İFLAS ETMİŞ BİR PARLAMENTER SİSTEM ÜLKEMİZDE ÇOK SIKINTILAR YAŞATTI.
Ülkemizi karanlık günlere sürükleyen, onlarca karanlık olayların açığa çıkmasına mani olan PARLAMENTER SİSTEM bitmişken, neden CHP genel başkanı sayın kemal Kılıçdaroğlu “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”i savunmaya çalışıyor!.
Ülkemiz Parlamenter sistemin zafiyetlerinden çok sıkıntı çekti.
Ülkemizde öyle sıkıntılar yaşandı ki, yaşanan sıkıntıların hangisini saysak bu sayfalara sığmaz.
Parlamenter sistem devletin bütün kurumlarını kilitleyen, hükümetlerin kurulmasına mani olan, Bankaları ve bütün kurumları yerle bir eden siste iken, neden CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu ısrarla Parlamenter sistemi savunurken, ismine ek yaparak savunmaya çalışıyor?
İflas etmiş bir Parlementer sistem vardı, bunun yanına “Güçlendirilmiş” sözünü ekleyince gerçekten Parlamenter sistem güçlümü olacaktır?
Daha önce Parlamenter sistem ile ülkemiz yönetiliyordu, bu sistemin iflas etiğini pek çok örnek vermek mümkündür ama bir tane örnek vermek isterim.
Ülkemizde Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel idi, Hükümet Refah Partisi (RP) ve Doğruyol Partisinin (DYP) koalisyonu kurulmuştu, hükümet gayet başarılı bir çalışma yürütürken, hükümetin başarılı çalışmasını hazmedemeyen şerler ve işbirlikçileri, RP-DYP hükümetini yıkmak üzere harekete geçtiler ve ülkemizde iç karışıklık yaratmak için Fadime Şahinleri çeşitli kıyafetlere bürünmüş satılmış beyinleri devreye sokarak ülkenin huzurunu kaçırmaya başladılar.
RP ve DYP nin kurduğu hükümet yani RP genel başkanı olarak rahmetli Necmettin Erbakan Başbakan, DYP genel başkanı sayın Tansu Çillerde Başbakan yardımcısı olarak başarılı ve uyumlu bir hükümet yürütürken, içimizdeki fesat yuvaları devreye girerek her gün yeni senaryolar devreye sürdü ve oyunlar oynandı ülkemizde ciddi sıkıntılar yaratılmaya başlandı.
Burada dikkatinizi bir kez daha, Parlementer sistemi savunanların ne kadar yanlış yaptıklarının altının çizilmesini istiyorum.
DYP nin kurucusu rahmetli Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı olarak görev başında, sayın Tansu Çillerde DYP nin genel başkanı ve başbakan yardımcısı olarak başarılı bir hükümet yönetiminde.
Şer güçler ve ülkemizdeki iş birlikçileri RP+DYP hükümetinin başarılı olmasını hazmedemeyince, sahneye sürdükleri satılmış oyuncular ülkenin huzurunun bozulması için yoğun gayret sarf etmeye başlayınca ve Başbakan rahmetli Necmettin Erbakan Başbakanlıkta ülkemizdeki dini cemaatlere ve tarikat mensubu insanlara İftar yemeği verdiğinde, İftar yemeğine gelen tarikat mensupları veya liderleri , bindikleri araçlar bakımlı ve bir üst sınıf otomobiller olunca, pusuda bekleyen şerler başbakanlığa İftar yemeği için gelen misafirlerin resimlerini çekerek, büyük bir algı operasyonuna devam ettiler ve süreç öyle bir hale geldiki, ülkede kardeş kavgasının olmaması için rahmetli Erbakan, Tansu hanımla fikir birliği ederek, rahmetli Necmettin Erbakan “ben başbakanlığı bırakıyorum, sen başbakan ol, Hükümet kaldığı yerden devam etsin” düşüncesi ile kendi başbakanlığını hazmedemeyen şerlere fırsat vermemek için kurulan güçlü bir Hükümet, yani Parlamenter sistemle kurulan hükümetin istifa edip, yerine DYP+RP hükümeti kurulmak üzere Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile görüşmek üzere Çankaya Köşküne çıktılar.
Hani Parlamenter sistemi savunan bugünkü muhalefet partileri varya, insanları kandırmak için adını; GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM” diyerek halkı kandırmaya çalışıyorlar!, halkımızın gerçekleri gördüğünü onlar unutmuş olsa da, bizler gerçek yaşananları unutmadık ve tekrardan hatırlatma yapıyoruz.
Başbakan Necmettin Erbakan Çankaya köşkünde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e “başbakanlıktan istifa ediyorum, hükümet Başbakan Tansu hanımın liderliğinde devam edecek, hükümetin güven oyu alacağının ispatı olarak, RP ve DYP li milletvekillerinin hükümete Güven oyu vereceklerine dair NOTER TASTİKLİ imza beyanları” diyerek başbakanlıktan istifa mektubunu verdi.
Başbakan Erbakan, yeni hükümeti kurmak üzere Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Tansu hanımı Çankaya’ya davet edip hükümet kurma yetkisini vereceğini beklerken, daha önce DYP den istifa ederek, kumpaslı sotalı yerde bekleyen! Tek milletvekili olan Yalım Erez’i Çankaya Köşküne davet edip hükümet kurma yetkisini, tek milletvekili olan yalım Erez’e verdi!…
Sonuç malum, hükümeti kuracak DYP ve RP partileri varken, yani Parlamenter sistem içinde en güçlü hükümeti kuracak partiler varken, 1 milletvekiline Hükümet kurma yetkisini DYP nin kurucusu, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Yalım Erez’e verdi ve aylarca hükümet kurulamadı, Türkiye hükümetsiz kaldı, bürokratlar çalışamaz noktaya geldi, ülke ciddi sıkıntılar yaşamaya başladı, bankalarda ciddi sıkıntılar yaşanmaya başladı ve sonra malum çok parçalı, bir hükümet baskı ve zorlamalarla kurulan bir hükümet!.
Eskiden Parlamenter sistemin kimlerin oyuncağı olduğunu gördük ev yaşadık.
Ülkemizde 5li çete olarak tabir edilen ve ülkenin en güçlü üyesine sahip STK ların hükümetlere baskı yaparak istediği kanunları çıkarttığını o günlerde yaşayan her insan bilir.
Ülkenin Başbakanını pijamaları ile kendi evinin kapısında bekleyen iş adamlarını gördük ve yaşadık!.
Şimdi soralım; eskiden Parlamenter sistem vardı, kurulan Hükümetler kısa ömürlü olur idi.
DYP (Doğru Yol Partisi)nin kurucusu Süleyman Demirel, Turgut Özal vefat edince Cumhurbaşkanı olarak TBMM tarafından seçilmişti.
Cumhurbaşkanı seçilen Süleyman Demirel, seçimlerde başarılı olan RP genel başkanına Hükümet kurma yetkisi verdi ve RP+DYP hükümeti kuruldu, başarılı çalışmalar yapan hükümete rahatlık verilmedi.
Ülkemizde kardeş kanı akmasın, kaos yaşanmasın! diye Necmettin Erbakan başbakanlıktan istifa etti, yerine Tansu Çillerin gelmesi beklenirken, ülkemizdeki güç odakları ve şer yuvaları başarılı bir hükümetin kurulmasına mani olmak için her oyunu oynadılar, ülke hükümetsiz kaldı, baskılar sonucu MHP yeni kurulacak olan hükümete ortak olarak girdi!.
Sonuç; kendi kurduğu DYP nin genel başkanına Hükümet kurma yetkisini vermeyen bir Cumhurbaşkanı.
Parlamenter sistem ile yönetilmek istenen Türkiye krizden krize sokuldu, ülke aylarca günlerce hükümetsiz kadı, ekonomik alt üst oldu, enflasyon gecelik % binleri buldu, egemen ülkeler ülkemizin hazinesine çöreklendi, İMF verdiği kredileri şartlı verdi, 2002 yılına gelindiğinde Hükümet memuruna ve işçisine maaş ödeyemez hale geldi.
Bugün, Cumhurbaşkanlığı seçim sistemi ise, Cumhurbaşkanını bizler 5 yıl için halk olarak seçiyoruz, hiçbir STK ve güç odağı seçimlere müdahale edemiyor, 2 dönem Cumhurbaşkanı olarak seçilen kişi 3. Dönem seçilemiyor.
Milletvekillerini yine halk olarak bizler seçiyoruz.
Bugün “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”i getirmek isteyen 6 parti lideri, bir biri ile uyumlu olmayan partiler, hükümeti nasıl kuracak ve yürütecek?.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi halk kabul etmeyecektir.
Çünkü; Cumhurbaşkanını bizler halk olarak seçiyoruz, neden seçme hakkımızı başka birilerine verelim?.
Türkiye’yi KAOSLARA SÜRÜKLEYEN, İFLAS ETMİŞ ESKİ PARLAMENTER SİSTEMİ TÜRK MİLLETİ ASLA KABUL ETMEYECEK, YABANCI GÜÇLERİN OYUNCAĞI OLMAK İSTEMEYECEKTİR.
Günün Sözü; ‘Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için diriler birbirini yiyor.”
YORUMLAR