Cemalettin Bilgin

Anlayan Çok Şey İfade Eder!.

Bir alıntı yazıyı siz saygıdeğer okuyucularımıza sunuyorum.

Gerçekten günümüzde yaşanan süreçlere güzel bir örnek.

Günümüzde ne insani, ne ahlaki, ne iş ahlakına sığmayan kötülükler, çirkinlikler yaşanıyor.

Adına; insan demek bile yakışmayan  yaşantılar içinde hayat devam ediyor.

 

ANLAMLI BİR YAZI  (ALINTI)

İki delikanlı bir adamın koluna girip Hazreti Ömer’e getirirler;

“Ya Ömer! bu adam bizim babamızı öldürdü kısas isteriz” derler.

Mahkeme kurulur adama son isteği sorulur.

Adam: “Eşim ve çocuklarımı 3 günlük yolda bıraktım benden haber bekliyorlar.

Müsaade edin onlar ile helalleşeyim”

Hazreti Ömer; “İdam kararın verildi, sen 3 günlük yola gitmek için izin istiyorsun. Nasıl güvenelim sana?”

Adam; “Ya Ömer” der ve İsra süresi 34. ayeti okur.

“Söz verenler verdikleri sözden mükelleftir. Yarın huzuru mahşer de hesaba çekilecektir.”

Hazreti Ömer; “Peki, lakin  yerine bir kefil almamız lazım.

Sen gelmez isen onu idam edeceğiz.”

Adam ordaki kalabalığa sorar kefil olacak olan var mı?

Kalabalıktan ses yoktur.

En arkadan biri elini kaldırır ve

“Ben olurum Ya Ömer” der.

Bakarlar ki bu kişi Hazreti Ebu Zer’dir.

Herkes şaşkın!.

“Ya Ebu Zer neye kefil olduğunu biliyorsun değil mi?”

der Hazreti Ömer.

“Bırakın gitsin adamı ben kefilim” der yine Ebu Zer.

Adam biniyor atına uzaklaşıyor.

3 gün herkes adamı konuşuyor gelecek mi gelmiyecek mi? Mescitte bile gündem oluyor.

Akşam Namazına yakın uzaktan bir atlı geliyor. Gelen kişi 3 günlük izin alan idama mahkum olan kişidir.

Hazreti Ömer;  “be adam neden geldin?”

Adam; “Demesinler ki Müslümanlar söz verip de sözlerini tutmuyorlar demesinler diye geldim.”

Ölen adamın çocukları söz ister bu defa.

“Ya Ömer biz kısas hakkımızdan vazgeçtik.”

Hazreti Ömer;

“Peki neden affediyorsunuz babanızı öldüren bu adamı?”

“Ya Ömer demesinler ki Müslümanların arasında merhamet yok oldu!”

Ebu Zer’e dönüp;

“Sen bu adamın neyine, nasıl inandın da kefil oldun?”

Hazreti Ebu Zer;

“Ya Ömer demesinler ki Müslümanların arasında güven, itimat kaybolmuş. Onun için kefil oldum” der.

Birlik olalım.

Aramızda güveni, itimadı yok etmeyelim.

Yoksa dağılırız. Yok oluruz.

ALLAH birlik ve beraberliğimizi bozmamızı isteyenlere fırsat vermesin.    Amin.

İşte böyle bir hayatın içinden gelen Müslümanlar, bugün ne yazıkki her türlü fitneyi çıkartarak yaşamayı tercih eder hale gelindi.

Bakınız;  idama mahkum olan bir insana Müslümanların saygı duyduğu bir insan kefil oluyor, şayet geri dönmese  3 gün sonra kendisi idam edilecek, İslami kurallarda sözler çok kıymetli, ona rağmen şu sözler Müslümanlar içinde hayat buluyor; “Ya Ömer demesinler ki Müslümanların arasında güven, itimat kaybolmuş. Onun için kefil oldum” der.

Bugün Müslümanlar arasında Güven, İtimat ne kadar var?.

Geçen günlerde bir not düşmüştüm, “din ili gönül işi, gönüllü yapılmayan dini görevlere talip olunmamalı, para kazanmak için Patates, Limon satsın” demiştim.

Aslında bu sözler bana aitte değildi. Diyanet radyoyu dinlerken bir ilin Müftüsü sohbet sırasında bu sözleri sarf etmişti, çok hoşuna giden bu sözleri paylaştığımda Müslüman olduklarından şüphem olmayan insanlardan bazıları bana tepki veren yorumlar yapmış idi, yapılan yorumu sağlıklı okumayanların tepkisi yanlış idi, hatalı idi, buna rağmen tepkiler verdiler.

Şimdi bir başka not düşüyorum.

Köklüce (Fatlı) köyü Niksar’ın merkezi köylerinden birisi, güzel ve kalabalık bir köy.

Köklüce köyüne zaman içinde giderim, hısım akraba eş dost derken ziyaret yaparız.

Bayram gününe denk gelen zamanda akrabalardan bir kardeşimiz vefat etmişti, yine Fatlı köyüne gittik, günlerden Cuma idi, namaz saatine kadarki zamanda insanlarımızla sohbet yapma imkanımız oldu, ilk gelen tepkili söz; Cemalettin kardeşim koskoca köyde Cami İmamımız yok, Müftülüğü müracaat ettik, bir iki hoca burayı ziyaret etti ama sonra “ben gelmem, lojmanı beğenmedim” diyerek gittiler, lojmanımız gayet güzel, her türlü bakımlarını yaptık ama imamlar ne gariptir ki beğenmiyor burası büyük bir köy bak bugün Cuma ve Cenazemiz var, gönüllü insanlarımız olmasa Cuma günleri nerede ise namaz kılınmayacak” dediler, bu sözler çok kişi tarafından dile getirildi.

Ne demiştik; “din işi gönül işi, dini görevleri yapmak isteyenler, göreve talip olanlar gönüllü iş yapmalılar” dedik.

Bu düşüncemize karşı çıkanlar; “din adamı geçinmeyecek mi, çocuklarını geçindirmeyecek mi?” diyerek tepki verdiler.

Evet; din adamının bir hayatı olacak, çocuklarının geçimini sağlayacak, buna kimse itiraz etmez, lakin sözün özünde incelik var, bu inceliği fark etmek için koskoca Köklüce (Fatlı) köyündeki Camiye İmam bulunmuyorsa bu inceliğin ne olduğunu anlamak gerekir!.

Din adamı!. Allah’ı emirlerini tebliğ edendir.

Din adamı, Cenabı allah’ın en sevgili kulu Hz. Muhammed Mustafa (sav) efendimizin yolundan gitmeyi gönülden severek yaşamak isteyen insandır.

Yani Müslüman Din adamı; Gönül adamıdır. Dünyalıkları için değil, ebedi istirahat gahı için gönülden hizmet yapan adamdır.

Müslüman Din adamı gönülden görev yapması gerekirken, Müslüman her insanda yaptığı her görevi gönülden yapmalıdır, gönülden yapılmayan hiçbir şey hayırlı değildir, faydalı değildir, kazançları helal değildir.

Günün Sözü; GÖNÜLDEN YAPILAN HER İŞ HAYAT BULUR, GÖNÜLSÜZ YAPILAN İŞİN HAYRI OLMAZ!.

 

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.