Bugün günlerden Pazartesi sabah saat 7.30- 08 civarı Bismillahirrahmanirrahim dedik işyerimizi açtık, peşimizden ilk ziyaretçimiz şehrimizin sembol insanlarından Osman kardeşim selam verdi, içeri girdi bize yardımcı oldu, kısa bir sohbet yapmaya çalıştık, Osman kardeşim yanımızdan ayrıldı.
Pazartesi günü Bismillah dedik başladık, Osman kardeşimden sonra peşinden Duran geldi, “ne yapıyon hastamısın” diyerek başladı söze, çayımızı içtik derken Avaralı Simitçimiz; “Simitttt dedi sıcak simitler geldi” diyerek selam verdi girdi içeri, sıcak simitleri aldık çay fasla başladı, Duran kardeşimizler yine sohbet yaptık, Duran’ın ilginç sözleri var dinlemek ve ders almak gerekiyor!.
Dedik ya sabaha iyi başladık, Duran’dan sonra Ferhat geldi; “Selamünaleyküm Cemalettin abi ne yapıyon” dedi başladı konuşmaya, kısa bir muhabbetten sonra kısa süreli müşterilerimiz geldi onlar yolcu ettikten sonra işyerimize bir arkadaş gelerek “Cemalettin Bilgin sen misin” dedi, “evet benim buyrun” dediğimde “abi seni aşağıda tekerlekli sandalye de bir bayan çağırıyor” dedi, bizde işyerinden çıkarak işyerinin alt kısmında bekleyen Zeynep kardeşimizi gördük, yanına gittik selamlaştık, hal hatır sorduk, Zeynep’i görünce kahveciye “iki çay getir” dedik indik yanına, sohbet ettik, uzun zamandır Zeynep kardeşimizi görememiştik, sohbetin ana konusu bugün Mevlid Kandili olduğu için yanıma gererek kandilimizi kutlamak istemiş, dertleştik o anlattı ben dinledim, resim çekindik “seni haber yapayım mı” dedim “yap olur abi” dedi.
Zeynep kardeşimiz %85 engelli, yürüme şansı yok, konuşurken zorlanıyor, ellerini kısmen kullanabiliyor, çaylar geldiğinde gülerek” ben Oruçluyum abi” dedi, bu sözler üzerine mutlu oldum ama aynı zamanda üzüldüm, %85 engelli bir insan bu önemli günde Oruç tutuyor, bizler gibi bedensel bir sıkıntısı olmayan insanlar Oruç tutmayı düşünememiş!, sanırım bu dostlarımızla konuşurken çok dersler alıyoruz bu ders bize bir hayli gerçek anlamda ders olacaktır!…
Zeynep kardeşimizle sohbet bir hayli devam etti, Zeynep Niksar Müftülüğünün açmış olduğu Kur’an Kursuna devam ediyor, geçen yıl Ali Can Bolat Müftümüzden talep etmiştik Zeynep’in Kur’an Kursuna gelmek istediğini, iki yıldır Zeynep kardeşimiz Yağmur Çamur demeden Kur’an öğrenmeye devam ediyor, Zeynep Kur’anı kerim okumasını biliyor kendisini daha iyi yetiştirmek için kurslara devam ediyor.
Evet; Zeynep kardeşimiz kıç aylarında bile çok rahatsız olmadığı sürede mutlaka Kur’an Kursuna gidiyor, Zeynep ile bir hayli sohbet yaptık işyerine gelen bazı müşterilerimiz geldi ise de biz Zeynep ile sohbeti uygun bulduk, Zeynep ile sohbet ederken Hüseyin kardeşiz geldi, Hüseyin gelince Zeynep müsaade istedi gitti, Hüseyin ile ilgilenmeye başladım Hüseyin; “Cemalettin abi benim maaşımı kesmişler, ben ne yapacağım şimdi” dedi yaşadığı süreci anlattı, Hüseyin Kurtay’ın sara hastalığı, sinirsel sıkıntıları var, kendi kendine konuşan, birden kızan, aklı dengesini bazen kaybeden, kendinden geçen özellikleri var, onu görünce zaten “ bu hasta demek için doktor olmaya da gerek yok, Hüseyin gerçekten pek çok hastalığı var, Hüseyin kardeşimiz hastalıklarından dolayı rapor alıyor, devletin verdiği maaşla hayatını devam ettiriyor, anlattığına göre verilen rapor süreli imiş rapor süresi dolunca maaşı otomatik olarak kesilmiş, Hüseyin bu süreçleri takip etmesi söz konusu olamaz, konuyu ilgili arkadaşlara sordum, karşı taraf; “abi raporu dolmuş bizde takip etmiyoruz sonra fark ettik rapor için yönlendirdik, bu arada küçük bir miktar kendisine ekonomik yardım yaptık” dedi.
Niksar Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfından Allah razı olsun, bu Vakfı kim kurmuş ise onlardan da Allah razı olsun kısa zamanda kısa çözümler bulunabiliyor.
Hüseyin Kurtay bu şehrin bir değeridir, konuştu dertlerini söyledi; “Cemalettin abi evin içerisi ısınmıyor, tavanın kontapilakları düştü, tavandan fareler aşağı atlıyor içerisi de ısınmıyor, başkanıma söyledim oda tamam yaparım dedi halen yapılmadı, başkana sen de söylermisin havalar soğudu, paramda yok zaten” dedi, Hüseyin anlattı biz dinledik, bu arada Veli kardeşimiz geldi, Veli elindeki teraziyi getirdi; “Cemalettin abi nerdesin” deyince bizler anlıyoruz, teraziyi bıraktı bizler tartıldık ve gitti, Hüseyin dertlerini anlattı bizlerde çözüm bulmak için gerekli yerleri aradık, ilgili arkadaşlar bir süre sonra bize döndü; “Cemalettin abi Hüseyin’in raporu düşük verilmiş haberin olsun, tekrardan şu işlem yapılması gerekir” dedi.
Ne ilginç değil mi?, Hüseyin’i görüp de ona sağlam rapor vermek mümkün değil, her hali ile perişan neden böyle oluyor?, demekten başka çaremiz yok, işlemler yeniden başlayacak.
Pazartesinin güzelliğini veya Mevlit Kandilinin güzelliği olsa gerek, her dostu arkadaşı bir birinin peşi sıra geldiler, Ferhat bugün gel git yaptı bir sıkıntısı var ama tam ilgilenemedim geldi çay içti gitti, derken Dilek hanım geldi Dilek hanımda bizim şehrin sembollerinden, uyanık gibi gözükse de saf ve temiz bir insan gariban, düşmüş gurbet ellere bu şehirde çileli bir hayat sürüyor, oda kandilimizi kutladı; “Cemalettin amca kandilin kutlu olsun” başladı anlatmaya, onu dinlemek isteyenler akşama kadar susmadan konuşan bir kardeşimiz, konuştu anlattı derken; “sana nazar değmiş dua okuyacağım” dedi, kendince bir şeyler okumuştur tabi ki, “Cemalettin amca şu senin dergilerden ver bana çoktandır okumadım” dedi gazeteleri verdik, ikramda bulunduk yemeğini yedi ve gitti, sonra bir telefon; “abi neredesin işyerinde isen sana birilerini gönderiyorum sıkıntıları var dinle çözüm bul” dedi!.
Bir süre sonra iki bayan geldi kendilerini tanıttı, Niksar şehir merkezine bağlı Niksar Hamidiye mahallesi sakinlerinden Gülten Ugan ve annesi gelenler, “buyurun” dedim anlattılar, 6 Kasım sabaha karşı Niksar Hamidiye mahallesinde yangın olmuş iki ailenin yaşadığı kalabalık bir ev yanmış iki evdede oturacak durumda değil Niksar itfaiyesi yangına müdahale etmiş ama ev yanmış kullanılacak eşya kalmamış, bayanlar anlattı bizde dinledik notlar aldık, Niksar belediyesi yardım etmedim?, dediğimde söz verdiler ama henüz yardım eden olmadı “belediye başkanı yardım edeceğim dedi, henüz haber yok kış geldi başkalarının evlerinde kalıyoruz perişanız yardımcı olurmusunuz ” dediler, bizlerde; “belediye söz vermiş ise yardımcı olur bende yardımcı olmaya çalışırım” dedim, bizler telefon açıp yetkililere söylemedik tabi ki ama notlarımız buradan yazmış olalım, taktir belediye başkanı ve ekibinin şu soğuk kış aylarında ev desteği kısa zamanda verilmelidir.
Bu süreç öğlen saat 12 sularına kadar devam etti, derken bir telefon Rusya’dan; “alo abi nasılsın” dedi anlattı karşıbağ mahallesinde çöp arabası yanlışlıkla bir vatandaşın evinin kapısını yıkmış, birkaç güç geçmiş ilgilenen yok, ev sahibi yaşlı, ilgilenen olmayınca yaşlı abimiz rahatsızlanıp Hastaneye kaldırılmış, bu evin kapısının tamiri kısa zamanda yapılmalı, belediyemiz için bunlar basit işler.
Bu önemli ve kutsal günde bunları yazdık taktir yetkililerindir.
Günün Sözü: MEVLİD KANDİLİMZİ KUTLU OLSUN
YORUMLAR