Cemalettin Bilgin

Güçlü Devlet Yaraları Sardı!

Ay geçmiyor ki, bir felaketle karşılaşmamak mümkün değil.

2022 yılında çok ciddi sıkıntılar yaşandı,

Sel felaketleri, yangınlar, ülkemiz etrafında yaşanan sıkıntılar derken 2022 yılının sıkıntılı süreçlerini yaşadık.

Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan 2022 yılında yaşanan yangınlarda evleri tamamen yanan insanlara evlerinin yapılması ile birlikte anahtar teslim törenlerini gerçekleştirdi.

Antalya bölgesindeki yangınlar başladığında felaket telalarlı; “Ormanları OTEL yapmak için yakıyorlar, Hükümet kime peşkeş çekecek” diyerek yaygara yapanlar, Cumartesi günü Anahtar teslimi yapılan evleri ve bölgedeki YEŞİL alanı gördüler mi?

Ormanlar cayır cayır yanarken, Helikopterlerin havada cirit attığı, bölgedeki Orman yangınlarının söndürülmesi için mücadele yaptığını göremeyenler, yangın devam ederken, Ormanların yanmasına göz yumanlar kimlere bu bölgeleri peşkeş çekecek?” diyerek iftira atmaları, insanlık adına utanç verici idi!.

Cumartesi günü Manavgat bölgesindeki yanan evlerin yerine yapılan evleri görünce devletim ve milletim adına gurur duydum.

Yangınlar devam ederken, türlü çeşit iftira atanlar, konutların anahtar tesliminde yapılan konutları görünce günümüzde her biri VİLLA konumunda olan evler, köylerde yaşayan gariban insanlara teslim edildi.

Anahtar teslim  törenindeki insanlara ne kadar dikkat ettiniz bilmem!.

Cumhurbaşkanının yanına davet edilen ailelere bakıldığında sıradan köylü insanlarımız olduğunu ve hatta garibanların olduğunu anlamamak mümkün değil.

Konutlarının anahtarlarını teslim alan, o vatan sever Anadolu insanlarının hal ve hareketlerini görünce göz yaşlarıma hakim olamadı, göz yaşlarımız boncuk boncuk dökülü verdi.

Bir tarafta Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanı mütevazi bir şekilde felaketi yaşayan insanların mutluluklarına şahit oluyor, onların el öpmelerine izin vermiyor, diğer taraftan vatan ve millet sevdalı aileler Devletlerinin kendilerine en zor zamanda sahip çıktığı ve evlerinin anahtarlarını aldıkları için, “Allah devletimize zeval vermesin, Allah Cumhurbaşkanımızdan ve yetkililerden razı olsun duaları.

Ormanların yanması ile birlikte felaket yaşayan insanların hayır duaları, yaşadıkları felaketten sonra Hükümetin halkına sahip çıkmasının mutluluğunu yaşayan insanların sevinçlerini görürken, milletim adına gurur duymamak mümkün değil tabiki.

1 yıl önce yanan evlerinden sonra umutları yıkılmış insanların yanında Hükümetin bakanları yanlarında iken, acaba hükümet bize sahip çıkacak mı? diyerek acılar yaşayan insanların şu sözleri gerçeklerin görülmesi bakından önemlidir.

Evi yanan bir vatandaş; “Sayın Cumhurbaşkanım, hoş geldiniz. Beni tanıdınız mı? Yangın zamanında buraya gelmiştiniz, sizinle konuşmuştum. Ben bu evlerin yapılabileceğini düşünememiştim. Ama görüyorum karşıdaki ev benim evim” Antalya Manavgat’taki yangınlarda evi yanan Hüseyin Çetin…”

Düşünün bir kez!.

Felaket bölgesine gelen Cumhurbaşkanı o karmaşada evi yanan bir insanlar karşılaşıyor, evi yanan insan derdini anlatıyor ve umutsuz bir şekilde bekliyor, sonra yaşadığı yangın felaketi ve 1 yıl sonra yaşadığı mutluluğu aynı anda ifade ediyor.

Felaket tellallığı yapanlar bu küçük ayrıntıyı görürlermi?

Sanmıyoruz.

Dün; Ormanların yanmasında Hükümeti suçlayanlar!.

Bugün; mağdur vatandaşların evlerine kısa zamanda kavuştukları için hükümete teşekkür etmeleri gerekirken, “Hükümet tabiki vatandaşın sıkıntısını giderecek, vergileri boşunamı veriyoruz” diyerek millet ile hükümetin arasını açmaya devam ediyor!.

Bu ülkede ilk defamı Hükümet vergi alıyor?

1999-2000-2001 yıllarında yaşanan felaket dönemlerinde Hükümet vergi almıyor mu idi?

2002 öncesi hükümetler yaşanan felaketler karşısında ACİZ durma düşerdi, yani Parlamenter sistem çöküyordu.

Bugün parlamenter sistemi savunanlar, son yıllarda yaşanan onlarca felaket karşısında Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin nasıl güçlü ve anında her sıkıntılı sürece müdahale yaptığını görmezden geliyor.

Cumhurbaşkanlığı seçim sistemi ülkemiz için ne kadar kıymetli olduğunu her zaman görüyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti dünden daha güçlüdür.

Ülkemizde ve dünyada yaşanan sıkıntıların kısa zamanda çözülmesi için Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi ülkemizi yönetmemiş olsa idi, bugün ülkemizde ABD nin MANDA yönetiminde ekmeğe “mama” diyerek gezerdik!.

Hiçbir siyasi parti tarafı olmadan samimi bir şekilde ülkemizde ve dünyada yaşanan olaylar ve sonrasında çözümlere bakıldığında Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin ülkemizi felaketlerden kurtardığını görmek mümkündür.

2023 seçimleri yaklaştıkça Millet İttifakını oluşturan partilerin genel başkanları, Cumhurbaşkanı seçilecek insanın nasıl bir baskı altında olacağını ifade ediyorlar.

Allah korusun, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanı her yapacağı hizmeti kontrol  etmek isteyen parti genel başkanlarının baskısından kurtulup, Türk milletine nasıl hizmet edecektir?

Daha işin başında; “Cumhurbaşkanı seçilecek kişi yapacağı hizmetleri ilk önce parti genel başkanlarına soracak, bürokrat atamalarında parti genel başkanlarının istemediği atamayı da yapmayacak” sözlerini Gelecek Parti Genel başkanı Ahmet Davutoğlu  ve Deva partisi genel başkanı Ali Babacan söyleyince, 6 lı masanın ülkemizi nasıl bir felaketin içine sürükleyeceğini anlamamak için çok saf olmak gerekir.

Türkiye Güçlü olmak zorundadır.

Güçlü Türkiye ancak Hür ve Bağımsız olarak Türk milletine hizmet edebilir.

Yaşanan süreçleri halk olarak hep birlikte takip ediyoruz.

Bizlerde yaşanan süreçlerin bir kısmını tarihe not düşüyoruz!.

Günün Sözü; “Allah seni sevdiği için, seni sevmeyenleri senden uzak tutacaktır.”

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.