TÜRK DÜNYASINDAN HABERLER

Türk Dünyasını tanımak, Örf

Türk Dünyasını tanımak, Örf adet, gelenek ve görenekleri  öğrenmek için GÖKTÜRKLER ‘lerden örnekler vermeye devam edilecek

ŞAİR MAHTUMKU FİRAKİ’NİN HAYATI ve ESERLERİ

Türkmen edebiyatı denildiği zaman ilk akla gelen şahsiyet şüphesiz Mahtumkulu Firaki’dir (1724-1807). Mahtumkulu yaşadığı dönemin toplumsal sıkıntılarına kayıtsız kalmayan, Türkmen halkına yol göstermeye ve umut vermeye çalışan bir şair olarak, içinde bulunduğu toplumun hislerine tercüman olmuştur. Şiirlerinde genellikle Türkmen birliği, Türkmen ruhu ve şuuru, din ve tasavvuf, iyi insan ile kötü insan mukayesesi, sosyal hayat, eğitim ve kötü alışkanlıklar ve nasihat temaları konu edinmiştir.

  1. yüzyıla kadar oldukça rahat ve müstakil bir hayat yaşayan Türkmenler, 1700’lü yıllardan sonra Hive Hanlığıyla İran Hanlığının düzenlediği seferlerle karşı karşıya kalmıştır. Yani 18. yüzyılda Türkmenler dış tehditler nedeniyle sıkıntılı bir dönem geçirmiştir. Aynı zamanda Türkmen boylarının arasında süregelen iç çekişmeler de merkezi otoritenin oluşmamasına neden olmuştur.

Başta Mahtumkulu olmak üzere birçok şair ve toplum önderleri bu durumun farkında olarak Türkmenlerin birlik içerisinde olmaya davet etmiştir. Yerel idarecilerin zalimliği, din adamlarının kendi menfaatlerini düşünerek hareket etmeleri dönemin esas meseleleridir. İşte Mahtumkulu böyle sıkıntılı bir dönemde yaşamış ve bu meşakkatli dönemlerde Türkmenlere yol göstermeye çalışmıştır.

Mahtumkulu Türkmenlerin, Göklen boyunun Gerkez aşiretinin Gışıklar kolundandır.

Şair “İlidir” adlı şiirinde:

Yaz gelir vakit de geçer, gaflete düşmüş gözlerim,

Açayım desem açılmaz ne ağır uykuludur.

Bilmeyen soranlara söyleyin bu garip adımız,

Aslı Gerkez, yurdu Etrek, adı Mahtumkulu’dur. ( Garryyew 1975: s. 71).

Şeklinde dile getirir aslını. Mahtumkulu’nun babası Devlet mehmet Azadi, 18. yüzyıl Türkmen şair ve önemli toplum önderlerinden biridir. Şair Azadi’nin “ Vagz-ı Azad”,“ Behiştname”, “ Beş Namaz”, “ Hekayat” gibi eserleri, rubaileri ve gazelleri bulunmaktadır.

Mahtumkulu ilk eğitimini babasından almıştır. Daha sonra Lebap’taki İdris Baba medresesinde, Buhara’daki Gögeldaş medresesinde ve Hive’deki Şirgazı medresesinde tahsilini devam ettirmiştir. İyi bir eğitim alan Mahtumkulu, Arapça, Farsça ve Çağatay Türkçesini öğrenmiş ve Nizami, Sadi, Fuzuli, Harezmi, Farabi, Biruni, İbn Sina, Kaşgarlı Mahmud, Ömer Hayyam, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Nevai, Ahmet Yesevi gibi Doğunun ve Türk dünyasının önemli şahsiyetlerinin, bilgelerin eserlerinden etkilenmiştir.

Mahtumkulu İran, Afganistan, Özbekistan, Irak, Kazakistan ve Anadolu’ya seyahat etmiştir. İslam tasavvufunu bütün yönleriyle bildiği şiirlerinden anlaşılan şair, Türkmen Türkçesi ve Doğu Türkçesini birlikte kullanabilen, halk kültürü ile seçkin saray ve din kültürü arasında ortak bir edebi anlayış oluşturabilmeyi başaran ender şairlerden biridir.

Şair Türkmen birliği konusunu şiirlerinde sık sık işlemiştir

Türkmenler bağlasa bir yere beli,

Kurutur Kulzum’u Derya-yı Nil’i,

Teke, Yomut, Göklen, Yazır, Alili,

Bir devlete kulluk etsek beşimiz.

Mahtumkulu’ya göre eğer Türkmenlerin gönlü, yüreği ve aklı bir olursa, bir sofrada yemek yenirse işte o zaman Türkmenlerin önünde hiçbir engel olamayacaktır ve bunu “ Türkmenin” adlı şiirinde şu şekilde dile getirir:

Gönüller, yürekler bir olup başlar,

Tartsa yığın, erir topraklar taşlar,

Bir sofrada tayyar kılınsa aşlar,

Kalkacaktır o ikbali Türkmenin.

Buradaki “sofra” Türk İslam kültüründe öteden beri kaynaşmanın, beraberlik içinde olmanın sembolü olarak kullanılmıştır. Aynı şekilde babası Devlet mehmet Azadi de “ Vagz-ı Azad” eserinde dağınık yaşayan Türkmen boylarının birleşmesi gerektiğini, merkezi otoritenin lazım olduğunu şu şekilde dile getirir:

Şaşırır yol ehli rehbersiz ola

Dağılır askeri serdarsız ola

Padışahı olmasa bir ülkenin

Olmaz imiş hayrı ihsanı onun

Şiirlerinin büyük kısmının yakıldığı ve tahrip edildiği bir başka şiirinden anlaşılmaktadır.

Gapyllykta düşman aldy daşımız

Dargadı her yana deni duşumuz

Bäş yılda bir kitap eden işimiz

Hep düşmanlar alıp weyran eyledi

Düşmanımı Jeyhun derya eyledi.

  1. yüzyıl sonrası ve 19. yüzyılda Mahtumkulu’dan başka Nurmuhammet Andalip, Magrubi, Şabende, Şeydayı gibi Türkmen şairleri yetişmiştir. Mahtumkulu kendisinden sonra yaşayan Seydi, Zelili, Mollanepes, Matacı ve Talibi gibi Türkmen şairlerini etkilemiştir.

-Haber Merkezi-            (Gök Türk)