemli değil, kağıtlara baskı yapıyor, dünyada geçerli olmayan Dolarları satın aldığı teröristlere vererek onları Suriye topraklarında savaştırıyor, onlar için hangi Suriyelinin öldüğü hiç önemli değil, her ölen Suriyeli ABD için dolayısı ile İsrail için bir kazançtır ve kardır.

Suriye de yaşanan kaos  ortamını temizleyecek tek ülke Türkiye’dir, bu kaos ortamının temizlenmesi ülkemizin faydasınadır, artık ülkemiz içinde temizlenen terör yuvaları, sınırlarımız dışında da etkisi hale gelmeli ki milletimiz huzurlu bir hayat taşasın, aksi taktirde, sınırlarımız dışında kalan terör örgütleri ülkemize asla rahatlık vermeyecektir.

Türk devleti artık karar vermiştir, parolası “Ya İstiklal, ya Ölümdür”, bu kaçınılmaz son gerçeğin ta kendisidir.

Sahada Savaşmayan, milletler, masada asla başarılı olamazlar.

Türkiye sınırlar ötesinde ülkemiz için savaşmalı, ülkemiz içinde bulunan göçmenlerinde önlerini açarak Avrupa ülkelerine nasıl giderlerse gitsinler mutlaka bu imkan bu insanlara verilmelidir.

Günün Sözü: “YA İSTİKLAL YA ÖLÜM”

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.