Kış ayından sonra Bahar günlerin yaşamaya çalışıyoruz.
Son günlerde havalar mevsim şartlarının altında soğuk, güzel günler yaşayalım, Bahar günlerinin tadını çıkartalım derken, Pazar günü ülkemizde siyasetin üstüne kara bulutlar çöküverdi.
Ülkemizde siyaset sağlıklı temeller üzerine oturmalı, “artık siyaset kirlenmemeli” derken, Nisan ayının güzel bir Bahar günü, siyasetin üzerine kara bulutlar çöküverdi.
Siyasetin kirlendiği bir zamanda nasıl bir yazı yazılabiliriz ki?.
Pazar günü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için hazırlıklar yapılırken, çocuklarımıza örnek olunması gereken bir günde kötü bir senaryonun hayata geçmesi Cumhuriyete ilkelerine de pek yakışmadı.
CHP den istifa ederek mi?, zorla mı ettirilerek 15 Milletvekilinin İyi Partiye geçmesi şık olmadı, etik değil, lakin Pazar günü bu haberle gündem oluşu verdi.
Siyaset kirlenmiştir!. Bundan sonrasına Türk milleti karar verecektir.
22 Nisan 2018 tarihinde meydana gelen siyasi kirlenmeyi, Adalet Partisi ve CHP döneminde yaşamış idik, CHP genel başkanı Bülent Ecevit koalisyon hükümeti kurmak için Adalet Partisinden 11 milletvekilini Güneş Otelde transferi gerçekleşmiş, sonrası malum, Milletvekili transferleri o tarihte zirve yapmış idi.
Ülkemizde koalisyonlarla hükümet kurmanın ne anlama geldiğini 2002 yılı öncesinde görmüştük, bugün ki gençler bu milletvekili transferlerini yaşamadıklarını bilmiyorlardı, ama 22 Nisan’da kısmen gördü sonuçlarını da hep birlikte göreceğiz.
Siyasetin kirlenmemesi için gayret göstermesi gerekenler ne yazık ki siyaseti tam anlamı ile kirletmiş oldular, İyi parti genel başkanı sayın Meral Akşener, siyasete adım atarken çok iddialı sözler sarf etmişti, iddialı sözlerine devam etmeyi de sürdürdü, Meral Akşener; “Sırf aday olabilmek için grup kurmak gibi abidik, gubidik bir işimiz olmayacak.” sözlerini daha duyalı birkaç gün olmuşken, aradan geçen birkaç gün sonra, TBMM de grup kurmak için CHP den 15 Milletvekilinin İyi Partiye geçmesini nasıl izah edecek?, biz bu soruya cevap ararken sayın Akşener sözünü söyledi bile; Akşener, “Hukukun ve millet iradesinin önüne konan bu engelin aşılmasında, CHP ve değerli Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ortaya koyduğu tavır her türlü takdirin üzerindedir. Tarihi bir demokratik tavırdır. Siyaset ve demokrasi tarihimizde övgüyle yerini alacaktır.” ifadesini kullanması manidardır.
Siyasete yeni başlayan ve çok iddialı sözlerle halkın karşısına çıkan sayın Akşener, siyasi partisini yapılacak olan seçimlere dahi hazırlayamadığı için sürekli tehditkar sözlerle gündemde kalmaya çalışan bir siyasetçi ile karşı karşıyayız.
MHP yi ele geçirmek için büyük operasyonların yapıldığını unutmadık, MHP genel başkanlığını almak için milliyetçi söylemler sarf eden sayın Akşener, MHP de mücadele yaparken; başka parti kurmayacağım, parti içinde mücadele yapacağım” demesine rağmen, MHP de büyük kongre süresi uzayınca , apar topar yeni bir parti kurdu, kurduğu partide seçimlere hazırlıklı olmadığı halde iktidara her konuşmasında 1hodri meydan” diyerek seçim isteyen siyasetçi, MHP ve AK Parti liderlerinin bir araya gelip erken seçim kararı almasından sonra, seçimlere katılamayacağını anlayınca; “bizim önümüzü seçimlere katılmamamız için kesiliyor” diyerek kendi yaptıkları hatayı iktidar partisi ve ele geçirmek istediği partiyi suçlayarak siyasette ayakla kalma isteği halkımızın dikkatinden kaçmıyor.
Bir siyasi parti lideri hata yapabilir ama sürekli gaf yaparak liderlik yapamaz, bakınız neler söylemişti, Akşener, “Biz ne çukur ne cukka ne de yıkım ittifakı yapacağız. Grup kurmak için abidik gubidik işler yapmayacağız. Biz 100 bin imzayla çıkacağız yola” demişti, peki hani 100 bin imza.
Şunu samimi olarak ifade edeyim ki Akşener’in seçimlere katılması için aradığı 100 bin imza içinde bizlerde imza atmayı düşünürdük, neden mi?, seçimlere girsin mağdurları oynamasın, boyunun ölçüsünü alsın” diye!.
İnsanlarımız şunu öğrenmek istiyor, MHP yi ele geçirmek için sürekli Ülkücülükten bahsetti, Milliyetçi söylemler söyledi, kendisi parti kurdu partine çok sayıda sosyal demokrat insan üye oldu partide yer aldı, 100 imza ile hodri meydan dedi, Cumhurbaşkanlığına aday olacağını iddia etti, daha imza süreci başlatmadan CHP den 15 milletvekili partine alarak bugüne kadar söylediği sözlerin hepsini inkar etmiş oldu, buna nasıl güvenip de oy verelim?” deniyor.
Daha öncede yazmış idim bir kez daha yazalım, kafalardaki sorular cevap bulsun, 28 Şubat’ta İçişleri Bakanı iken, Genelkurmay İkinci Başkanı Korgeneral Çetin Sanver’in kendisi için “Ayağını denk alsın, yoksa Meclise gelir onu yağlı kazığa oturturum” sözlerini sineye çekerek, kendisine hakaret edenle bile yargıda hesaplaşması gereken siyasetçi, “GÖKKUBBEYİ” kendisine karşı çıktığını düşündüğü partilere yıkacakmış!…
28 Şubat süreçleri bu ülkeye yapılan en büyük ihanetler içindedir, 28 Şubat’ta taraf olmayan siyasetçilerin halkın karşısına çıkıp da; ben şöyle asarım, böyle keserim, ben güçlüyüm” deme hakkı da olamaz.
Meral Akşener’in bundan yaklaşık bir ay önce Kayseri İl Kongresi’nde konuştuğun da “Biz ne çukur ne cukka ne de yıkım ittifakı yapacağız. Grup kurmak için abidik gubidik işler yapmayacağız. Biz 100 bin imzayla çıkacağız” diyordu. Bu sözlerini İyi Partili çok sayıda teşkilat ve kişi paylaşmıştı. İyi partililere hatırlatmak ne anlam taşır bilmeyiz!.
Siyasetiler kendilerinden büyük sözleri sarf etmemesi gerekir, herkese ve hatta CHP ye bile minnet etmeyeceğini, Cumhurbaşkanlığına tek başına aday olarak çıkacağını ifade eden sayın Akşener; CHP kendisine 15 Milletvekili transfer edince sayın Kılıçdaroğluna; “Kılıçdaroğlu’nun adımı her türlü takdirin üzerindedir” dedi!.
Bu “gel git”ler şunu gösteriyor, ben bir yere geleyimde nasıl olursa olsun, halkın doğruları bilmesi, doğru siyaset yapılıp yapılmaması hiç önemli değil” anlamı taşır.
CHP 40 yıl önce Güneş Otelde gerçekleştirdiği Milletvekili transferinde, transfer ettikleri Milletvekillerini Bakan yaparak bu ülkeye çok sıkıntılar yaşatmıştı, şimdi ise kendi milletvekillerini başka partiye göndererek henüz daha oy potansiyeli dahi belli olmayan bir partiye destek vererek kendisine ihanet etmiş oluyor.
CHP gerçekten sosyal demokrat parti olarak söylediklerini hayata geçirmiş olsa, halkımız CHP ye önemli destekler sağlardı, lakin CHP halkın isteklerini bir tarafa bırakıp sürekli dışardan gelen bazı güçlerin sözlerine itibar ediyor, sonrası malum halk CHP ye destek vermiyor.
CHP 24 Haziran seçimlerinde kendisini toparlamaz ise son bir Tokat daha seçmenden yiyecektir. Gerçek CHP li olan insanlar, İyi partiye verilen 15 milletvekilinden rahatsızdır duymaktadır, oyu belli olmayan bir partiye, ana muhalefet partisinin bu kadar destek vermesinin karşılığını ders olarak Türk milleti soracaktır, zaman geldiğinde bunu hep birlikte göreceğiz.
Günün Sözü: ABİDİK GUBUDİK TÜVİSTE GEL.
Merhaba,
Sizin gibi demokrasiyi daima savunmuş bir büyüğümüzün bu son olay hakkındaki yorumlarını merak ederek girdim bu siteye ve yazınızı okuyunca şok oldum. Seçmende karşılığı olan ve muhtemelen barajı geçebilecek bir siyasi parti seçimlere giremesin diye başka iki parti birleşip seçim tarihini daha birkaç ay önce “çıkmaz sokağa girmedikçe erken seçim olmaz” sözlerini yutarak üniversite sınavının olduğu güne çekiyorlar. Yetmiyor, kanunun açık hükmüne rağmen YSK üzerinde baskı kurarak İyi Parti’nin seçime girmesini engellemeye çalışıyorlar, buraya kadar hiçbir eleştiriniz yok, CHP toplumda ciddi bir karşılık bulan siyasi bir partiyi meclise sokabilmek için mecburen de olsan vekillerini verince abidik gubidik iş oluyor.
Yahu siz kendiniz önceki yazılarınızda yüzde 60 oy alacağız diyordunuz, eğer yüzde 60 oy alacaksanız çok rahat olmanız lazım, kanundaki gereklilikleri karşılayabilen her parti girsin seçime neden karşı çıkıyorsunuz? Eğer sizler gerçekten demokrat olsaydınız, seçimin İyi Parti giremeyecek şekilde 3-5 gün hesabı yapılarak erkene alınmasına karşı çıkardınız, buna karşı çıkmadığınız gibi şimdi İyi Parti’nin kanunun açık düzenlemesi kapsamında (yine de 2 adet YSK üyesi sseçime girememesi yönünde oy kullanmıştır) seçime girecek olması sizi rahatsız ediyor.
Kusura bakmayın ama bir parti seçime girmesi gerekirken giremeyecek diye sevinmek sizlere yakışmıyor. Ayrıca CHP seçmenine de kafanıza göre rol biçmeyin, CHP seçmeni demokrasiye tam olarak bağlıdır, seçimlere girebilecek durumdaki bir partinin çeşitli hesaplarla seçimden uzak tutulmaya çalışılması nasıl vicdanları yaraladıysa, bu mükemmel hamle de o kadar mutlu ve memnun etmiştir.
Sizi rahatsız eden siyasetin sizin partilerinizin plan ve programına göre şekillenemeyecek olması mıdır? Yoksa sizler bir siyasi parti seçime girecek diye mi korktunuz? Yahu korkmaya gerek yok, rahatsızlığa da hiç gerek yok, yüce cumhur ittifakımız yüzde 60’ı rahatlıkla alacaktır…
sevgili kardeşim yazım çok açık ve nettir, bizler demokrasiye inanan insanlarız, ben var olan gerçekleri ifade etmeye çalıştım, CHP anamuhalefet partisi olduğu halde diğer partileri kendi çatısı altında birleştirmelidir, bu düşüncemize itirazınız olmaz sanırım, Cumhuriyetin kurucusu iddiasını ileri süren bir parti, henüz ne oy alacagı belli olmayan bir partinin kontrolüne girmemelidir, diğer partiler CHP çatısı altında buluşsınlar, hiç bir partinin baraj sıkıntısı yeni sistem ile zaten yok, İyi parti işin başında tek başına Cuhurbaşkanı adayı olduğunu CHP yede minnet etmediğini söyledi, ben söylenen sözleri yazdım not ettim, iktidar adayı bir parti oy potansiyeli olmayan partilerin kontrolüne girmemelidir, iyi partinin alacagı oyu şimdiden söylemek hatadır ama görünen köy kılavuz istemez alacagı yüzdelik oy % 3- 7 arasında olabilir CHP bu ülkenin önemli degerlerindendir, MHP de öyledir bu partiler olmalı ve her daim ülkenin emnyet supoplarıdır, yazdığım yazılar gerçekler içindedir sağlık ve mutluluklar dilerim
Abiciğim tekrar merhaba, son yazınızı ve cevabınızı okuyunca söylemek istediğinizi daha iyi anlıyorum, karşılıklı polemik varmış gibi algılanmasını istemediğimden pek uzatmak da istemiyorum, dediğim gibi seçim öyle veya böyle erkene alındı, şahsen seçimin erkene alınması ile ilgili hiçbir problemim yok, ancak bir partinin seçime girememesi ciddi bir mağduriyet oluştururdu, bu mağduriyet doğmadı, doğsaydı siyasi denklem ak parti aleyhine olarak bozulabilirdi de, ben demokrasiye inanmış bir birey olarak iyi parti’nin seçime girebilecek olmasından memnunum, bundan hepimiz memnun olmalıyız, beylik lafları bu ülkede etmeyen siyasetçi yok bunu da hatırlatıyım, şimdi iyi parti de kendi seçmenlerinden oy toplayacaktır, sonuçta başkanlık seçimine 100.000 imzayla her halükarda katılacaktı evet ama bir an için başkan seçildiğini ancak mecliste 1 vekili bile olmadığını düşünün, ülke yeni bir krize sürüklenmez miydi? Güneş motel olayı hükümet kurabilmek için yapılmış bir transferdi, burada transfer yok, tabanda karşılığı olan bir parti seçime girebilecek o kadar…