Cemalettin Bilgin

NEYMİŞ?

Neymiş efendim?

Güçlendirilmiş Parlemento!..

Ülkemiz 80 sene Parlementer sistemi ile yönetildi, her seçim sonrasında tek başına hükümet kuramayan Parlementer sistem, zorunlu ve baskılar sonunda bir kaç parti bir araya gelip kısa süreli  Hükümet kurarak ülkenin önemli zamanları boşa gitmiştir.

Ülkemizde çok  partili Parlementer sistem öncesinde tek partili yönetim vardı.

Cumhuriyetin kurulması ile birlikte 1923 yılında Halk Fırkası (Halk Partisi) kuruldu. 1924’te “Cumhuriyet” sözcüğü eklenen parti, 1935’teki 4’üncü kurultayda “Cumhuriyet Halk Partisi” adını aldı.

Halk Fırkası CHP 1923’ten 1950’ye kadar aralıksız iktidarda kaldı.

Demokrasinin bir gereği olarak çok partili hayata geçişin öncülüğünü yapan Atatürk, Halk Fırkası’nı kurdu. Onun açtığı yolda Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Cumhuriyet Fırkası kuruldu. Halk Fırkasından başka partinin kurulma isteğini Atatürk istedi, ancak İsmet İnönü’nün ikinci partiye tahammül edememesi, İzmir’de yaşanan olaylar sonrasında parti kurucuları Atatürk’le konuşarak; “paşam ikinci partinin kurulması sıkıntı yaratıyor, biz partinin kapatılmasını istiyoruz, aksi taktirde sıkıntıların büyüyeceğini düşünüyoruz” diyerek Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatta olduğu dönemde çok partili hayata tam manasıyla geçilemedi.

Ülkemizde çok Partili sisteme 1946 yılında geçildi, ilk çok partili sistemde “ gizli tasnif”  sistemi ile oylar gizli sayıldı,  bu sistem içinde yaşanan süreçlerde ülkede büyük sıkıntılar yaşandı, daha sonraki seçimde “gizli oy, açık tasnif” olarak oy kullanılınca DP 487 Milletvekilinin 416 tanesini kazandı.

1950’de yapılan genel seçimler ise Demokrat Parti’nin zaferiyle sonuçlandı. 14 Mayıs 1950 günü yapılan seçimlerde DP ezici bir çoğunlukla sandıktan çıkarken, 27 yıldır ülkeyi yöneten CHP ise iktidarını kaybetti. “Yeter söz milletindir” sloganı ile seçimlere giren Demokrat Parti 487 milletvekilliğinin 416’sını kazandı.

DP 1960 darbesine kadar iktidar oldu, Türk çiftçisinin ve köylüsünün yüzü güldü, baskı rejimi Demokrat Partinin iktidarı ile son buldu, usulüne uygun okunması yasaklanan EZAN usulüne uygun okutulmaya başlandı, yasaklanan Kur’anı Kerim serbestçe okunmaya başladı.

Bu kısa açıklamadan sonra, ülkemizde Tek başına iktidarlardan daha çok çeşitli partilerin koalisyonları ile yönetildi, koalisyon hükümetleri uzun soluklu olmadı, her yapılan seçim ülkemizde ekonomik sıkıntıların yaşanmasına neden oldu!.

Ülkemiz 2018 yılına kadar Parlamenter sistemle yönetildi.

Halkımız Milletvekillerini seçiyor, Milletvekilleri de TBMM’ye müracaat eden Cumhurbaşkanı adaylarından bir tanesini seçiyordu, her Cumhurbaşkanı seçiminde Türk Silahlı Kuvvetleri içinde “darbeci zihniyete” sahip subaylar, Cumhurbaşkanının sivilden değil de mutlaka asker kökenli birisinin seçilmesini arzuladılar ve hatta baskılar yaptılar!.

Parlamenter sistemde ülke yönetiminde daha çok koalisyonlar hakim idi, partiler kendi aralarında anlaşamadıkları için TBMM  başkanını bile seçmekte sıkıntı yaşadılar, aylarca TBMM başkanı seçilemez oldu, Cumhurbaşkanı seçimlerinde askerler seçimlere her zaman müdahale etmekte tereddüt etmediler, seçimlerin yapılacağı günlerde TBMM binası üzerinden Türk Hava Kuvvetlerine ait uçakların uçması ise tarihe kara leke olarak geçmiştir!…

2018 tarihinde yapılan seçimlerde Halk oylaması sonunda Cumhurbaşkanlığı seçim sistemini bizler halk olarak kabul ettik, Cumhurbaşkanını halk olarak seçmeyi anayasa değişikliği ile halk oylamasında kabul ettik, Başbakanlık kalktı ve Cumhurbaşkanı idaresinde seçimleri yaparak Halk oyu ile ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmuştur.

Bazı Muhalefet partileri son günlerde, tekrar geçmek istedikleri Parlamenterler Sistemde;  48. Hükümet – 5 Ay 49. Hükümet – 15 Ay 50. Hükümet – 27 Ay 51. Hükümet – 25 Ay 52. Hükümet – 4 Ay 53. Hükümet – 4 Ay 54. Hükümet – 12 Ay 55. Hükümet – 15 Ay 56. Hükümet – 4 Ay sürdü. Muhalefetin istedikleri sistem böyle koalisyonların kısa süreli yönetim sistemidir.

Bugün başta;  CHP, İP, DP, DEVA, SP, GELECEK PARTİSİ “Güçlendirilmiş Parlamenter” ismi ile bir sistemi istediklerini dile getiriyorlar.

Yukarıda ifade etmeye çalıştığımı Parlamenter sistem içinde koalisyonlara bir göz atalım.

Hangi koalisyon, hangi partilerle hükümet kuruldu? Ne kadar hükümette kaldı?

Aslında “Güçlendirilmiş Parlamenter” sistemin ne kadar sakat olduğu ve zaman içinde hükümetleri kısa zamanda yıkıldı bugüne kadar ortadadır, Parlamenter sistemin adın değiştirerek “güçlendirilmiş” sözünü eklemek halkı kandırmaktan başka bir anlam taşımamaktadır.

Mesela, Cumhurbaşkanı sayın Ahmet Necdet Sezer’in seçilmesini teklif eden DSP idi, buna ANAP ve MHP destek verdi Cumhurbaşkanı seçilmesini sağladılar, peki seçilen Cumhurbaşkanı sayın Sezer kendisinin seçilmesini sağlayan rahmetli Bülent Ecevit’e nasıl davrandı?.

Milli Güvenlik kurulu toplantısında, o kurulda gizli kalması gereken bir konu hakkında rahmetli Ecevit kendi düşüncesini  söylediğinde, Cumhurbaşkanı sayın Ahmet Necdet Sezer, Ecevit’e cevap olarak ANAYASA kitapçığını atarak cevap vermesi, Türkiye’yi ekonomik krizlere soktu. Bankaların batmasını sağlandı, gecelik faizler %7 binleri buldu, kriz üstüne krizler yaşandı, ülkemizi parçalamak isteyenlere gün doğdu!.

Parlamenter sistem içinde, Cumhurbaşkanı seçimlerinde sayın  Ahmet Necdet Sezer’den sonra,  Cumhurbaşkanı olarak  AK Partinin adayı sayın Abdullah Gül aday oldu, sayın Gül TBMM de seçilmesine rağmen TBMM de 367 dayatması ortaya atıldı, TBMM de Milletvekilleri tarafından seçilen sayın Abdullah Gül, seçildiği halde; “hayır seçim olmadı 367 oy aması gerekir” diyerek seçim iptal edildi.

Bunlar neyin göstergesidir?.

Türkiye’de Parlamenter sistem ülke yönetimini sağlamadığının en önemli göstergelerinden bir tanesidir, dolayısı ile halkımızın önüne muhalefet partileri tarafından getirilmek istenen “Güçlendirilmiş Parlamenter” bir fiyaskodur!…

TBMM başkanını dahi seçmekten uzak olan Parlamenter Sistem Türkiye için bir kaos ortamı yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır, tarihi süreçte yaşananlar bunun en net göstergesidir.

Bugün; 6+1 parti, yani kesinlikle birbiri ile uyumlu olması mümkün olmayan 7 parti genel başkanı Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yıkılması için kendi şartlarını zorlayarak bir sistem peşinde olsalar da Türk halkı mevcut sistemde kendi seçme yetkisini asla siyasi parti liderlerine bırakmayacaktır.

Günün Sözü; Dostunu görmek istersen oğul;  Darda gör, Zorda gör, Kavgada gör.  Hele bir de menfaatine dokun da gör.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.