Cemalettin Bilgin

MONŞÖRLER!…

Monşer kelimesi Fransızca olduğu bilinir.

Ülkemizde Mönşer olarak da kullanılır bazı cümleler devşirilince değişime kısa zamanda uğrar.

Aslında halk dilinde MÖNŞÖR, MONŞÖR olarak da ifade edilir ama Türkçe alfabesinde  “Monşer” olarak yazılır ve söylenirmiş.

Mönşör kelimesi veya sözü Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından birkaç sene önce, birkaç defa kullanıldığında daha çok dikkat çekmişti.

Halk arasında azda olsa kullanılan Mönşerler sözü biraz alaycı, biraz kibarlık, bazende itici anlamına gelen şekillerde kullanılır, sayın Cumhurbaşkanımız kullanma amacı sanırım Türkiye Cumhuriyetini yurt dışında temsil eden elçilerin, Batı hayranlığına kapılarak ülkemizi temsil etmelerinden kaynaklı eleştiri şeklinde ifade edildiğini anlıyoruz.

Son günlerde ülkemizde açıklama yapan Mönşerlerin çoğaldığını görüyoruz!.

Ülkemizde ne kadar mönşer varmışda haberimiz yokmuş!.

Türkiye cumhuriyetini temsil etmesi gerekenler yıllarca ülkemizi nasıl temsil ettiklerini, ülkemizin felaketlerden kurtulduğunu bugün daha iyi anlıyoruz!.

Ülkemizin yetiştirdiği ve önemli görevlere getirdiği generallerin yaptığı açıklamaları bugün görünce, ülkemizin bugün ayakta kalması bile MUCİZE olarak görüyoruz!.

Ne garip değil mi?.

Türkiye’yi temsil etmek üzere yurt dışında görevli Büyükelçiler, askeri yetkililer, bugün ülkemizin menfaatleri doğrultusunda açıklamalar yapması gerekirken, batı hayranlıkları depreşince, ülkemiz aleyhinde açıklama yapmaları bizleri şaşırtıyor ve sayın Cumhurbaşkanımızın “MÖNŞÖRLER”  yaptığı açıklamanın az bile olduğunu düşünüyoruz.

Ne ilginç; Batı hayranı, Türk milleti ve devletinin aleyhinde görevli büyük elçiler ve generaller!..

Monşer sözünün ne için sarf edildiğini kısa olarak yazdıktan sonra, kısa olarak sözlük anlamını not edelim.

Fransızca Olan Monşer Kelimesinin Türkçe Anlamı Nedir?
Türk dil kurumuna göre monşer aynı zamanda batı özentisi demek. Batı özentisi içinde olan ve bu tavırlara sahip olan kişilere monşer denir. Bu bakımdan iki anlamı var.

Bunları neden yazma gereği duyduk?

Hani birileri çoğu zaman “20 yılda ne yapıldı?” sözleri varya!

AK Parti 20 yılda neler yaptı bunun cevabını bizlerde veririz tabiki ama, 20 yılda ülkemizin aleyhinde temsilcilik yapan mönşerlerin temizlenmesine bile etmedi!.

Adına ne koyarsanız koyunuz.

Cumhuriyetin kurucu iradesi gazi Mustafa kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti, onun kurduğu partiyi işgal edenler tarafından batıya peşkeş çekildiğini görüyor ve anlıyoruz.

Yaşanan tarihi süreçleri unutmuyoruz, 15 Temmuz ihanetini asla unutmuyoruz!.

Ülkemizi yurt dışında temsil etmek için görevli olanların emekli olmadan önce nasıl temsil ettiklerini anlamaya çalışıyoruz!….

Ve diyoruz ki; Türkiye Cumhuriyeti ne kadar büyük bir devletmiş ki,

Türk Milleti ne kadar büyük ve güçlü Milletmişki, bu kadar ihanet karşısında dimdik halen ayakta duruyor!….

Bugün iş olsun diye bazı devlet kuruluşlarının özelleştirilmesini eleştirenler, yapılanları hiç görmüyorsa da, 3-5 gün önce Denizlere açılarak Türk milletinin mutlu geleceği için hizmete başlayan, ABDULHAMİT HAN GEMİSİNİ görmelerini isteriz.

Günümüz haberleşme imkanları içinde yapılanları, hizmetleri görmeyenler ağma falan değildir, milletine ihaneti görev sayan azınlıktır!…

Harplerin en büyük kazançlarında bir tanesi psikolojik harp olarak ifade edilen çalışmalardır.

Bugün dört tarafımız hainlerle çevrilmişken, TV lere çıkıp Yunanlıları savunanlar var ise, Yunanistan’ın şu imkanları var diyerek yaygara yapıyorsa, bunlar vatansever olamazlar!….

Cumhuriyetin kurucusu ve Halk  Fırkası’nın da (bugün ki CHP)  kurulmasını sağlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk gençliğine hitabetinden kısa örnekler verelim.

EY TÜRK GENÇLİĞİ

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.” Ne kadar anlamlı ve güzel sözler.

Bu sözleri Gençlere yönelik söylüyor ama, Türkiye’yi yurt dışında temsil edenlere de bir mesaj vermiyor mu?

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin.” diyor ve devam ediyor.

Her cümlesi, her ifadesi büyük anlamlar taşıyan söz sözlerin altını bir kez daha çizelim: “İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin.” diyerek çok açık ve net ifade kullanıyor.

Yani Cephede savaşan askerler; “komutanım mühimmatımız ve asker sayımız az ne yapalım?” diyen komutana, “ben size ölmeyi emrediyorum, ya İstiklal, ya ÖLÜM” emrini alan Türk askeri, ölmek üzere, vatan topraklarını koruyor ve  vatan Topraklarımızı Yunan gavurundan, Yunan çizmelerinden kurtarıyor!.

İLK HEDEFİNİZ  AKDENİZ diyerek Yunan gavurunun Akdeniz’e dökülme emrini veren ve Mehmetciğin Yunan askerlerini Akdenize gömdüğü tarihi süreci karalayanlar, o tarihi destanları kirletenlerin bugün Atatürk’ün kurduğu partide olmaları, adaların Yunanistan’a ait olduğunu!… Yunanistan’ın askeri gücünün daha fazla olduğunu “kemküm” ederek geveleyen ve söyleyen emekli büyükelçiler ve generallerin olduğunu görünce, sözde Atatürkçülerin söylenen sözler karşısında suskun kaldıklarını görünce; EY GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK BIRAKTIĞIN MİRASIN KİMLER TARAFINDAN İŞGAL ALTINDA BU VATAN TOPRAKLARINDA OLDUĞUNU BİR GÖR” demekten kendimizi alamıyoruz!.

Siyasetin ne kadar kirletildiğini, ülkemizdeki muhalefet partilerinin ne kadar kirli siyasetle ülke yönetimini ele geçirmek istediklerini anlıyor ve bunları halkın uyanmasına vesile olması için sık sık ortaya koymaya devam edeceğiz.

İSTİKLAL VE İSTİKBAL; HAVADA, KARADA,  DENİZLERDE, HER ZAMAN VE HER YERDE GÜÇLÜ OLDUĞUN SÜRECE KAZANMAK MÜMKÜNDÜR.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ne kadar kuşatma altına alındığını halen alınmak için gayret edildiğini anlamak için Muhalefet partilerine bakma yeterlidir!….

Günün Sözü; Ya söyleyecek sözü olmalı insanın, ya da susacak edebi.

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.