Cemalettin Bilgin

En Güzel İftar Yemeği

EN GÜZEL VE ANLAMLI İFTAR YEMEĞİ, KOMŞULARLA YENEN OLSA GEREK.

Cenabı Allah’a şükürler olsun, bugünde orucumuzu tuttuk ve iftarımızı ev komşularımızla gerçekleştirdik.

Uzun zaman oldu, komşularla bir araya gelememiştik, Cenabı Allah Ramazan ayının bereketini bizlere komşularla iftar açma imkanı verdi.

Cenabı Allah bir nimet bir hikmet biz insanlara sunuyorsa onda vardır bir keramet.

Uzun zaman oldu, komşularla bir araya gelemedik.

Günümüzde bahaneler biter mi?

Mazeretler günümüzde son bulur mu?

Yaşadığımız dünyada, ne mazeret biter, nede bahaneler biter.

Bir şeye niyet edeceksin o niyetinin gerçeğe dönüşmesi içinde gayret edeceksin.

İyi niyetle başlayan her iş mutlaka hayat bulmaktadır.

Şehirler büyüdükçe, geliştikçe ve de müstakil evler apartman olunca ne gariptir ki komşuluk ilişkileri bozuluyor.

Bayramlar artık tatile dönüşmeye başladı.

Bayramın gelmesi ile birlikte artık  “tatil” yerleri belirleniyor, bayram girdiğinde  bayramlaşma telefonlardan yapılmaya başlıyor!…

Bayramlarda evin çocukları ve gençleri bayramlaşma için komşuları gezmeyince, bayramlaşmalar kopuyor, evin büyükleri de Bayram telaşından fırsat bulursa yakın komşuları ve daha sonra hısım akrabaları ziyaret ederek Bayramlaşma devam ediyor.

Bayramlaşma küçük şehirlerde daha çok anlam buluyor, büyük şehirlerde bayramlaşma nerede ise hiç yapılamaz hale dönüşüyor.

Türk milleti olarak tüm olumsuzluklara rağmen, geleneksel hayat tarzı, dini ve milli örf ve adetler, Bayramlaşmanın devamını sağlıyor.

Hani pek çok zaman söyleriz ya; “ah şu eski bayramlar” diye başlarız.

Eski bayramları çocuklar, gençler şenlendirirdi, büyüklerde ziyaretler yaparak bayram mükemmel hale gelirdi.

Artık insanlar hem çok şeyler istiyor, hem de yorulmadan hayat yaşamak istiyor ve emek vermeden yemek yenmek isteyince kopukluklar başlıyor.

İftarda insan ailesiyle, sevdikleriyle iftar açması anlamlı tabi ki ama artık aile bireyleri hayat şartlarından dolayı gurbet ellere gidince, büyük aile oluyor küçük aile ve çocuklar, gençler hepsi bir tarafta olunca Bayramlarında tadı tuzu kaçıyor.

İftarların anlamlı olması ve geniş aile ortamını korumak için, komşuluk ilişkilerini mutlaka sağlamak ve devam ettirmek gerekiyor.

Bizlerde bu Ramazan gününde komşularımızla bir araya gelerek huzur ve mutluluğun yakalanmasına vesile olduk.

İftar yemeği sonrasında bir ablamızın şu sözleri bizleri duygulandırdı ve geçmişe taşıdı.

Ablamız şunları hatırlattı;  “Cemalettin bugün yaptığınız bu iftar yemeği bana rahmetli babanız Hacı ağabeyin güzel bir çalışmasını hatırlattı, Hacı ağabey her Ramazanda askeri iftara davet ederdi, komşuları, akrabaları da davet ederdi, rahmetli annen kalabalık aile olmasına rağmen iftara davet edilen insanlar en iyi şekilde ağırlanırdı, baban çok titiz insandı, Bayram günlerinde sabah yemeği olurdu yine baban yemeğe askerleri davet ettiğini bilirim, ailenizin bu güzel hizmetleri yaptığı için gıpta ile bakardık, Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun, inşallah. Sizde bu geleneği devam ettirmiş oldunuz, bizlerde uzun zaman göremediğimiz komşuları görmüş olduk, Allah  sizlerden razı olsun” dedi.

Gerçekten bu güzel sözleri duyunca çok mutlu olduk, mahalle büyüğü ablamızın sözlerini hatırlıyorum, bizlerde bu güzel anları yaşadık.

Yaşadığımız dünyada sanki her şey değişmek zorunda gibi.

Ne değişti ki örf ve adetlerimizi unutmaya başladık?

Gelişmişlik veya lüks hayat insanların birbirinden kopmasını sağladı, çok katlı apartmanlar pek çok önemli alışkanlıkları ortadan kaldırdı.

Köyde yaşayan insanlar artık şehre geliyor Yumurtasını, peynirini, yağını şehirdeki marketlerden alıyor.

Köydeki yaşamın değişmesi şehirde yaşayanları etkiledi, etkileme bir birini tetikledi ve bütün güzel alışkanlıklar yok olmaya yüz tuttu.

İftarda çocuk sayısı az idi, iftardan sonra çocuklar mahallede oynamaya başladı kulaklarımız çocuk seslerini duymaya başladı.

Eski Ramazanlar diye başlanan sözlerde bizler çocuk iken her mahalleye mutlaka gider camilerde namaz kılarken yaramazlık yapardık.

Çocukluk işte camide namaz kılarken bir  arkadaşımız kıkırdamaya yani gülmeye başladığında artık cami gülme krizine girerdi, tabiki gülme başlayınca cami cemaatinden bir büyük, çocukları kovalardı!…

Ramazan ayı boyunca mahalle mahalle çocuklar gezerdik, tabiki bu gezmeler bir hareket sağlardı, şimdi mahallelerde çocukların sesini duymak bile mümkün olmuyor.

Günümüzde torunlar şehir dışından gelince kulaklarımızın pası siliniyor!..

En büyük zenginlik ÇOCUK ZENGİNLİĞİ diye hep söylerim.

Çocukların olduğu her yerde neşe vardır, mutluluk vardır, her ne kadar bazı çocuklar göğe taş atarcasına yaramazlık yapsa da!..

Uzun bir aradan sonra aile olarak iftar yemeğinde komşularımızla buluşmak bizleri ve çevremizi mutlu etti.

Hele birde yemekten önce Semaver Çayını yapıp, yemekten sonrada Semaver Çayı ile meşgul olup çayları servis yapınca daha büyük keyif aldığımı, gündüz bahçeyi Bellediğim halde yorgunluğum aklıma bile gelmedi.

Pazar günü olunca eski gelenekler içinde yaptığım çalışmalardan büyük zevk alıyorum.

Bahçede Kümes hayvanları beslemek, bahçede evimizi yetecek şekilde marul, Maydanoz, Biber, Domates fidesi veya tohumu ekerek bahçeyi bellemek, sonra tırmık çekerek düzeltmek, ekimini yaptığımız ürünleri Yağmur suyunu biriktirdiğimiz depolardan sulamak insana keyif veriyor.

Ak şu eski Ramazanlar, diyerek başladığımız sözleri söylerken, güzel alışanlıklarımızı unutmamak gerekir.

Eskiden bağlar bahçeler ekilir, dikilir biçilirdi.

Şimdiki dünyada ne yazık ki en güzel alışkanlıklarımızı unuttuk her şeyi hazırdan tüketmeye çalışıyoruz.

Güzellikleri yaşamak istiyor isek, paylaşmayı bilmek gerekir.

Günün Sözü; Bir günah işlediğinde hemen tövbe et. İnsan suya düştüğü için değil, sudan çıkamadığı için boğulur.  Mevlana

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.