2020 yılına girerken komşularımızda yine Kan ve Göz yaşları vardı, inşallah 2020 yılının ilk günlerinde yaşanan sıkıntıların ilerleyen zamanda yaşanmamasını dileriz.
Kan ve Göz yaşarlının dinmesi için Cumhurbaşkanımız dışında hiçbir devlet başkanının çalışma ve gayret içinde olmadığını görüyoruz. Ne olacak bu milletlerin işi?.
Yeni bir yıl girmeden eğlenmek için dünyayı ayağa kaldıran milletler ve devlet adamlarının kutlamadaki gayretlerinin küçük bir kısmı Dünyada barış ve huzur için çalışma yapsalar, hiçbir masum ve mazlum insan ölmeyecektir.
Bazı insanlardaki Kin ve Nefret duyguları, insanlığın Kan ve Göz yaşlarına boğulmasına neden oluyor.
2020 yılı inşallah ülkemize ve milletimize Barış, Huzur, Sağlık ve Mutluluk getirmesini Cenabı Allah’tan niyaz ediyoruz, zorlu bir yıl olacaktır.
Ülkemizde ve bölgemizde Barış ve Huzurun gelmesi için devlet başkanımız ve çalışma arkadaşları yoğun gayret içindeler.
Suriye’de Barış ve Huzurun sağlanması için tek gayret eden ülke Türkiye’dir. Suriye’deki Kan ve Göz yaşlarının durması için ülkemizin gayretleri devam ederken katil Esat Rusya uçakları ile kendi milletinin çocuk ve kadınlarını katletmeye devam ediyor.
ABD 2020 yılına girildiğinde şu düşünceler içinde olduğunu görüyoruz, temsilde hata olmasın ama; “İTTE ÖLSE KAR, KURTTA ÖLSE KAR” düşüncesi içinde, bu düşünceyi ABD yetkilileri her zaman uyguluyor, son uygulaması İranlı bir komutanı nasıl imha ettiklerini gösteriyor. İranlı Komutanla ABD askerleri sözde Işıd mücadelesinde birlikte hareket ederek boy boy resimleri basında paylaşmaları, sonrasında İranlı komutan Kasım Süleymani’yi füze ile vurmaları ilginç olayların yaşanmasının ilk belirtileri olarak görüyoruz.
ABD ve İran Işid tiyatrosu bahanesiyle bölgeyi kan gölüne çevirmişti, bölgeyi Kasım Süleymani ile kan gölüne çevirenler şimdi silahları birbirlerine çevirdiler. Yiyin birbirinizi. Kasım Süleymani ABD askerleriyle poz verirken sonunun akıbetini bir kendisi bilmiyordu herhalde.
2020 yılının ülkemize ve bölgemize Barış ve Huzur getirmesini istiyoruz da, yılın ilk 3 günü kan ve göz yaşı hakim oldu.
Ülkemizde ve bölgemizde Barışın sağlanması için Libya teskeresi TBMM de kabul edildi. AK Parti, MHP ve BBP Milletvekilleri birlikte hareket ederek ülke güvenliğine önemli katkı sağladılar.
Libya Tezkeresinde herkes safını seçti. LİBYA bizim için; 1974 Kıbrıs Harekâtında yardım etti – Ambargo olduğunda, bize mühimmat ve petrol verdi. TBMM de Evet oyu vermekle, hem Libya’yı, hem de Akdeniz’de bizi yalnız bırakmak isteyenlerin oyunu bozulmuş oldu.
Libya Tezkeresi… CHP-İYİ PARTİ-HDP yine elele… malumun ilanı oldu.
Ah benim Bahçeli’ye küsüp Meral hanıma oy veren ülkücü kardeşlerim ah. CHP sayesinde HDP ile omuz omuza vermeyi kabullenmek nasıl bir duygu?.
Bir hatırlatma daha; rahmetli Muhsin başkanın öğrencisi olan ve her fırsatta Muhsin başkana atıfta bulunup Başkanın yolundan gittiğini iddia eden sayın Yavuz Aliağıroğlu; “Libya’ya asker göndermeyelim” dedi ve Libya Teskeresine “hayır oyu” vereceklerini ilan etti, yani HDP ile hiç çelişki olmayan şekilde hareket etmeye çalıştılar neden?.
Peki rahmetli Muhsin başkan ne demişti?; “TÜRKİYENİN GÜVENLİĞİ MUSULDAN, HALEPTEN, BOSNADAN, LİBYADAN, KIBRISTAN BAŞLAR” demişti.
ABD-İsrail ve Yunanistan Türkiye’yi Akdeniz de dışlamak ve haklarını GASP etmek için tezgah kurarken sözde Muhsin başkanın öğrencisi Libya Teskeresine “hayır” diyor, bu çelişkiye ne demek gerekir?.
Kendisini Ülkücü, Vatan sever, Türk milletinin sevdalısı olduğunu söyleyen ve iddia edenler şunu unutmayınız; “ŞEYTAN AYRINTIDA GİZLİDİR” sözünün ne anlama geldiğini iyi anlayınız, “Ülkücüyüm” diyenlerin hayat tarzlarına bakınız, eline devlet imkanları geçtiğinde kim için çalışıp mücadele yaptığına bakınız!.
Libya Teskeresi Türkiye’nin ilk Deniz aşırı ve uzun soluklu harekatına yetki vermesidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilk defa kendi Hür iradesi ile kendisine yapılan bütün hain oyunların bozulmasını sağlayan Libya teskeresini çıkartarak bağımsız bir ülke olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Allah devletimize milletimize Ordumuza zeval vermesin her daim Başarlı kılsın. Amin.
Libya teskeresine hayır diyenler, Türk milletinin yanında değil, ülkemizi Denizlerde ve Karada boğmak isteyenlerin yanında yer almış oluyor.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı sayın Fahrettin Altun; “Türkiye olarak, Libya ve Doğu Akdeniz’de güvenlik ve barışın korunması için bütün gücümüzü sarf etmeye ve bölgeyi tek taraflı olarak sömürmeye çalışanların oyunlarını bozmaya devam edeceğiz.” diyerek “hayırcı”lara önemli bir mesaj vermiştir.
Libya teskeresi çok açık ve net bir şekilde ülkemizin menfaatlerine uygun olduğu halde, halen Hür ve Bağımsız bir Türkiye düşüncesini kavrayamamış kişiler karşısında AK Partili yetkililer yine yükü sayın Cumhurbaşkanımızın sırtınamı bırakacak?.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti terörle mücadele kapsamında yaptığı çok önemli çalışmalar vardır, bu çalışmalar kapsamında AK Partinin açılım süreci olarak başlattığı süreci anlatamayan AK Partili (Cumhurbaşkanımız hariç) yetkililer, Suriye’de meydana gelen olayları ve Fırat kalkanı, son olarak Barış Pınarı harekatını anlatmakta acil kaldılar, inşallah Libya konusunda aciz kalmazlar.
Şu düşüncemizi paylaşsak acaba ne olur?; “gene savaş başlıyor, hazır olun ak troller, “Suriye de ne işimiz var” diyenleri daha onu anlatıp ikna edememişken, şimdi bir de Libya’ya asker göndermek meselesini anlatmak çok zor olacak. Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız gibi ne açılım sürecini, ne Suriye de mileltimiz için yapılan çalışmaları anlatamamışken, hem de 500 bine yakın AK Parti yetkilileri varken, bakalı bu Libya meselesini halka nasıl anlatacaksınız?. Gazanız mübarek Kaleminiz keskin olsun.
Şu dörtlük ile nokta koyalım.
Şu kopan fırtına Türk Ordusudur yâ Rabbi.
Senin uğrunda ölen Ordu, budur yâ Rabbi.
Tâ ki yükselsin Ezanlarla müeyyed nâmın,
Galib Et ! Çünkü bu son Ordusudur İslâm’ın.”
Günün Sözü: SEN Galip et yarab, çünkü bu son Ordusudur İslâm’ın.”
YORUMLAR