Cemalettin Bilgin

İÇE DÖN!

Bazı arkadaşlar; hayrola dışa fazla açıldın, biraz içe dön” diyorlar!

Dışa yönelik yazı yazmak daha kolay ve güzel, içe dönünce “nereden başlasak?” demek gerekir.

İçerden başlayınca ip erken kopuyor, dışta olunca uzun zincir kuyruğu oluşuyor o nedenle içerden çok dışa bakmayı uygun buluyoruz!

İçeride dedikodu çok fazla, nereye baksan vahim bir sonuç!!!

En güzeli dışa bakarak memleket meselelerine değinmeye çalışıyoruz.

Dış alem pek iç açıcı değil tabi ki.

Ama hedef çok fazla nereye sıksak hedefi buluyor!.

İçeride hedefler az, her sıktığın kurşun hedefin tam anlından vuruyor!

Avcılıkta hedefi tutturmak zordur.

Sağlam bir avcı tek hedefe yönelirse o hedefi vurmama şansı yoktur.

İçerde hedef az, isabet oranı yüksek.

Dışarıda hedef çok, iyi bir avcı çok hedef içinden birkaç tanesini yakalarsa hedefi vurmama şansıda yok.

Arkadaşlar; “içe dön, bak bakalım neler var neler” dediklerinde, “tamam olur” diyoruz da! Başladığımı nokta da bize destek veren olur mu?

Dedikodu çok, gerçek kaynakları veren yok!

İlginç olan şu; “şunlar varmış” deniyor, “gerisini sen bulursun” diyorlar!.

Artık bu saatten sonra denizde Toplu İğne arayacak zamanımız yok!.

Herkes her şeyi yaşıyor.

Herkesin elinin altında bir sosyal medya denen imkanlar var.

Bize; “içe dön, neler oluyor baksana” diyenler, ellerindeki klavyeyi bir iki tıklayı verse güzel olacak!.

Samimiyet yok denecek kadar az.

Samimi gibi gözükenler günü birlik yaşıyor, kısa zamanda “kesemi nasıl doldururum” diye bakıyor!.

İnsani ilişkiler her geçen gün yok olmaya başlamış.

İnsanlar maddiyatçı olmuş!, yere düşüp ölsen yalandan timsah göz yaşları dökecekler çok, ama elinden tutup ayağa kaldıracak insan sayısı nerede ise yok denecek kadar az!!!

Bazı insanlar dünyalık malına öyle takılmış ki, gözü ekonomik çıkarından ve kazancından başka bir şey görmüyor, hatta en sevdiği olması gerekenleri bile bir kalemde siliveriyor!!!

Dost gibi gözüken düşmanlar çok!

Candan seven insan sayısı yok olmaya başlamış!.

Timsah gözyaşları çok!

Eskiden şu konuşulurdu. Büyük şehirlerde yaşamak zor, kim kime dım dıma, insanlar apartmanda karşı dairedekini tanımıyor, yere düşsen elinden tutan yok, ölsen ölüne sahip çıkacak yok” derlerdi!.

Bugün bu yaşanan süreçler artık bu şehrin genlerine sirayet etti, kim kime dım dıma, ölün olsa koşacak insan sayısı az, iki gün sonra kapılar yüzüne kapanıyor!.

Varken dostun çok!,

Yokluğunu görenler, duyanlar, selam vermemek için yandan kaçıyor!, sansa selam vermekten kaçıyor, ne olur ne olmaz selam veririm, borçlu çıkarım” diyor!!!!

Eh işler bu kadar vahim olunca, içe bakıp üzelmektense, dışa bakıp dünyalık zamanı doldurmak daha anlamlı!!!!

İç karışık, dışta temiz değil tabiki.

İçerde sen fazla etkileniyorsun, dışarıda memleket etkileniyor!

Ama hayat devam ediyor.

Kimin eli kimin cebinde? belli değil.

Günümüzde ata sözleri hayat buluyor!

Hırsız “SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK” GİBİ!

Sanki dünyanın en temiz, en dürüst insanı kendisi, herkesi hırsız olarak şuçluyor, en çok çalışan kendisi başkası hiç çalışmıyor!

Bizler şunu öğrendik; “KARUN HAZİNELERİ” olanlar bir TOP KEFEN ile toprağın altına girdi!.

Öbür dünyaya bir şey götüremeyenler, bu dünyalık hırsı için en yakınını satıyor, “sürünsün, gebersin” demekten geri durmuyor!!!

Eh gün imtihan günü, bir elin parmakları kadar samimi içten insanlar bir arada bulunmak konuşmak, dünyalık işleri paylaşmak günümüzde en şanslı insanlardan sayılır.

Gün çıkarcıların günü, ama unutulmasın, ölünce toprağın altına bir top Kefenle gidiliyor, haksızlıkla, zorbalıkta, kahpelikte, iyi niyeti su istimal etmekle kimse öbür tarafa bir miras götürmüyor, bu dünyada kazanılan haksızlık öbür tarafa ceza olarak gidiyor!!!

Yaşadığımız dünyada her

Şey berbat olmuyor tabiki!.

Bir hayır sever çıkıyor, “bakkal amcanın ne kadar alacağı var” diyerek veresiye defterini yırtıp atıyor!!!!

Bu dünya imtihan dünyası olunca, az sayıda da olsa imtihanı kazananlar vardır.

İnşallah “insanlık ölmüş” diyenlerin sayısı fazla olmaz!

Her geçen gün insanlığını kaybedenler, ilk fırsatta en güzel makamları işgal etmen peşinde!.

Bugün dert dinlemeyen, yarın makama oturduğunda kimi dinleyecek?

Zorlu imtihanı kazanmak kolay değil.

Halk içinde görüntü kurtarmak şimdi kolay!.

Cebin şişkinse, üzerinde markalı kıyafet varsa, kahvenin kaç TL ye içtiğini söyleyebiliyorsa, etrafındaki sıkıntıyı fark etmiyorsa en makbul adam sınıfında kendisini görüyor!!!

En güzeli içe dönmemek!.

İçe dönmek sıkıntı verecektir.

İçeride sanki cadı kazanı kaynıyor!.

Kimisi kredi kartı ile caka satıyor, kimisi cebinin şişkinliğini gösterip tomarı ile parayı sayıyor!!!

Kimisi; doları var ne yapayım? Diyor, kimisi cebindeki delikten para düşmemesi için çırpınıyor!.

Yok ya; en güzeli dışa açılım yapmak.

İçerdeki meşakkati, vurdum duymazlığı, neme lazımcılığı, görmek acı veriyor.

Çalışmadan gayret etmeden, her fırsatı ekonomik fırsata çevirenlerin olduğu yerde, dışa açılmak, dışarıdaki resimlerle oyalanmak insana hiç değilse rahatlık veriyor!.

İçerde acılı turşu yiyeceğine,

Dışarıdaki, susamsız Simidi beklemek daha anlamlı ve huzur verici!.

Sallayın gitsin,

Gün çıkarcıların, takla atıp rant kazananların,

Baskı yapıp, rahat yaşamak isteyeyenlerin,

Hele de bir sandayle kaptınsa!, değme keyfine!!!!!

Günün Sözü; Bu zamanın imtihanı. Haramın helal şirinliğinde gözükmesidir!!!!!

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.