Cemalettin Bilgin

Güne Başlarken!.

Bugün haftanın ilk günü.

1 Kasım 2021 Pazartesi, her zaman olduğu gibi sabah erken saatlerde işyerimize geldik, Bismillahirrahmanirrahim  dedik işe başladık.

İş yerimiz herkesin bildiği gibi iki kattan ibaret, sabah kapıları açıp havalandırmak ve işe başlamak üzere işyerinin alt katına inip kapıyı açmak üzere indiğimde karşılaştığım manzara beni bir hayli üzdü.

İşyerinde kullandığımız çeşme bulunaktadır, zaman zaman Sular kesilmektedir, arkadaşların Su ihtiyacı olduğu için Suyu açmışlar “Su yok” doğal olarak Su olmayınca Musluk kapanması gerekir, lakin arkadaş Musluğu kapatmayı unutmuş olmalı ki, Sular geldiğinde Su bütün hışmı ile işyerine dolu vermiş.

Bir hata, bir ihmal her zaman bedel ödetir.

Suyun olmadığını gören arkadaş Musluğu kapatmış olsa, sıkıntı yaşamayacak idik, sabah işyerinin tamamı sanki ördek yüzüyor hale gelmiş apar topar suyun çekilmesi için çalışmaya başladım.

Bazı Kağıtların altında ve malzemelerin altında tahta olmasına rağmen Suları emen Kağıtlar ve kalıplar, pek çok ürün sudan zarar görmüş, temizlik yaptıkça manzara daha çok ortaya çıktı.

Ne yapalım?, her şeyin hayırlısı olsun demekten başka çare yok.

Bir ihmalin nelere mal olduğunu her zaman biliyoruz ve de söylüyoruz, “arkadaşlar sağa sola iyi bakınız, açık bir elektrik kalmasın, kapılara dikkat ediniz, sıkıntı yaşamayalım” sözlerini her fırsatta söylememe rağmen, ne yazık ki zaman zaman böyle sıkıntılarla karşılaştık.

Ne yapalım can sağlığı olsun, Allah beterinden korusun.

Daha öncede birkaç defa aynı benzeri sıkıntılar yaşadık, Yağmur sularının oluklarından kaynaklı sıkıntı yaşamış idik, bir dönem Yağmurların fazla yağması sonucu, işyerinin kapalı kapısının altında fazla yağan, alana sığmayan sulardan dolayı mağduriyet yaşamış idik, inşallah bu son sıkıntı olur!…

Hayatın genelinde yaşanan sıkıntılar hep ihmalkarlıktan ileri gelmiyor mu?

Bir insanın her şeyi görmesi, bilmesi mümkün değil tabi ki,

Bir iş yerinde ekip sağlıklı düşünmeli, hataya asla yer vermemelidir.

Bizlerde hataya asla yer yok, hata yaptığımızda bedelini fazlası ile ödüyoruz.

İnsan hayatı hep hatalar sonucunda mağduriyet yaşanmıyor mu?

Trafik kazaları hatalar sonucu yaşanmıyor mu?

Yaşanacak bir sıkıntı varmış ki yaşıyoruz.

Hayatın en gerçekçi tarafı şudur; “tedbir senden, taktir Allah’tan” sözlerine inancımız tamdır.

Trafik kazalarının sonucu tedbirsizliktir.

Bizim işyerimizde karşılaştığımı her hata ve sıkıntı bizlerin tedbirli olmamasından kaynaklanmaktadır!.

İnsanlar güvenmek, hele de beraber çalıştığınız insanlara güvenmek çok önemlidir!.

Güven olmayan hiçbir işletme ve işyeri sağlıklı çalışmaz, hizmetler sağlıklı olmaz.

İnsanlar beraber çalıştığı işyerinde bir birine güvenmelidir, güven duyguları olmadığında bedelini fazlası ile ödedik, ödemeye de devam ediyoruz!…

İnsanlara güvenmek suç mudur?

İnsanız bizler bugüne kadar her arkadaşımıza güvendik, gerektiğinde iş yerimizin anahtarını teslim ettik amma lakin pek çoğundan darbe de yedik!….

Şu sözü arada bir kullanırım; “hırsızlıktan zengin olunsa ilk önce Fareler zengin olurdu” ilginç ve düşünülmesi gereken bir söz!.

İş yerinin anahtarını beraber çalıştığınız bir insana teslim etmenin manası; “kardeşim ben sana güveniyorum, güvenimi boşa çıkartma” demektir ve “ işyerimdeki her şey sana emanettir, buradaki her özel eşya senin güvenine teslim edilmiştir” demektir.

Bugüne kadar işyerimin anahtarını az sayıda insana teslim etmişimdir, az sayıda olan insanlar arasında, güvenimizi sarsan  bir iki kişiyi geçmemiştir!.

Bizler babadan aldığımız terbiye gereği iş yerini mutlaka kendimiz açarız, bizler babamızdan aldığımız terbiye gereği sabah işyerini açarız, sonra çalışan arkadaşlar geldiğinde, iş yerini kendilerine teslim eder dışarıda olan işlerimizi yapmak zorundayız.

Aslında işletmeler şunu yapabilir mi?, işletmelere az sayıda da olsa zarar veren kişiler, ortaya söylenmelidir, bunun manası her hata yapan kişinin her kes tarafından bilinmesi değil, kasıtlı bir şekilde işletmelere zarar verenler için bu düşüncemiz geçerlidir.

İnsanız, hata yaparız ama, bir kişi kasıtlı bir iş yaptı ise onun mutlaka herkes tarafından bilinmesi gerekir, çünkü bugün benim işyerime ve bana zarar veren, yarın bir başka işyerine de zarar vermesi kaçınılmazdır!. Sonuçta da öyle hallerle karşılaşıyoruz!.

Bugün yaşadığımız sıkıntı, güvensizlikten kaynaklı değil tabi ki, arkadaşın bir ihmali sonucu yaşadığımız bir sıkıntı, beraber çalıştığımız arkadaşlara güveniyoruz, küçük bir ihmalin bedeli ne yazık ki ağır olabiliyor.

Sabahtan beri işyerini temizlemeye, suyun çekilmesi için çaba harcadık, taban suyu  çektiği için bir süre daha sıkıntı yaşayacağız gibi gözüküyor.

Normalde bu tür haberleri yazmamaya gayret ederdim, ama sanırım bu kez biraz fazla etkilendim.

Sabah hızlı maraton yapınca bir iki defa üzerim sırıl sıklam oldu, sobayı yakmamıza rağmen bir taraftan üzerimi kuruttum, diğer taraftan yine Yağmurun altında kalmış gibi ıslandım, sonuçta üzerimi değiştirmek için ev maratonu başladı tabi ki.

İnsan zaten bir hata yapınca bedeli ağır oluyor, önemli olan hata yapmamak.

Bizler ne yazık ki hata yapma adayı gibiyiz.

Güveniyoruz, sonra bedelini ne yazık ki ağır ödüyoruz.

İnsani duyguları yitirenler, artık vampir devletler gibi kan emiciliğe başlıyorlar, hak etmediklerini, hak etmiş gibi almak için saldırıyorlar!.

Süslü sözlere aslında inanmamak gerekir.

Her süslü sözün arkasında bir bit yeniği çıkıyor.

Samimi insan, süslü sözler değil, samimi sözlerle size yaklaşıyorsa ona inanmak gerekir.

Günün Sözü; Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için diriler birbirini yiyor.  İmam Gazali

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.