52 yıllık basın mazisi olan bir gazetenin sahibi ve sorumlusu olarak mutlu ve huzurlu olduğumu ifade etmek isterim.
Yeşil Niksar gazetemiz 52. yayın yılını doldurdu, dile kolay yarım asrı geçen bir mücadele ile yolumuza devam ediyoruz.
Bizler rahmetli babamız hacı Mehmet Bilginden aldığımız hizmet bayrağını şanla ve şerefle taşımaya devam ediyoruz.
Birkaç gün önce özel ve güzel bir telefon geldi, karşımdaki beyefendi bu ülkeye hizmet etmiş saygı değer bir devlet adamı idi, telefon gelince heyecanlandım; “merhaba Hacı abimin yadigarı, nasılsın evladım, rahmetli Hacı abimin Yeşil Niksar gazetesi ile başlayan gazete aboneliğimin devam etmesinden çok mutlu olduğunu ifade etmek isterim, evladım sizleri tebrik ederim rahmet Hacı abim mirasını hayırlı evladına bırakmış olmasından duyduğumu mutluluğumu sizinle paylaşmak istedim, gazetenizin arka sayfasında “ÜRETMEYE MECBURUZ” sözlerini okuyunca siz değerli gençlerimizle gurur duydum başarılarınız daim olsun, sizlerin ülkemiz ve milletimiz için nasıl mücadele verdiğinizi takip ediyorum, Cemalettin evladım tebrik ederim başarılar dilerim, ailene ve hemşehrilerime selam ve sevgilerimi sunarım” dedi.
Sağlık Bakanlığı ve Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı yapan eski Tokat Milletvekilimi saygıdeğer büyüğümüz sayın Cevdet Aykan bu anlamlı ve güzel sözleri bizler ifade etmişti.
İnsan bazen hiddetlenir, hayatının ince çizgileri içinde gel git yapar, işte böyle bir anda saygıdeğer büyüğümüz Cevdet Aykan beyefendinin telefonu ve onun anlamlı sözleri ile kendimi toparladım.
Hani derler ya bir anlık hata, bir anlık gaflet, bir anlık hiddet insanı nerelere götürüyor!..
Herkes her makama gelmemeli, getirilmemelidir, makamlar ve mevkiler ülkemiz için, milletimiz için çok önemlidir.
Birileri geldiği makama nasıl geldiğini unutunca, halkında unutulması kaçınılmaz oluyor, halkın seçtiği kişiler, halk ile kavga etmeye başlıyor.
Her gün yayınlanan Yörenin Sesi Canik gazetemizde, önemli bir konuya temas etmeye çalışıyoruz, mesaj çok anlamlı ve mükemmel.
ÜRETMEYE MECBURUZ…
Dedikten sonra devamında;
ÇALIŞMADAN, YORULMADAN VE ÜRETMEDEN, RAHAT YAŞAMANIN YOLLARINI ARAMAYI ALIŞANLIK HALİNE GETİRMİŞ MİLLETLER;
EVVEL HAYSİYETLERİNİ,
SONRA AHÜRRİYETLERİNİ,
DAHA SONRA DA İSTİKLAL VE İSTİKBALLERİNİ KKAYBETMEYE MAHKUMDURLAR”. K. ATATÜRK
Evet; sevgili dostlar ve okuyucularımız bu anlamlı sözleri bizler gazetemizde uzun zamandan beri yayınlıyoruz, bazen matbaamızın reklam sayfasını yayınlıyoruz, ama bu anlamlı ve güzel sözleri okuyup değerini bilen ve taktir eden bir devlet adamımız olmuştur.
“ÜRETMEYE MECBURUZ” sözleri günümüz içinde hayati önem taşıyan sözler ve hayat bulması gereken bir düşüncedir.
Ülkemizde üretim her geçen gün azalarak devam ediyor.
Eşsiz topraklar, gürül gürül akan sularımız varken, ÜRETMİYORUZ ve işin vahim tarafı her geçen gün yüksek miktarlarda TÜKETİYORUZ.
Şu anlamlı sözleri de paylaşmak isterim.
İtin kavgası et,
Yiğidin kavgası Devlet için olur,
İt kemikle avunur,
Yiğit Vatanını savunur..bu sözleri bizler için çok değerlidir.
Bugüne kadar hayatımız hep mücadele ile geçti, hep devletimiz ve milletimiz için mücadele yaptık, tabi ki yaptığımız mücadele aynı zamanda kendimiz içinde oluyor, millet kazanınca bizlerde kazanan tarafta oluyoruz.
Hayatımızdaki yüzlerce mücadele içinde iki tanesini hatırlatmak isterim. Bir tanesi bölgemiz için hayati önem taşıyan Erbaa Hes projesi, diğeri ise milletimizi bölüp parçalamak isteyen FETÖ terör örgütü ile ve örgütün malını gasp etmek isteyenlerle olan mücadelem.
Erbaa Hes projesinin yapılacağını öğrendiğim gün, hiç tereddüt etmeden gazetemizin 1. sayfasında NİKSAR VE ERBAA OVALARI GASPMI EDİLECEK?” diye başladım, sonrası malum Niksar’a başladığımız “Erbaa Hes projesine HAYIR” kampanyasını başlattık yoğun bir mücadele içine girdik, ülkemizde ilk defa HES projesini hukuk yolu ile durduran bir şehir ve STK lar olduk.
“Erbaa Hes’e HAYIR” kampanyasını başlatmamız tamamen tesadüf oldu, aynı FETÖ terör örgütünden alınan FEM dershanesi gibi.
“Erbaa HES’e HAYIR” çalışmasını başlattığım da bana; “oğlum sen deli misin?, manyak mısın?, bu projeleri dev şirketler yapıyor ve yürütüyor, kadrosu omzu yıldızlarla dolu adamlar ve en üst seviyedeki bürokratlardan oluşmuş, senin ne gücün yetecek bırak bu işleri” dediklerinde çok sözler sarf ettim ama şu sözler halen hafızamda; bu tür projeler çok masum projeler değildir, başka devletler onlu değil, yüzlü yılların projelerini yaparak hayatlarına devam ediyor, bugün bizler bu projeleri masum gibi görür Su ve Topraklarımıza sahip çıkmaz isek, yarın Filistin gibi, Gazze gibi olmamamız için bir neden yoktur, siz yanımda yer almazsanız da ben bu işin mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğim” dedim ve mücadeleye başladık, o gün bizlere gülüp geçenler, sonrasında bizlerin en hayati günlerinde satanlar, mücadelenin sonunu belemeden bizleri terk edenler ve en ağır hakaret ve iftiraları atanlar, başladığımız mücadeleyi başarınca; “helal olsun bize, başardık, haklı idik” demeye başladılar!…
Erbaa HES konusunda pek çok insanımız teşekkür etti, bizler için en değerli teşekkür ve tebrik SANKO Holding yönetim kurulu başkanı sayın Abdul Kadir Konukoğlu ve kardeşi Zeki Konukoğlu beyefendilerin tebriki ve teşekkürü idi, çünkü proje SANKO Holding’in projesi idi, mücadelemiz öyle başladı, sayın Abdul Kadir Konukoğlu ve sayın Zeki Konukoğlu Niksar’a gelerek benimle görüşmek istediklerini öğrenince kendileri ile görüştüğümde; “Cemalettin kardeşimiz seni merak ettik ve tanışmak istedik, seni tebrik ederiz, bizlerinde yanlıştan dönmesine vesile oldun hatalı bir projeye almışız, hatamızı bizde sonra gördük, inşallah bölgenize yeni yatırımlar yaparak hizmet yapmak isteriz” dediler, güzel ve anlamlı sohbetlerden sonra vedalaştık.
Bir başka mücadelem 15 Temmuz ihanet darbe girişimi ile oldu, 17/25 Aralık tarihinde başlayan ihanetler 15 Temmuzda zirve yaptı 18 Temmuz tarihinde FETÖ ye ait FEM dershanesi yerine 1. TOKİ bölgesinde bulunan kiralık binaya KAYYUM HEYETİ el koyduğunu görünce şaşkına döndüm!.
İlk önce Niksar Mal Müdürü Salih beye konuyu sordum, sonra İlçe Milli Eğitim Müdürüne sordum, aldığı cevaplar aynı idi; “bize el konacak yerler Ankara’dan geliyor, ona göre işlem yapıyoruz” dediler!…
İlk gün mücadeleye başlayıp, gazetemizde, internet sitemizde ve sosyal medyada paylaştıkça çevremde homurtular başladı, 15 Temmuz ihanetini gerçekleştirenlere karşı STK lar olarak güç birliği yapıp güçlü olduğumuzu göstermek için yapılan toplantıda pek çok STK gibi “bende konuşmak isterim” dedim, toplantı her gece yapılmaya başladı, bizden sonra ismi konuşmacı olarak geçmeyen kişiler mikrofona davet ediliyor konuşturuluyor, diğer STK ların temsilcileri konuşturuluyor, ama bana bir türlü konuşma imkanı verilmiyordu, tam 25 gün konuşmama fırsat vermediler, sürekli engellendim!, sanırım benim vazgeçtiğimi düşündükleri bir gece aniden; “Cemalettin Bilgin’i mikrofona davet ediyoruz” anonsu ile şaşırdım, şaşkınlık ile birlikte kendimi mikrofonla buluşmuş gördüm!, aklıma ne geldi ise verilen 5 dakikalık zamanda söyledim çok heyecanlı konuşma yaptığımı kendimi izleyince anladım.
İşte Niksar’daki FETÖ terör örgütü mücadelemiz böyle engellere takılarak tam 2. 5 sene sürdü, mahkemelere verildim, defalarca Polis Karakolunda ve C. Savcılıklarında ifade verdim, peşime bir sürü pislik taktılar, ama nafile asla ve asla pes etmedim. Çok şükür vatan ve milletini seven ve bizler gibi savunan yetkililerin sağduyusu sayesinde devletimden çalınmak istenen 5 milyon TL değerindeki bir binayı devletime kazandırmanın mutluluğunu yaşıyorum, birileri yine kahpelik yapsa da, tetikçilik yapsa da, iftiralarını sıralasa da yılmadım.
Günün Sonu; İtin kavgası et, Yiğidin kavgası Devlet için olur, İt kemikle avunur, Yiğit Vatanını savunur..
YORUMLAR