MECLİS ESTETİĞİ

Güzel ve anlamlı bir

Güzel ve anlamlı bir yazı.

Bahadır Yenişehirlioğlu; Hukukçu -Yazar –Aktör, Manisa Milletvekili, AK Parti Grup Başkanvekili TBMM ile ilgili çok anlamlı ve güzel bir yazıyı kaleme alarak kendi sosyal paylaşımında paylaşmıştır.

Bu anlamlı ve güzel paylaşımı, son günlerde TBMM de yaşanan olumsuzluklara cevap ve anlayanlara anlaması gereken bir not olarak okuyucularımıza sunmak istedik.

“MECLİS ESTETİĞİ

Meclis bir konuyu görüşmek, konuşmak, tartışıp karara bağlamak üzere bir araya gelmiş kimseler topluluğu olarak tanımlanabilir. Tarihten günümüze kadar emsalleri incelendiğinde meclisler; kimi zaman imparatorlarına danışmanlık etmiş, kimi zaman kralları denetlemiş kimi zaman ise savaşa ya da barışa karar vermiştir. Bu anlamda özellikle demokrasi kültürünün yerleştiği devletlerde meclisler kanun koyucu sıfatıyla oldukça değerli ve önemlidir. Şöyle bir düşünüldüğünde gerek tasarı aşaması gerek kuruluş süreci gerekse muhafaza edilme mücadelesi bağlamında en büyük bedelleri ödeyen meclislerin başında Türkiye Büyük Millet Meclisi gelmektedir. Kuruluş safhası; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışından Erzurum Kongresi’ne, Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kurulmasından 23 Nisan 1920 tarihine kadar feraset ve cesaretle taçlanmış bu süreç aynı zamanda zorluk ve imkansızlıklarla dolu bir sabır imtihanıdır. “Egemenlik Kayıtsız ve Şartsız Milletindir!” fikriyatı esas paroladır. Saymakla bitmeyecek yüzlerce saldırıyı berhava eden Türkiye Büyük Millet Meclisi son zaferini 15 Temmuz’da kazanmıştır. Ülkemizi işgal etmeyi hayal edenlerin ilk saldırı hedeflerinin millet iradesinin tecelligahı olması, Meclisimizin ihtiva ettiği anlamı ve önemi bir kez daha gözler önüne sermiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin mimarisinin her parçası belli başlı özel anlamlar barındırmaktadır. Şeref holündeki korkulukların başak şeklinde tasarlanması üretim ve ziraatı, Üzümlü Kapı Anadolu’nun salkım motifini, TBMM Genel Kurulu’nda bulunan 16 adet avize; tarihteki 16 Türk Devleti’ni temsil etmektedir. TBMM binasına yukarıdan bakıldığında adeta bakanlıkları ve Ankara’yı kanatları altına alan, kucaklayan bir form görürüz. Bu bağlamda fiziki yapısıyla da “milletin evi” olma anlamını kuşanmaktadır. Yine TBMM Genel Kurulu’nda çalışmaları sırasında Milletvekillerimizin karşısında gördüğü söz: “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir!” sözüdür. Bu anlamda Milletvekillerine milletin adına ve millet için karar verdikleri her daim hatırlatılmaktadır. Tabi fiziki yapıların barındırdığı özel anlamlar haricinde meclis bir ruhu, bir mücadeleyi ve kararlılığı da temsil etmektedir aynı zamanda. Gazi Meclisimiz bir uzlaşı kültürünü temsil etmekte, istişarenin kıymetine dikkat çekmektedir. Doğal olarak bu kutlu çatı altında toplumun hassasiyetlerine uygun davranılmalı, ortak bir tavır takınılmalı, milli vicdanı yaralayacak konuşma ve davranışlardan kaçınılmalıdır. Millet için karar veren, millete hizmet için yola çıkan Milletvekillerinin ya da siyasi partilerin milletin acılarından habersiz olmaları eşyanın tabiatına aykırı bir durumdur. Ölçülü bir çerçevede ve nezaket içerisinde geçmesi gereken görüşmelerin sert tartışmalara evrilmesi zaman zaman olabilir elbet ancak burada temel hedef milletimizin ve ülkemizin menfaatleridir. Meclisin hem maddi hem de manevi estetiği işte bu noktalarda kendini göstermektedir. Herkes ideolojisi çerçevesinde kendisini ifade etme özgürlüğüne sahiptir bu konuda en ufak bir soru işareti yoktur.

ANCAK; çalışmalarımız, millete ulaşma ve milleti hissetme oranında geçerli, millete dokunma nispetinde değerlidir. Elbette eleştiriler olabilir, elbette her adımın takdir edilmesini beklemek gerçekçi bir yaklaşım değildir ancak milli ve manevi değerlerimizi müşterek bir payda olarak düşünmeli ve bu şekilde hareket etmeliyiz.

UNUTULMAMALIDIR;

Tarih; kimin kimin safında durduğunu yazmıştır. Milletin vicdan defterine imza atılmaması, merhamet sınavında geçer not alınmaması demektir. Ortak bildiriye imza atıl(A)maması insanlık adına sınıfta kalmak demektir. Şehitlerimizin aziz hatıraları söz konusu olduğunda akan sular durmalıdır, çağlayan pınarlar kurumalıdır, güneş artık ısıtmamalı, ışık artık aydınlatmamalıdır; siyaset bir kenara bırakılmalı vatandan ve bayraktan yana durulmalıdır. Türkiye’nin görkemli tuvaline terörle vurulan ucuz boya darbeleri al bayrağın rengini solduramayacaktır…

Bahadır Yenişehirlioğlu

Hukukçu -Yazar -Aktör

Manisa Milletvekili

AK Parti Grup Başkanvekili