Cemalettin Bilgin

KISSADAN HİSSE!.

AMA LÜTFEN OKUYUN!

İsa aleyhisselam bir ağacın altında ibadet eden birini gördü. Dikkatlice baktığında adamın ayakları felçli olduğunu anladı. İki gözü de görmüyordu. Vücudunda ise baras hastalığı olduğu anlaşılıyordu. Ama adam bütün bunlara rağmen, mutluluktan uçacakmış gibi dua ediyordu;  “Ey nice zenginlere vermediği nimeti bana ikram eden Rabbim! Sana ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun!..”

İsa aleyhisselam kötürüm adama yaklaştı; “Ayağın yürümüyor, gözün görmüyor. Bedenin de sıhhatli görünmüyor? Peki hangi nimettir, nice zenginlere verilmediği halde sana verilen?”.

Kapalı gözleriyle sesin geldiği yana yönelen kötürüm adam dedi ki; “Allahü teâlâ bana öyle bir kalp vermiş ki, o kalple O’nu tanıyorum. Öyle de bir dil vermiş ki, o dille de O’na şükrediyorum. Halbuki, dünyanın serveti elinde olan nice zenginler var ki, kalbinde O’nu tanıma sevinci, dilinde de O’na şükretme mutluluğu yoktur. Ama Rabbim bana bu sevgiyi ihsan eylemiş.

İsa aleyhisselam;  “Ver şu elini öyle ise!” diyerek elinden tutar, gözlerinden öper.

Peygamberin dudaklarının değdiği gözler anında açılır. Karşısındakinin İsa aleyhisselam olduğunu görünce heyecanlanan adam;

“Sen şu ölüleri dirilten, hastalara şifalar bahşeden mucizelerin sahibi Peygambersin”, der.

Sonra da ayakları üzerine kalkabildiğini anlayınca söylediği ilk sözü şu olur; “Yâ Nebiyyallah! Sendeki bu mucizeler de O’ndan değil mi? Öyle ise izin ver de geç kalmayayım, O’na şükredeyim”, diyerek hemen yere iner, başını secdeye koyar ve der ki;  “Rabbim! Seni tanıyan bir kalple, şükreden bir dil nimetinin şükrünü yapmaktan acizken, şimdi gören bir çift gözle, yürüyen iki de ayak lütfettin. Artık bilemiyorum nasıl şükretmem gerekiyor bu eşsiz nimetler karşısında?”

Adam bunları söyledikten kısa bir zaman sonra ruhunu teslim eder.

Hadiseye şahit olanlar İsa aleyhisselama derler ki; “Yâ Nebiyallah! Onu secdeye indiren nimetlere biz tâ baştan beri sahibiz. Ama hiçbirimiz onun duyduğu gibi bir mutluluk duymadık”.

İsa aleyhisselam da onlara şöyle buyurur; “Öyle ise, tefekkür edin, siz de düşünün! Düşünen, sahip olduğu nimetin farkına varır. Düşünmeyen ise kendisini mahrumiyette sanır!”

İnsanoğlu nimet içerisinde iken nimetin kıymetini idrak edemez. Balık suda iken suyun kıymetini bilmediği gibi. Ne zaman ki Sudan bir mahrumiyet olur, işte o zaman çırpınmaya başlar ama iş işten geçmiştir. Artık yolun sonu görülmüştür.

Ya Rab! Zatının, sıfâtının, esmâının, efâlinin hudutsuzluğunca verdiğin nimetlere şükürler olsun. Amin

 

KİBİRLİ OLMAK, DERS ÇIKARTMAK!.

Moğollar, Buhara’yı kuşattıklarında, halkın direnişi olduğundan uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han, Buhara halkına bir haber gönderdi.

– “Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla aman vermeyeceğiz!” der.

Müslümanlar iki gurup oldu.

Bir gurup;  “asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak gazi olur, şerefimizle yaşarız” dediler.

Öbür gurup ise; “kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez” dediler ve teslim oldular…

Cengiz Han, silah bırakıp da teslim olanlara; “Teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galip geldiğimizde, şehrin yönetimini size bırakalım” dedi. Böylece İki Müslüman gurup savaşmaya başladılar.

Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galip geldi.

Savaştan sonra Cengiz Han, kendisine teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti.

Sonra meşhur sözünü söyledi: ‘Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar!.

Kıssadan Hisse; Hatalı diye kardeşlerine düşman olup, gerçek düşmana yaranmaya çalışırsan, düşmanın oyuncağı ve zulümlerinin de ortağı olursun..!

———                         —————–                  ————-        —————-

İbrahim Ethem Hazretleri, tâcı tahtı terk ediyor, Seneler sonra Kendi YAPTIRDIĞI Camide yatsı Namazı kılıyor, Dışarıda kar var, hava çok soğuk, “Şurada kıvrılayım da sabah olunca giderim” diye düşünüyor, Caminin bekçisi geliyor…

Bekçi: “Ne yapıyorsun burada” diyor…

İ. Ethem: “Müsaade et şurada yatayım, Sabah Namazından sonra gideceğim” diyor,

Bekçi bacağından tutuyor onu ve “İBRAHİM ETHEM SENİN GİBİ ÇULSUZLAR İÇİN YAPTIRMADI BU CAMİYİ” diyor ve bacağından sürükleye sürükleye, kafasını merdivenlere vura vura atıyor onu dışarıya…

İbrahim Ethem; “Ben bu camiyi yaptırdım” diyemiyor KİBİR olur diye, Çaresiz şehre gidiyor, Her taraf kapalı, sadece bir yer açık, bir ekmek fırını…. Kapıyı çalıyor ve sabaha kadar oturma müsaadesi istiyor, Orada çalışan işçi “Geç otur” diyor, Aradan bir-iki saat geçiyor, Sabah ezanı okunmaya başlıyor, Okunduktan sonra işçi dönüyor…

“Hoşgeldiniz nereden gelip nereye gidiyorsunuz isminiz ne?” diyor

İbrahim Ethem de “Ben iki saattir burada oturuyorum şimdi mi geldi aklına sormak” diyor…

Fırıncı; “Ben bu fırında işçiyim, İki çocuğum var, iki de yetime bakıyorum, Ben onlara şimdiye kadar HARAM LOKMA YEDİRMEDİM, Senin geldiğin vakit benim mesai saatim dahilindeydi, Ezan okundu mesaim bitti, Seninle istediğin kadar konuşabiliriz, şimdi KAZANCIMA HARAM karışmaz” diyor…

İbrahim Ethem; “Sen ne güzel adammışsın, Sen ALLAH’tan bir şey isteyip de olmadığı vaki oldu mu..?” diye soruyor, “Ben ALLAH’tan ne istediysem verdi, Fakat ALLAH’tan bir şey istedim, Onu bana vermedi, ALLAH’a yalvardım, bana İbrahim Ethem Hazretlerini göster diye, bana onu göstermedi” diyor…

“O ALLAH ÖYLE BİR ALLAH Kİ” diyor İbrahim Ethem Hazretleri “İBRAHİM ETHEM’İN BACAĞINDAN SÜRÜKLEYE SÜRÜKLEYE, KAFASINA VURA VURA GETİRİR SANA GÖSTERİR, SEN YETERKİ YÜREKTEN İSTE” diyor…

Sevenin sevdiginden istedigi tek şeydir DUA… Ayrı bedenleri bir muhabbette birleştirendir DUA…

Çaresizken sığındığımız tek limandır DUA…

Kulun RABBİY’le teke tek buluştuğu andır DUÂ…

“YOKSULUN EKMEK KAPISI, DERTLİNİN DERMAN KAPISIDIR DUA…”

RABBİM Fırıncının Duası gibi İHLASLA Dua yapabilmemizi nasip etsin, Dualarda buluşalım ve her şer HAYR olsun İNŞALLAH… Âmîn.!!

Günün Sözü; DUA HER HASTALIĞIN İLACIDIR. ALLAH’IM SANA ŞÜKÜRLER OLSUN.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.