Cemalettin Bilgin

KANUN EVLİLİĞE ENGELMİ?

Son günlerde ilginç sözler duyuyoruz!

Son günlerde Kaleme pardon (klavyeye) eskiden Kalemi ele alır yazardık başımıza geleni.

Artık kalem değil Klavye başında yazıyoruz!.

Geçtik Klavyenin başına, yazdık başımıza geleni!!!

Arkadaşlarla sohbet ederken, gel zaman git zaman son günlerde yazdığımız mesajlar gündeme geliverdi.

Sohbet öyle hale geldiki bir arkadaşımız; “abi sen haklısında, tayinler evli olan insanların bir araya gelmesine mani, bu atamayı kimse yapamaz” deyince, bunu kim yaptı ise ….. devam ettik!

Bazı hususlara fazlamı takılıyoruz? bilmem ama, bugünkü şartlarda tek başına olan bir Hükümet döneminde ucube olan hiçbir şey asla hayat bulamaz!!!

Siz düşünün bir defa!.

Hükümetin başı, Devletin başı, AK Partinin başı Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan, sayın Cumhurbaşkanımızın yönettiği bir hükümette, bu ülkede evlenen çiftlerin birlikte aynı şehirde görev yapması kanun  engeline takılıyormuş!!!

Ya biz sayın Cumhurbaşkanımızı dinlerken başka düşünceler içinde onun ne dediğini bilmiyoruz! veya sayın Cumhurbaşkanımızın makamlara getirdiği, siyasetçi, bürokratlar ve bakanlar Cumhurbaşkanımızın ne dediğini unutarak kendi bildikleri gibi kanun uyguluyorlar!!!

Türkiye de yaşayan bizler bugüne kadar alışılmadık hayat yaşadık, hayal bile demeyeceğiz hizmetleri sayın Cumhurbaşkanımız tarafından gerçekleşti ve hayat buldu, bu önemli çalışmalar ve hizmetler içinde bir önemli noktayı yazmakta fayda vardır.

EVLİLİK!.

Hani diyoruz ya, bu ülke insanı olarak hiç hayal edemediğimiz hizmetleri öğrendik ve hayat bulduğuna şahit olduk, bu düşünceden hareket ederek sayın Cumhurbaşkanımızın gençlerin evliliğine ne kadar önem verdiğini tekrardan yazmaya gerek varmı?.

Cumhurbaşkanımız Evlilik müessesesinin ne kadar önemli ve kutsal olduğunu her fırsatta söylerken, bu kutsal yapının bozulmaması içinde ciddi düşüncelerini  her fırsatta ifade ederken!!!

Şimdi sormak gerekir!.

Bir ülkenin Devlet Başkanı evliliğin kutsallığını her fırsatta ifade ederken, evlenen gençlerden “en az 3 çocuk” beklerken, bizim memlekette yani çeşitli Bakanlıklara bağlı resmi kurumlarda çalışan gençler ayrı şehirlerde yaşayarak nasıl çocuk sahibi olacak?.

Çocuk sahibi olmak, doğan çocuğu sokağa bırakıp “nasıl yaşarsa yaşasın!, nasıl büyürse büyüsün!” düşüncesimi hakim olacak?

Evli çiftlerin bakanlıklara bağlı kurumlarda  çalışmaları sonucunda evli insanlara; “kanun gereği aynı şehirde yaşamanıza izin vermiyoruz” diyerek evli olan insanları ayrı şehirde yaşamalarına hangi vicdan “KANUN GEREĞİ ATAMANIZ YAPILAMIYOR” diye bilir?

O zaman şu soruyu da soralım.

Devletin her hangi bir kurumunda çalışan! Bakan çocukları, Milletvekili çocukları, üst bürokrat çocukları, siyasetçilerin çocukları da, aynı şekilde yıllarca evli olarak başka şehirlerde yaşamalarına gönülleri razı gelirmi?

Hani denir ya; ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN VE ÖYLE KONUŞUN!

Siz siyasetçiler! Evlatlarınızın evliliği sonucu başka şehirlerde evlatlarınızın yaşamasına ve çocukları olduğunda anne ve babanın ayrı şehirlerde yaşamalarına razı olurmusunuz?

Kimlerin ne yaptığını, devletin imkanlarını kendileri için nasıl kullandıklarını biliyoruz!. Kimsenin ahkam kesmesine gerek yoktur!

Hani derler ya; BU SAÇLARI DEĞİRMENDE AĞIRTMADIK!” diye.

Halka ahkam kesenler, makamların daim olmadığını bilmeleri gerekir, bunu bir kez daha hatırlatıyoruz!!!

Bu ülkede ahkam kesenler ancak kendilerini kandırırlar!.

Bu ülkede ÖLÜM dışında her meseleye çare vardır, yeterki insanlar samimi olsun!.

Samimiyet çok kıymetli bir hayattır!!!

Bir kişi ipin ucunu bırakarak kendi gücünü kendi çevresine,  kullanıyor ve etrafını çeşitli güzel sözlerle saf dışı ediyorsa, bir gün hemde çok önemli görülen zamanda kendisininde saf dışı olacağını asla unutmaması gerekir!.

O zaman vicdani bir muhasebe yapmalarını sağlayıcı bir anı yazayım!.

Saat 01 civarı telefonum birkaç defa arandı, sonunda telefona baktım ve arayan insanın engelli bir insanın olduğunu gördüm, hemen cevap verdim “hayrola nedir bu saatte aradın?” dediğimde,

Cevap; “abi çok hastayım beni Doktora götür” dedi.

Gece saat 01 bir engelli insan bizden yardım talebinde bulunuyorken, bizim ilgisiz kalmamız mümkün değil!

Ve kısa zamanda çözüm bulduk, gerekli aracın teminini sağladık, hastaneden gerekli girişimleri yaptık ve muayene olmasını sağladık, Allah izin verirse engeli kardeşimiz sağlığına kavuşacaktır.

Hani derlerya;

Mesele Vicdan meselesi!.

Vicdanlar CÜZDANA girdi ise, akçeli işler daha revaşta oluyor!!!

Allah Allah Akçeli işlerde nereden çıktı şimdi?

Neyse sağa sola yalpa yapmadan yazımıza nokta koyalım!

Bizlerin Eli vicdanımızın üzerinde, kapımıza gelen her kim ise kapımız sonuna kadar her zaman açık, tabiki telefonumuz 24 saat açık!!!

Siyasetçi değiliz!, devletten beklentimiz yok!.

Devlet ismi geçince, konuşulunca tek sözümüz olur; CENABI ALLAH DEVLETİMİZE ZEVAL VERMESİN sözünü söyleriz!

Bizler başkaları gibi; “DEVLETİN MALI DENİZ, YEMEYEN DOMUZ “diyecek kadar insanlığımızı yitirmiyoruz!

Ama birleri devlete çöreklenmiş yedikçe doymak bilmiyorlar!!!

Eh o zaman tek söz kalıyor; ALLAH BUNLARIN GÖZLERİNİ TOPRAKLA DOYURSUN demek sanırım en doğru söz olacak!

Günün Sözü; Un taze olsa, Su tertemiz olsa, Ama maya çürük olsa ne olur?  Hamur, hamur olmaz; O hamurdan da ekmek olmaz!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.