Cemalettin Bilgin

YOK OLAN DEĞERLER!.

Çocukluğumuzda yaşadığımız, şahit olduğumuz, okuduğumuz, dinlediğimiz değerleri kazanınca, milli ve manevi değerlerden uzakmı kalmak gerekir!

Gençlik yıllarımızın hayallerinden bir tanesi AYASOFYA CAMİSİNİN açılması idi.

AYASOFYA CAMİSİ açılması Müslüman Türk milletinin en büyük hayallerinden birisi idi.

AYASOFYA Camisinin açılması için İstanbul’da  ve ülkemizin pek çok ilinde mitingler yapılırdı, hayaller kurulurdu ve nihayet AYASOFYA Camisi 24 temmuz 2020 tarihinde ibadete resmi olarak açılmış oldu.

Günlerce, aylarda ve yıllarca AYASOFYA Camisinin açılması için mücadele eden Müslüman Türk milleti en kıymetli isteklerinden bir tanesine kavuştuğu halde neden bunun kıymetini bilemedi?

Türk milletinin hayalleri içinde bir önemli husus daha vardı, Ermeniler tarafından işgal atlında olan AZERBAYCAN topraklarının geri alınması idi.

Türk milletinin hayalleri arasında olan Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinin Ermeni işgalinden kurtarılması içinde Türk milleti mitingler yaptı, protestolar düzenledi ve nihayet 10 Aralık 2020’de Azerbaycan Karabağ bölgesi işgalden kurtarılıp Azerbaycan devletinin kontrolünde hayatına devam ediyor.

Azerbaycan işgaline kısa olarak bakmak gerekir.

Bir süre Dağlık Karabağ’ın yönetimini üzerine alan Sovyetler Birliği Yüksek Meclisi, 28 Kasım 1989’da bölgenin özerkliğine son vererek Dağlık Karabağ’ın doğrudan Azerbaycan’a bağlanmasını kararı aldı. Ermenistan ise 1 Aralık 1989’da Karabağ’ı tek taraflı olarak kendisine birleştirme kararı aldı.

Ermenistan’ın Karabağ’ı işgali sırasında toplamda 20 bin civarında Azerbaycan Türkü şehit olurken, 100 binden fazla kişi yaralandı. Sivillere yönelik de yapılan saldırılar neticesinde günümüze kadar toplam mülteci ve göçmen sayısı da 1,5 milyon kişiyi aştı.

Bölgedeki sivil halkın kullandığı altyapı ve kurumlara yönelik tahribatlar neticesinde ise 7 bin devlet dairesi, 750 okul, 680 tıp merkezi ve 1 milyondan hektardan fazla tarım bölgesi zarar gördü.

Ermenistan ordusu, Azerbaycan Türklerine ait tarihi coğrafyada yer alan kültürel varlıklara da zarar verirken, toplam 950 kütüphane, 44 mabet ve 9 mescit tahrip edildi.

Uluslararası hukuku da hiçe sayarak işgalini sürdüren Ermenistan’ın bölgede yarattığı maddi kaybın ise toplamda 320 milyar doları aştığı tahmin ediliyor.

Görüldüğü gibi Ermenistan’ın işgal altında tuttuğu Azerbaycan toprakları üzerinde verdiği zararın ne kadar büyük olduğunu, daha vahimi binlerce Azerbaycan Türk’ünü katlettiklerini asla unutmamak gerekir.

Azerbaycan topraklarının işgalden kurtarılması için Azerbaycan ordusu önemli bir hamle yaptı, gerçekleştirilen harekata Türk Silahlı Kuvvetleride destek sağlayarak Ermeni işgali altındaki Azerbaycan toprakları işgalden kurtarıldı.

25 ve 26 Ekim’de Azerbaycan ordusu Gubadlı ilini ve bazı köylerini, Zengilan ve Cebrail ilinin pek çok köyünü işgalden kurtardı.

28 Ekim’de Azerbaycan ordusu Zengilan, Fuzuli, Cebrail Gubadlı ilinin bazı köylerini özgürleştirdi.

30 Ekim’de de Cebrail, Zengilan, Gubadlı ilinin kalan bazı köylerini işgalden arındırdı.

Azerbaycan, 2 Kasım’da Ermenistan ordusuna karşı verdiği mücadelede yine Cebrail, Zengilan, Gubadlı ilinin köylerini aldı.

4 Kasım’da da Cebrail, Zengilan, Gubadlı illerinin birkaç köyü daha işgalden kurtarıldı.

Azerbaycan Başsavcılığından yapılan açıklamada, 27 Eylül-5 Kasım tarihlerinde 92 Azerbaycanlı sivilin yaşamını yitirdiği ifade edilirken, 404 kişinin yaralandığı belirtildi. Açıklamada, Ermenistan’ın saldırılarında 2 bin 971 ev, 100 apartman ve 502 kamu binasının kullanılamaz hale geldiği kaydedildi.

Görüldüğü gibi yıllarca zulüm altında kalan Azerbaycan Türk’ü nihayet zulümden kurtarıldı ve bugün huzurlu bir hayat yaşayarak yaşadıkları acıları unutmaya çalışıyor.

86 yıl boyunca müze olarak hizmet veren AyasofyaAyasofya-i Kebir Cami-i Şerifi ismiyle kılınan Cuma namazı ile 24 Temmuz 2020 tarihinde resmen ibadete açıldı.

Yukarıdaki iki örnek Müslüman Türk milletinin hayallerinin gerçeklemesi ile son bulurken, ne yazık ki belli bir kesim, bu kutlu günlerin gerçekleşmesinden pek memnun olmadıkları  görülüyor!.

Aslında Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul’u fet etmeden önce kendi halkına zulüm eden bir yönetim vardı ve Ayasofya kendi insanları tarafından defalarca talan edilmişti.

Sonuçta Müslümanların hayali gerçek oldu, İstanbul Fet edildi, Ayasofya özgürleşti, insanlığa hizmet etmeye başladı.

Kısa bir hatırlatma daha yapalım; “Kostantiniyye mutlaka fethedilecektir. O komutan ne güzel bir komutan ve o ordu ne güzel bir ordudur” Nebevi müjdesine nail olan Fatih Sultan Mehmet ve ordusuna selam olsun.

1204’te bu şehri istila eden haçlılar şehri yakıp yıkmış, talan etmiş, katliam yapmış ve bu Hristiyanlar Ayasofya’nın içine at ve merkepleriyle girmiş, içindeki kıymetli eşyayı talan etmiş, yüklerini taşıyamayan hayvanlar orada öldürülmüştür. Fatih ise bu mabede saygı göstermiş, içindeki insanlara ve eşyaya zarar vermemiş, camiye çevirerek korumuştur.

Sözde millet olarak anlatılmaya çalışılan Avrupalılar kendi ibadet yerlerini tahrip etmekten ve kendi milletini katletmekten geri kalmamasına rağmen onlar halen “medeni” olarak ifade edilse de, Müslüman Türk milletinin insanlığa hizmet yapası, Ayasofya’nın Cami olarak ibadete açılarak ibadet yapılması yanında, korunması, Medeniyet farkı olarak ortaya çıkmaktadır.

Çok kıymetli değerlerimize sahip olmak, kazanmak için mücadele yaptığımız değerlerin elde edilmesi, bazı insanların kör siyaset uğruna olması gereken değerlerden uzak kalmayımı sağlamalıdır?.

Var olması gereken değerlerin “YOK OLAN DEĞERLER!.” Olarak hayat bulmaması gerekir.

Dünü asla unutmamak ve dünden ders alarak elimizdeki değerlerin kıymetini bilmek gerekir.

Günün Sözü; Dağın altında da olsan, nasibin seni bulur.

 

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.