Cemalettin Bilgin

NASİPTEN ÖTE BİRŞEY OLMAZ!.

NASİPTE VAR İSE GELİR HİNTTEN YEMENDEN, NASİPTE YOKSA NE GELİR ELDEN.

Güzel bir Ata sözü.

Allah bir nimeti  nasip ise ona kimse mani olamaz.

Sabah 06 da Tokat’a hareket ettim, işimi hallettim saat 07 de geri döndüm, 07. 45 de iş yerini açtım, sonra işyerinin önünde sokak hayvanları için hazırladığım Su kabına Suyunu doldurdum kabı yerine bırakmamla birlikte oradan geçmekte olan bir Köpek kabdaki suyu içti ve hayat devam etti.

Nasipten ötesi olmaz, bizler bu düşünceye inanıyoruz.

Sabah kalkıp bir planlama yapıyorsunuz, kalıplaşmış hayatınız yoksa, kafanızdaki planlamalar bazen tutmaya bilir, çünkü ona ulaşma veya onu yapmak nasip olmayacaktır!.

Bir gün önceki hayatın kısa kesitini dile getirdim.

Bir gün sonra, sabah kalktım, nasipte ne var ise onu yedik, sonra bizler için hobi olan bahçedeki hayvanları düşündüm erken saatte bahçeye indim, ilk işim evdeki yemek sonrası veya pişen yemeklerin fazlalıkları bir kapta idi onu ilk baştaki Tavukların önüne bıraktım, sonra 4 günlük Civcivlerin kapısını açarak onların yemlerini, sularını tazeledim, sonra Yumurta Tavuklarının kümesini açtım, yemlerini, sularını verdim, derken kısa bir bahçe turundan sonra Bismillah dedik aracımız ile işyerine geldik.

Sabah araçtan iner inmez karşıma siyah bir köpek geldi, sanki benle konuşacakmış gibi kısa bir süreden sonra işyerini açmadan işyeri yanında duran Su kabına baktım hiç Su kalmamıştı, işyerini açmadan Su kabını aldım çeşmeden doldurdum, ilk defa karşılaştığım siyah Köpek Su kabındaki suyu içti, bir süre sonra kaybolup gitti.

Nasipse bir sebep olacaktır.

İşyeri önündeki Suyu yeniledim, bölgede bulunan Kuşlar, Kumrular ve Güvercinler için hazırladığım yerlerdeki Su kaplarını doldurdum, yemler koydum, hayvanlar için yemek kabını kontrol ederken kap dışına düşmüş olan ekmek parçalarını yerden alacakken ekmeğin Karıncalar tarafından yendiğini gördüm dokunmadım, herkes nasibini yermiş!..

Bugün çok işim var, kafamdaki planlama aksilik olmaz ise işyerinin dışındaki işlerle meşgul olacağım ama nasipte yoksa ne gelir elden!.

Yazımızın başlığında; NASİPTE ÖTE BİRŞEY OLMAZ” dedik ve de öyle oluyor.

Sabah yazıma devam ederken karşımdan geçen delikanlı dikkatimi çekti, baktım ki bizim Çay ocağının garsonu, sabah henüz hiç çay içmedim, bu saate kadar mutlaka 1-2 bardak Çay içmek nasip olurdu, nasip bu saatte imiş garson delikanlıya  seslenerek çay getirmesini istedim, Çayım geldi bir taraftan yudumluyor, diğer taraftan yazıma devam ediyorum.

Ne demiştik?; “NASİPTEN ÖTESİ OLMAZ” dedik ve de öyle oluyor.

Hayır ve Şerrin Allah’tan geldiğine inanırız, Allah bizleri şerlerden uzak tutsun, hayırlı işleri bizlere nasip etsin.

Nasipten öte olmazmış. Bu hafta yapması zor, yemesi kolay Kuşburnu Marmelatı yapıldı, evin bahçesi olunca kışlık işleri yapmak kolay oluyor, iş yapmak tabi ki kolay olmuyor.

Pazar günü sabah erken oldu. Kuşburnunu al bahçeye indir, sonra hanımla Doğal Kuşburnunu temizle, sonra tavada kaynat, sonra ezilmesi için yoğun bir gayret ve en zor tarafı Kuşburnunun elekte elenmesi işi gerçekten çok zor, hanımlara Allah kolaylık versin.

İki haftanın Pazar günü bahçede Kuşburnu Marmelatı işi vardı, yazımızın ana konusu “Nasipte varsa” dedik ya, geçen hafta yapılan Kuşburnudan “kazan dibi” yemek nasip oldu.

Şimdiki çocuklara, torunlara; “gelin kazan dibi yiyin”  dedim, “kazan dibi ne dede” dediler.

Bizler çocukluğumuzda Dut Pekmezi ve Kuşburnu yapılıp Tavalardan pekmezler alındıktan sonra kazan dibinde kalan alması zor ama parmaklarla yemesi hem kolay, hem de zevkli tarafta yer alırdık, şimdiki çocuklar Kazan dibini bilmiyor!, bilmemeleri bizim ayıbımız!, artık ilk hamleyi yaptık bundan sonra “çocuklar gelin kazan dibi yiyelim” deyince şaşkınlık veya bilmemezlik yapmayacaklardır.

Bugünkü nasibimizde ne varsa onunla karşılaşacağız.

Hani güzel bir söz var, konu yemekten açılmışken şu anlamlı sözü de hatırlatalım; “Yemek buldun giriş, Sopa buldun sıvış” denir.

Yemek bulunca kaşığı alıp gerekeni yapmak lazım, ama Sopa bulunca nasıl yapalım da  sıvışalım (kaçalım), sanırım bu Sopa görünce kaçmak için güzel bir söz ortaya çıkmış!… “ERKEKLİĞİN ONDA DOKUZU KAÇMAKTIR” bu sözler bazı arkadaşlara zor gelse de, ne yapalım, bugünkü şartlarda kavga etmek her iki tarafa da ceza gelmesini sağlıyor, dayak yemektense, kaçmakta fayda var demek ki!..

İlginçtir dayak yiyende ceza ödüyor, dayak atanda ödüyor, eskiden dayak yiyen mağdur olan insanı kanunlar koruru idi, şimdi dayak atan, kavga çıkartanlar, mağdur olan insandan daha cambaz olduğu için hem suçlu hem de güçlü olmak için; “bende ondan şikayetçiyim” diyerek suçundan sıyrılmak istiyor, o zaman en iyisi “İti ürdürmektense, çalıyı dolaşmak iyidir” yani kavgadan kaçmakta fayda var!.

Nasipte yemek varsa mesele yok, ama işin içinde dayak varsa işler karışıyor.

Pek çok konuya değinmek istiyorum.

Kem küm yaparak yazı yazmak istemiyorum, yazınca geri çekilmek yok!. Çekilmeyince birilerinin Nasırına basıyoruz, sonrası malum, Nasırının acısını duyanlar sınır tanımadan havlıyor!..

Bugün sabah nasibimizi bulmak için yola çıktık, Allah hayırlı nasipler versin, gün devam ederken hiç aklımıza gelmeyen insanlarla karşılaştık, ikramlarda bulunduk, onların nasibi varmış yendi, içildi herkes nasip aramak için yollara düşmeye devam etti.

Bazı insanlar hayatı yaşarken aslında yaşamaktan ziyade hayatı kaçırmakla meşguldürler. İşte bu insanlar hayattan zevk almadıkları gibi, hayatlarını kendileri şekillendiren insanlar karşı da sert tavılar ile yaklaşmaktadırlar. Bunun en büyük sebebi ise insan olma bilincinin kaybedilmesidir. Sen sen ol, hayatını yaşarken, hayatının ellerinden alınmasına izin verme, insanlığını yitirme.

Sevdiğiniz insanların değerleri, yanınızda oldukları zamanlarda değil, yanınızda olmadıkları zamanlarda da size iyi geldikleri anda anlaşılır. Bu yüzden ki insanın dostu her zaman karşısında olan değil, bütün anlarında yüreğinde hissettiğidir.

İnsanın en kötü huyu, yanıldığını kabullenmemesidir. Bu bazen yaralar, bazen ağlatır, bazen de pişirir. Kontrol etmen lazım kendini bakalım yanılmışsınız, bakalım ne kadar yanmış ne kadar ağlamışsın. Dönüp kendi içine bakmalısın ki insan olmaktan geri kalmayasın.

Güven o kadar mühim bir meseledir ki, bir kez kaybedildiği vakit, yerine gelmesi hem çok zor hem de eskiden olduğu gibi olmamaktadır. Bir insanın güveninizi kazanması oldukça uzun zaman alırken, bu güveni yerinden oynatmak ise çok kısa sürer.

Karşılaştığın insanlara karşı açık sözlü olmayı tercih et hep. Bu şekilde davrandığında, yeni tanıştığın insanların bir kısmı uzaklaşma eğilimi gösterir. Bu hepsinden iyidir, arkadaşlık kurup sonradan gideceğine, hiç zaman kaybetmeden gitmesi bir avantajdır.

Günün Sözü: NASİPTEN ÖTESİ OLMAZMIŞ!.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.