Cemalettin Bilgin

ZOR BİR YAZI OLACAK!.

Yazımızın ana konusu ülkemizde Kadınlarımıza karşı işlenen cinayetler ve düşündürücü yaşantı.

Kadına şiddeti kesinlikle kınıyoruz, bizde uyduk toplumun “kınıyoruz” sözlerine!.

Kınamak! Ne anlam taşır?

Kınama sözü, karşındaki muhatabın insan olursa bu sözden anlar, ama karşımızda insan olmayan bir canlı var, eline almış bıçağı defalarca saplamış kadına, bu canlı insan olabilir mi?, o zaman “kınama” sözü bunlar için anlamsızdır, bu canlılara şerefsiz, adi, kahpe demek gerekir, katil dersek de yanlış olur!.

Yazacağım yazının konusu kadına şiddet olunca bir hayli zorlanacağım, çünkü; “CENNET ANALARIN AYAKLARI ALTINDA”  diyen İslam dininin mensupları olarak yazı yazmak çok kolay değil.

Hani derler ya; değneğin iki ucu da pis!.

Kadına şiddeti reddederken, Kadını tahrik eden unsurları, kadın ile erkek arasında başlayan kavgaların nedenlerine iyi bakmak gerekir.

Şunu kesinlikle ifade etmek isterim.

Yaşantımızda ne zamanki İslami yaşantıdan vazgeçiliyorsa, ne zaman Allah’ın emirleri ve Hazreti Muhammed Mustafa (sav) hazretlerinin yolundan ayrılmaya başlayınca toplumda cinnet hareketleri başlıyor ve sınır tanımadan şiddet devam ediyor.

Müslümanca yaşamak, İslami kurallar için hayatımızı devam ettirmekten uzaklaştıkça kadına olan şiddet azalmayacaktır.

Dini ve Milli duygulardan, yaşantılardan uzaklaşan toplumlarda huzurun kalmadığı bilmek gerekir.

Ülkemizde “kadına özgürlük” sözler çok sık söylenir!.

Kadına Özgürlük denince, ilk akla gelen düşünce kadının ekonomik olarak özgür olması geliyor.

Evet; kadına Özgürlük sözünün hayattaki karşılığı, kadının ekonomik olarak bağımsız oluşu anlaşılıyor.

Peki kadın ekonomik olarak bağımsız olunca “özgür mü” oluyor?, asla, işin içine maddiyat girdiği için zaten kadın cinayetleri, baskı ve zulümler hız kesmeden devam ediyor.

Kadına özgürlük denince şu sözler hayat bulmalıdır. CENNET ANALARIN AYAĞI ALTINDADIR, o zaman her insanın ebedi yolculuğa çıktığında kendisini cennetin içinde görmek isteyeceğine göre, Cennette Anaların ayakları altında olduğuna göre, kadın insanlık için, Müslümanlar için çok kıymetli, çok değerli, Cenabı Allah’ın bir kulu olarak görmek zorundayız.

Kadın denince ilk aklımıza gelecek söz ve düşünce Cennet olmalı, Cennetin aklımıza gelmesi içinde Müslümanca yaşam tarzını kendimize rehber edinmeliyiz.

Ülkemizde kadına şiddeti önlemek için bir dizi Polisiye tedbirler alınıyor, peki bu alınan tedbirler ne kadar gerçekçi oluyor?.

Kadına şiddetin önlenmesi için Polisiye tedbirler yanında, ailede yaşanan süreçlere bakmak gerekir.

Aile içinde yaşanan kavga sonrasında kadın şikayetçi olunca ilk önce hukuki kurallar, sonra polisiye tedbirler alınıyor, peki alınan bu tedbirler bugüne kadar şiddeti önledi mi?, birileri kağıt üzerinden konuşunca “evet önledi” diyecektir ama, gerçek hayatta bu netleşmiş değildir.

Peki kadına şiddetin önlenmesi için alınan Polisiye tedbirler yanında ailenin, sağlıklı, mutlu, huzurlu olabilmesi için bir çalışma, bir gayret sarf edildi mi?, sanmıyoruz.

Ülkemizde alınan her tedbir veya pek çok tedbir, gün doldurmak, günleri savmak içindir, alınan tedbirler hep geçicidir, kalıcı tedbirlerin alındığını görmedik!.

Toplumun sağlıklı olması için aile çok önemlidir.

Bugün ailelerin en büyük ilgi alanı, her ailenin ekonomik özgürlüğü, parasal olarak herkesin cebine girecek paralar konuşuluyor, ailelerin manevi iklim tarafında yaşamak, o iklimin yaşanması için ne kadar gayret var?.

Kadın çalışınca özgür mü oluyor?.

Kadın çalışarak daha özgür ve bağımsız mı oluyor?, daha rahat mı oluyor?, daha mutlu ve huzurlumu oluyor?.

Kadın çalışarak  evinin kadını daha rahat ve huzurlumu oluyor?.

Bizler her sıkıntıyı çözmek yerine, halının altına süpürerek, gün dolduran bir toplum haline geldik!.

Kadına şiddetin önlenmesi için mutlaka Polisiye tedbirlere de ihtiyaç vardır ama, esas tedbir o ailede yaşanan manevi noksanlıkların giderilmesi ve tamamlanması ile mümkündür.

Büyüklerimiz ne güzel söylemiş; PARA İLE SAADET OLMAZ.

Toplumda kadına şiddetin olmaması için, Manevi ve Milli değerlere sahip bir toplum yaratılmalıdır.

Geçmişe dönmek mümkün değildir ama, hiç değilse günümüzde insanların Manevi değerlere sahip olmasına gayret sarf etmeliyiz.

Dün Öğretmenler günü idi, şayet daha önceki yıllardaki gibi kutlamalar olsa, kutlama günü veya akşamı yapılan toplantılar da konuşmacıların ilk sözleri şu olacaktı; “Öğretmenlerimizin özlük hakları verilsin, hakları gasp edilmesin” olacaktı, yani çocuğumuzu, geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz, bir çocuğun nasıl daha iyi yetişmesi, topluma faydalı olması için neler yapılmalı?, düşüncelerinin yerine, maddiyatçı bir yaklaşım ortaya konunca, toplumda huzur ve mutluluk, ailede huzurun sağlanacağını kimse sanmasın!.

CHP genel başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Öğretmenler günü dolayısı ile ve sonrasında Öğretmenlerimize yönelik yaptığı konuşmayı dinleyince irkildim!.

Kılıçdaroğlu kim?,  ülkemizin ana muhalefet partisinin başındaki kişi, ne söylüyor?, Hükümet Öğretmenlerin ekonomisine katkı yapacak 3600 göstergesini yapmadığı için, AK Partiye oy verdiği için “Öğretmen olamazmış!”.

Gördünüz mü? ülkemizdeki Öğretmenlerin nelerle yüz yüze olduğunu?.

Allah aşkına, dünya ekonomik anlamda yanarken, ülkemizde ekonomik sıkıntılar devam ederken, devlet halkını sağlıklı bir şekilde yaşatma mücadelesi verirken, siyasetçiler,  ülkenin zor günlerden geçtiği dönemde öğretmenlere daha güzel sözlerle günlerini kutlaması gerekirken, öğretmenler hür iradeleri ile verdikleri oydan dolayı “öğretmen olamadığı” söyleniyorsa, Kadının özgür olması için, ekonomik bağımsız olması gerektiği söyleniyorsa, Cami İmamı 5 vakit Namazı kıldırmak için görevinin başına sağlıklı gitmiyorsa, konuşurken Allah’ın emirleri yerine ekonomiden konuşuyorsa, alacağı arabayı, evi ödeyeceği taksiti konuşuyorsa, bu toplumda Kadına şiddet asla azalmayacaktır, inşallah bizler yanılırız.

Kadına şiddeti kınayan siyasetçilere; vekilim benim şu şekilde bir mazeretim var, bunu yapamaz isek aile içi şiddet yaşanacak” dediğinizde size verilecek cevap; “bekle hallederiz” olacaktır, onun içinde hiç kimse kusura bakmasın olayların durma şansı  olmayacaktır, çünkü sıkıntılar sürekli halının altına süpürülmeye devam ediyor.

Şayet süslü sözlerle, TV lere çıkıp süslü sözlerle, Polisiye tedbirlerle şiddet dursa idi, bugün kadına şiddeti konuşmamış olacaktık!.

Günün Sözü: CENNET, ANALARIN AYAKLARI ALTINDADIR.

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.