YAYLAYA ERKEN ÇIKARILAN KOYUN SÜRÜSÜ, KELTEPE, NİKSAR

Doğa sever ve Gezgin

Doğa sever ve Gezgin Duran Kaya her fırsatta Doğaya çıkıyor en çarpıcı görüntüleri objektiifine alıyor.

Kaya; “Mahalli idareler seçimlerinin olduğu 31.Mart. 2024 günü oylarımızı kullandıktan sonra üç arkadaş doğa yürüyüşü yapmak ve nadir görülen bitki fotoğraflarını çekip, çıkmışsa da çiriş toplayıp moral depolamak için Keltepe’ye çıkmaya karar verdik.

Epey bir fotoğraf çektikten sonra en son AYIBELİ DÜZÜ’ne vardığımızda çevreyi kolaçan ederken karşıda Yellioba taraflarında Bahçepınarı’nın başında koyun sürülerini gördüm. İçimden “Erken çıkmışlar” diye geçirip elimle işaret ederek Zeki’ye seslendim, “Kalabalık bir koyun sürüsü var”.

Tabii hemen konuyu değerlendirmeye aldık. “Ne yapsınlardı? Yeygü (hayvan yemi) pahalıydı. Havalar da iyi gidiyor. Ama meradaki ota zararı vardı, erken yaylıma salmanın. Çobanlar da bizi görmüşlerdir.” falan filan laf edip, bu arada da koyunların olduğu bölgeyi zumlayarak iki poz fotoğraf çektim.

Yürüyüş sonrası eve döndüğümde Hasbi Hocam’a fotoğrafı gönderdim. “Koyunu yaylaya çıkartmışlar. Epey de kalabalık koyun. Erken ama…” diye de not düştüm.

Hasbi Hoca meşguldü sanırım ve yanıt, “Doğal gaz koyunu.

Zamanında adına türküler yakıldı. Keltepenin taşlarını koyun mu sandın ” şeklinde, yaklaşık üç saat sonra geldi.

Önce anlamadım. Ne demek istiyordu?

Kendimden çok eminim ya “İyice baktın mı?” diye sordum. Yine de içime bir kurt düştü. Hemen fotoğraf dosyasını açtım ve bilgisayarda fotoğrafı büyütebildiğim kadar büyüttüm.

O da ne? Yahu bunlar gerçekten koyun değil, taş, kaya parçaları. Çoban sandıklarım da bölgeden geçen doğal gaz boru hattının tahliye (?) boruları.

Vay anammm! Doğruymuş ya!

Yüksek sesle kahkaha attım.

Hal bu ki o türküyü çok severek dinler ve severek de okurum. (Zaman zaman Niksar’dan Keltepe’ye bakar, koyuna benzeyen taşlarını görmek ister, göremezdim. “Ya Hu! Keltepe’nin koyuna benzeyen taşları nerede acaba?” diye de kendi kendime sorardım. Bir süre sonra türkünün sözlerini kanıksayarak artık o taşları aramaz oldum.)

Bu yanılgıya nasıl düşmüştüm? Ama hoş oldu. Hem de bir efsane gerçekleşmiş oldu.

Yazının başlığına “Keltepe’nin Taşları” veya “Keltepe’nin Taşlarını Koyun mu Sandın?” yazmayı düşündüm fakat bu durumda sürprizi erken açıklamış olacaktım ve “Yaylaya Erken Çıkarılan Koyun Sürüsü” başlığını daha uygun buldum.

 

Keltepe’nin taşlarını koyun mu sandın?

Sevip sevip ayrılmayı oyun mu sandın?

Şu Akkuş’un gürgenleri yıkılmadı mı?

Yar üstüne yar sevmeye sıkılmadın mı?

Yanıma gel yanıma da otur yanıbaşıma

Şu gençlikte neler geldi cahil başıma.