Cemalettin Bilgin

ŞEREFLİ BİR GECENİN ARDINDAN!.

Türk milleti; şerefsizce başlatılan bir geceden, şerefli bir geceye ayrılan ve devletine sahip çıkan millettir.

Evet; 15 Temmuz 2016 akşamı başlayan, Türk Milletine karşı başlatılan ihanet gecesi, asil Türk milletinin vakur duruşu, vatanına sahip çıkışı sonrasında huzurlu bir güne merhaba dediği gündür.

15 Temmuz 2016 tarihinde başlayan ihanet gecesi, 16 Temmuz sabahı aydınlık yarınlara hazırlanan Türkiye demektir.

15 Temmuzu anlamak ve çarpıtılan gerçekleri bir kez daha anlamak için gazeteci sayın  Şaban Sevinç bir TV programında Ayasofya meselesini tartışırken şu düşüncelerini ifade ediyor;  “ sayın Cumhurbaşkanı, Adalet ve Kalkınma Partisi 18 yıldır iktidarda neden 2003-2004-2005 de yani muhafazakar kesimin düşüncesinin hayat bulmasını istedi, Ayasofya’nın zincirleri kırılsın sözlerine neden bugüne kadar Ayasofya’nın açılmasını bekledi?” sorusuna cevap olarak sayın Mücahit Birinci cevapladı; “ ben cevap vereyim, ters bir soru sorayım  size, 1934 yılında alınan Bakanlar kurulu kararı, 1927 yılında da alınabilirdi neden 1934 yılında bu karar alındı da 1927 yılında alınmadı?”  dedi. Şaban Sevinç cevap olarak; “bilemiyorum o dönemde yaşamadığım için o dönemi bilemem” ilginç cevap değimli?.

Bence Ayasofya’nın Cami olarak ibadete açılması Türkiye Cumhuriyetinin Hür ve Bağımsız bir devlet olarak yoluna devam etmesidir ve yine 15 Temmuz ihanet darbe girişiminin başarısız oluşu, halkımızın kendi bağımsızlığının elden çıkmaması için yaptığı dirençte Türkiye Cumhuriyeti devletinin Hür ve Bağımsız olarak yoluna devam etmesidir.

İşte her iki husus ülkemizin ve milletimizin Bağımsızlığı için önemli noktalarıdır.

Şimdi birileri şunu diyebilir; “ülkenin bağımsızlığı Ayasofya’nın Cami olarak ibadete açılması ile ne alakası olabilir, İstanbul’da pek çok Cami var, ibadet yapmak isteyenler başka Camilerde ibadet yapabilir” diyecektir, zaten bu sözleri birileri söylüyor, ama iş bu kadar basit değil tabi ki!.

Daha öncede yazdım bugünde yazıyorum, Danıştay 10. Dairesi Başkan ve üyelerinden Allah razı olsun Türk milletini büyük bir vebalden ve bedduadan kurtarmış oldu.

İstanbul’un Fatihi Fatih Sultan Mehmet Han Hazretlerinin bedduası bizler sıradan vatandaşları bile vebal altına alıyordu, çünkü bizler vatandaş olarak emanet edilen eserin ne anlama geldiğini, bu ülkeyi yönetenleri seçerken bu bedduadan kurtaracak devlet adamlarını seçmek boynumuzun borcudur, o zaman bizleri sıkıntıdan kurtaracak devlet adamlarını seçme hakkımız olduğuna göre, seçim yaparken bizlerde pek çok şeyi düşünerek Cumhur İttifakı partilere  oyumuzu verdik.

Ayasofya Camisinin  Müzelikten kurtarıp aslına uygun bir şekilde Cami hizmeti vermesi her Müslüman Türk insanının boynunun borcudur.

Tarihi sürece bakıldığında hem MHP hem de AK Parti ve AK parti kurucularının Refah  partisi geleneğinden gelirken; “Ayasofya’da zincirler kırılacak, Ayasofya özgürlüğüne kavuşacak” sloganları atarak 2020 yılına gelen Cumhur İttifakı partilere oy veren seçmen, yapılan düzenlemenin ne kadar kıymetli olduğunu bilir.

Şu çarpıtmadan da kurtulmak gerekir, “efendim Ayasofya Atatürk döneminde Müze haline dönüştürüldü, yapılan düzenleme Atatürk’e saygısızlıktır” şeklindeki sözler tamamen asılsız ve gerçekleri yansıtmamaktadır.

Birileri gerçekten Atatürk’ü sevmiş olsa; YURTTA SULH, CİHANDA SULH” un ne anlama geldiğini bilmesi gerekir.

Bugün Ayasofya Cami olarak hizmet vermeye başladı ise Yurt’ta Sulh’un karşılık bulmasıdır, Cihanda Sulh’un anlamı ise, çevremizde bulunan ihanet içindeki devletlerden daha güçlü olmak, ülkemize yapılan ihanetlerin hesabını sormak ve içerde Türk milleti ile devletin barışık olması, yurt dışında da ülkemize  yapılan saldırıların son bulması ile mümkündür, Cihanda Sulh olması için, devletin koruyucu  gücü silahlı kuvvetlerimizin güçlü yapısı sayesinde yurt dışından gelecek her türlü saldırıya anında cevap vermek ve saldıran ülkeleri ve hain inlerini başlarına yıkmakla mümkündür.

Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti dünden daha bağısız bir ülkedir.

Cumhuriyeti kuran iradeye herkes saygılı olmalıdır, Türk milleti olarak Osmanlı İmparatorluğunu kuranlara, sağlıklı bir şekilde yönetenlere saygılıyız ama, artık bir Osmanlı ailesinin yönetimi yoktur, Osmanlı ailesinin yönetimi son buluştur yeni bir yönetim sistemi ile ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak serbest ve demokrasi kuralları için de yönetilmektedir.

Türk milletinin hiçbir yönetim ve yönetici ile bir derdi olamaz.

Türk Milleti doğduğu günden itibaren Hür ve Bağımsız yaşamayı bir haya tarzı olarak benimsemiş, hiçbir dönemde zincirlere vurulmayı, ayaklarına pranga vurulmasını kabul etmemiştir.

Bugünde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Devlet Başkanı ülkemizin Hür ve Bağımsız bir şekilde halkının refahı için çalışmakta, mücadele yapmaktadır.

15 Temmuz  2016 tarihi şerefsiz bir gecenin başlangıcından, şerefli bir güne başlangıç olarak değerlendiriyoruz.

15 temmuz akşamı saat 18 sıralarında ihanetin sinyalleri alınmışsa da, ihanet içindeki hainler kendilerini çok iyi korumuş, hainler devletin kurumlarında öyle yapılanmışlar ki!, devletin yetkililerinin her attığı adımı takip edecek güce sahip olmuşlar, ama hain FETÖ terör örgütünün elemanlarının ihanetleri devletimizin yetkilileri tarafından takip edilemez noktaya gelmişlerdi, taki 15 Temmuz 2016 tarih saat 21 saatine kadar!.

İhanet şebekesinin devleti kuşatırken, devletini seven yetkililerinin hatası olmamışmıdır?, tabi ki olmuştur!.

Birileri bugün; kontrollü darbe” safsata sözleri, zaten devletin kurumlarını yönetenlerin hatalı hareketlerinden dolayı ortaya çıkmıştır.

Halen bugün bile, devlete ihanet dipte, kendisini saklayan, kripto veya kişilerin zafiyetinden kaynaklı olarak devletin kurumları içinde ihanet şebekesi elemanlarının varlığından konuşuyor isek!, geçmişte yapılan, yaşanan kişisel zafiyetlerin sonucudur!.

Devleti yönetenler kişisel zafiyete düşerse, devleti yönetirken; bu benim yakınım, bundan zarar gelmez, o grupta gözükse de benim sözümden çıkmaz” diyerek zafiyete nasıl düşüyorlar ise, geçmişte de dost, arkadaş zafiyetleri, devletin yıkılması zafiyetini ortaya koymuştur.

Aslında herkes her şeyi biliyor ama, bugünlere nasıl geldik?, sorusunun cevabını samimi olarak vermiyor!. Neden?.

Nedeni; eş dost, hısım akraba ve küçük çıkar ilişkileridir!.

Atalarımız şu kıymetli sözü boşuna söylememiş; SU UYUR, DÜŞMAN UYUMAZMIŞ!…

Günün Sözü: ŞEREFLİ BİR GECEDE ŞEREFSİZLERE FIRSAT VERME YARABBİM. AMİN

 

 

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.