TOKAT’IN DEPREM GERÇEĞİ!

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası’nın

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası’nın 15 Mart 2021 tarihli ‘Fay Üzerinde Yaşayan Kentlerimiz: Tokat Raporu, Tokat’ın deprem gerçeğini gözler önüne seriyor

Aşağıdaki bilimsel yazıların bir kısmı yetkilileri ilgilendirdiği için belli kısımlar çıkartmış, ancak yapılan araştırmalar sonunda ortaya çıkan Deprem gerçeği her insanı ilgilendirmektedir.

Rapor olarak yetkililerede sunulan bu bilgiler mutlaka dikkate alınmalı, yetkililer imkanlar ölçüsünde DEPREM gerçeklerine göre bundan sonra çalışmalarına yön vermelidir.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Deprem Danışma Kurulu’nun hazırladığı 15 Mart 2021 tarihli ‘10 sayfalık ‘Fay Üzerinde Yaşayan Kentlerimiz: Tokat Raporunda: Tokat kent merkezi dahil Pazar, Almus, Reşadiye, Niksar ve Erbaa ilçe merkezleri ile 40’a yakın köy/belde ile Kelkit Çayı üzerinde peşi sıra inşa edilen hidroelektrik santralleri(HES)’nin aksları fay zonu üzerinde veya çok yakınında bulunduğuna dikkat çekiliyor. Raporda Tokat’ın büyük ölçüde ortasından geçen Behzat deresinin çökeltmiş olduğu alüvyon bir zemin üzerine oturmakta olduğu, deprem dalgalarının bu tür zayıf zeminler tarafından büyütülerek binalara iletildiği bilgisi yer alıyor.

Alınabilecek en temel önlem ise diri fayların yerlerinin hassas bir biçimde belirlenmesi, bu faylar üzerindeki alanların zaman içerisinde boşaltılarak yapı 10 ve nüfus yoğunluğunun azaltılması, gelecekte bu alanlar için yapı sınırlaması getirilmesi ve imar planlarının zemin koşulları ve yüzey faylanması tehlikesine uygun olarak yapılması olarak rapora geçti.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası’nın 15 Mart 2021 tarihli ‘Fay Üzerinde Yaşayan Kentlerimiz: Tokat Raporu, Tokat’ın deprem gerçeğini gözler önüne seriyor. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Deprem Danışma Kurulu, “içinden diri fay geçen” kentlerimizden başlamak üzere, bilgilendirme raporları hazırlayarak ilgili kurum ve kişilere bildirme” kararı almıştı. Bu çerçevede düzenlenen “Fay Üzerinde Yaşayan Kentlerimiz: Tokat Raporu-11” hazırlanarak ilgili kişi ve kurumlarla paylaşıldı.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Deprem Danışma Kurulunun yaptığı toplantı ve değerlendirmeler sonucunda; “ülkemiz deprem gerçeğinin topluma ve ilgililere doğru anlatılması, kentlerimiz için birer tehlike kaynağı olan fayların konumu ile hangi yerleşim birimlerini doğrudan etkilediğini de dikkate alarak,  “içinden diri fay geçen” kentlerimizden başlamak üzere bilgilendirme raporları hazırlayarak ilgili kurum ve kişilere bildirme” kararı almıştı.

 

       FAY ZONU ÜZERİNDE BULUNAN YERLEŞİMLER

Raporda; Tokat kent merkezi dahil Pazar,Almus, Reşadiye, Niksar ve Erbaa ilçe merkezleri ile 40’a yakın köy/belde ile Kelkit Çayı üzerinde peşi sıra inşa edilen hidroelektrik santralleri(HES)’nin aksları fay zonu üzerinde veya çok yakınında bulunmaktadır. Tarihsel ve aletsel dönemde çok sayıda yıkıcı depremle karşı karşıya kalan Tokat ilimizin deprem zararlarından etkilenmesinin önlenmesi amacıyla bir dizi çalışmayı acilen başlatması gerektiği vurgulanıyor.

Buna ek olarak şunu ifade etmek isteriz.

Rapora ek olarak şu biligiyi eklemek istedik.

Reşadiye ilçesinin şehre ilk giriş tarafına isabet eden HES yapılırken bölgede inceleme yapılırken Yer Bilim  insanı şu sözleri ifade etmişti; “bu noktaya nasıl HES izni verildi, Bombanın fitili çekilmiş üstü kapatılmış, Allah korusun en tehlikeli yere HES yapılmış” diyerek dikkat çekmişti. Tarihe not düşelim istedik.

 

KENTİN GELİŞİM VE YERLEŞİM STRATEJİLERİNİN YENİDEN BELİRLENMESİ, GEREKMEKTEDİR

Bu kapsamda; Tokat Valiliği veya Tokat Belediye Başkanlığı tarafından kent ölçeğinde uluslararası uygulama örnekleri de baz alınarak Mikro bölgeleme çalışmalarının yapılması, mikro bölgeleme çalışması yapılmış yerleşim birimleri var ise bunların gözden geçirilmesi ve ihtiyaç halinde yenilenmesi, Mikro bölgeleme çalışmaları kapsamında diri fayların yerinin yerleşime uygunluk açısından hassas olarak uluslararası ölçütlere göre belirlenmesi, deprem üretme potansiyellerinin etüdü için üzerlerinde paleosismoloji çalışmalarının yapılması, paleosismoloji çalışması yapılan alanlarda ise herhangi bir tartışmaya sebebiyet vermemek adına düzenlenen raporların bir heyetin incelemesine tabi tutulması, Tokat’ta birçok yerleşim alanının zayıf mühendislik özelliklerine sahip zemin birimleri üzerine oturması, sıvılaşma veya yanal yayılmaya uygun alanların varlığı ile heyelan ve kaya düşmesi gibi tehlikelerinden etkilenebileceği düşüncesi ile mikro bölgeleme çalışmalarının da bu hususlarında irdelenmesi gerektiği, yukarıdaki çalışma sonuçlarından elde edilecek bilgiler ve diğer disiplinlerden jeofizik, jeodezi, inşaat, mimarlık, şehir plancıları vd.) edinilecek bilgiler ile diğer afet olasılıkları ışığında Deprem Master Planının hazırlanması, Deprem Master planı dikkate alınarak kentin gelişim ve yerleşim stratejilerinin yeniden belirlenmesi, gerekmektedir.

Raporda: “Ayrıca; mikro bölgeleme çalışmaları kapsamında belirlenen diri fay hatlarının çevre düzeni planları dahil olmak üzere nazım ve uygulama imar planlarına işlenmesi, diri fay hatlarının sakınım bandı içinde kalan yapıların kentsel dönüşüm ve yenileme kapsamına alınarak bu alanlarda yaşayan yurttaşlarımızın can ve mal güvenliklerinin sağlanması, fay sakınım bandı içindeki alanlar için yapı sınırlaması getirilmesi ile bu sorunların çözümüne vesile olacağını düşündüğümüz ‘Fay Yasası’nın TBMM’’de acilen görüşülerek yasalaşması gerekmektedir. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak deprem üretme potansiyeli yüksek olan çok sayıda fay hattı ve zonu üzerine yerleşmiş bulunan Tokat’ın olası bir depremde büyük acılara sebebiyet verebilecek sonuçlarla karşılaşılmaması için bugünden gerekli hazırlık çalışmalarına başlaması gerektiği düşünülmektedir. Kamu yararı çerçevesinde yapılacak bu çalışmalara Odamız her türlü desteği vermeye hazırdır. Bilginizi ve gereğini arz ederim.” İfadelerine yer verildi.

 

TOKAT BÜYÜK ÖLÇÜDE BEHZAT DERESİNİN ÇÖKELTMİŞ OLDUĞU ALÜVYON BİR ZEMİN ÜZERİNE OTURMAKTA

Raporda yer alan bilgilerin detayı şöyle: Haritadaki mavi çizgiler önümüzdeki 50 yıl içerisinde gerçekleşme olasılığı yüzde 10’ dan fazla bir depremde Tokat il sınırları içinde meydana gelmesi beklenen yer sarsıntısı miktarını göstermektedir. Harita üzerindeki değerler izlenirse bu sarsıntının Tokat il merkezinde yer çekiminin yüzde 40’ına (0.4g) yaklaşacağını, Erbaa, Niksar gibi kuzey ilçelerde ise yüzde 60’ını geçeceğini göstermektedir. Haritada kırmızı renkler sarsıntının en şiddetli, sarı renkler ise nispeten az olması beklenen alanları göstermektedir. Özetle, bu harita Tokat’ın önemli deprem tehlikesi olduğunu ve 2 il merkezinin de deprem olduğu takdirde en fazla sarsılacak alanlardan biri üzerinde yer aldığını açıkça göstermektedir. Tokat büyük ölçüde ortasından geçen Behzat deresinin çökeltmiş olduğu alüvyon bir zemin üzerine oturmaktadır. Deprem dalgaları bu tür zayıf zeminler tarafından büyütülerek binalara iletilir. Zemin büyütmesi olarak tanımlanan bu durum bir deprem olduğu takdirde Tokat’ın alüvyon üzerinde yer alan kısmının kaya üzerinde yer alan yerlerden daha şiddetli olarak sarsılacağı, bunun sonucunda da hasar oranının daha fazla olacağı anlamına gelmektedir. Örneğin, 2020 yılında yaşanan İzmir ve Sivrice depremleri deprem merkezinden çok uzaklarda büyük hasarlar yaratmış, bunun ana nedeni olarak da düşük yapı kalitesi yanı sıra zemin büyütmesi gösterilmiştir. Son yıllarda yaşanan depremler bu tür zeminlerde sıvılaşma olaylarının da yaşanabileceğini göstermektedir. Belli büyüklüğe ulaşan depremlerde belli koşullara sahip zayıf zeminlerde meydana gelebilen sıvılaşma, zeminin üstündeki yapıları taşıyamamasına neden olmakta, yapılar yer sarsıntısının bir sonucu olan bu olay nedeniyle de hasar almaktadır.

 

       GENEL KONUM

Tokat ili, jeolojik açıdan Orta Anadolu’da doğrultu atımlı fayların yoğun olduğu bir coğrafyada yer alır.

Mikro bölgeleme çalışmaları ve Deprem Master Planı bir ilin deprem ile mücadelesinin temel adımları ve alınabilecek önlemlerin yol haritasıdır. Mikrobölgeleme çalışmaları sayesinde zemin yapısı detaylı bir biçimde öğrenilir, deprem üretme potansiyeli olan diri faylar belirlenir ve böylece Deprem Master Planı doğru bir temel üzerine oturtulur. Samsun-Çorum-Tokat Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 7.maddesi uyarınca 20.07.2007 tarihinde onaylamış ve askı sonrasında 26.02.2008 tarihinde kesinleştirilmiştir. Bu planda daha sonra 9 dan fazla değişiklik yapılmıştır (Şekil 2). Bu planın açıklama raporunda Tokat ilinin kuzeyinde bulunan Erbaa, Niksar, Reşadiye ve Başçiftlik ilçelerinin içinde bulunduğu ve deprem riski taşıyan bölge “Doğal Afet Öncelikli Özel Proje Alanı” olarak belirlenmiş ve bu risk gözetilerek bir gelişme ekseni oluşturulması öngörülmüştür. Raporda yerleşme ve yapılaşmada Tokat kuzeyinden geçen aktif fay hattı ve 1. derece deprem bölgesi gibi sınırlayıcıların dikkate alınması gerektiği belirtilmişse de il merkezinden geçen diri faya yönelik bir değerlendirme bulunmamaktadır.

  JEOLOJİ ve TOPOĞRAFYA

Tokat il merkezi kuzey ve güneyde dağlarla sınırlanan doğu-batı uzanımlı bir ova ile ona kavuşan kuzey-güney uzanımlı bir başka ovanın kavuşumunda kurulmuştur. Vadileri sınırlayan dağlık alanlar büyük ölçüde 6 metamorfik ve ofiyolitik kayalardan oluşur. Ovanın içerisi ise derelerin taşıdığı alüvyonlar ile doldurulmuştur. Bu konumu gereği şehrin bir kısmı sağlam kayalık alanlar üzerinde, bir kısmı ise zayıf alüvyon üzerinde kalmaktadır. kuzeydeki yükseltiler genellikle farklı yaşlardaki kayalardan oluşur. Ülkemizin en önemli faylarından biri olan Kuzey Anadolu Fayı Niksar civarında kollara ayrılır. Ana kol Niksar’dan Taşova-Ladik-Havza yönüne ilerlerken Ezinepazar fayı olarak bilinen kol Amasya güneyi ve Sungurlu’ya kadar batıya devam eder. Yaklaşık olarak Reşadiye civarında Kuzey Anadolu Fayı’ndan ayrılan Almus Fayı ise Tokat kent merkezi kuzeyine kadar geldikten sonra batıya doğru giderek belirginliğini yitirir. Tokat kent merkezi Kuzey Anadolu Fayı’na 35 km, Ezinepazarı Fayı’na 26 km uzaklıktadır. Kent içerisinden geçen Almus Fay’nın uzunluğu ise 70 km yi bulmaktadır, ancak fayın batıdaki daha küçük faylar dikkate alınırsa batıya doğru çok daha fazla uzanımı olması olasıdır. Öte yandan Gökçe Fayı da kentin güneyine yakın bir diri faydır.

Yukarıdaki bölümde Niksar’ın özel durumu ortaya çıkmaktadır,  “Ülkemizin en önemli faylarından biri olan Kuzey Anadolu Fayı Niksar civarında kollara ayrılır. Ana kol Niksar” olarak belirtilmiştir.

TOKAT İL MERKEZİNDEKİ DİRİ FAYLAR NEREDE?

TDFH Almus Fayı’nın Tokat il merkezi kuzeyinden geçtiğini gösterir (Şekil 4 ve 5). Diri fayların haritalanması farklı disiplinlerden veri girişi ile jeoloji mühendisliği temelinde yapılacak paleosismolojik araştırmalar sonucu gerçekleştirilir. Diri fayların yerlerinin imar planlarına altlık oluşturacak hassasiyette haritalanması ile geçmişte hangi büyüklükte ve hangi sıklıkta deprem ürettiği, dolayısı ile gelecekte ne zaman ve ne büyüklükte deprem olabileceğine yönelik olasılıkların belirlenmesi jeolojik, jeofizik, jeodezik, jeomorfolojik ve bunlar üzerine oturacak paleosismolojik araştırmalarla mümkündür. Bu çalışmaların nasıl yapılacağına dair kılavuz TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından yayınlanmıştır. Almus Fay’ının detaylı olarak araştırılması ilin deprem tehlikesinin belirlenmesi açısından bilinmezliklerin ortaya konmasını sağlayacaktır. Belirlenen diri fayların nazım veya uygulama imar planlarına işlenmesi gerekmektedir. Tokat’ın depremselliği yukarıda da belirtildiği gibi Almus Fayı ile sınırlı olmayıp ilin başlıca ilçeleri olan Almus, Erbaa, Niksar, Pazar ve Reşadiye ilçe merkezleri ile 40’ı aşkın belde ve köy yerleşim alanı da doğrudan diri fay üzerinde oturmaktadır. Ayrıca Kelkit Çayı üzerine doğudan batıya doğru Bereket HES, Tuna HES, Reşadiye HES, Akıncı HES, Niksar HES, Tepekışla HES gibi peşi sıra dizilen hidroelektrik santralleri yer almaktadır. Yine Kuzey Anadolu ve Ezinepazar fayları geçmişte 7 yi aşan depremler üretmiş ve Tokat’ta hasara yol açmışlardır, bu fayların gelecekte de önemli depremler üretme potansiyeli mevcuttur. Bu açıdan bakıldığında yapılacak çalışmaların sadece il merkezinde değil kent bütününde yapılmasının önemi ve aciliyeti kendisini açıkça göstermektedir.

Depremden yüzey faylanması sonucu zarar görecek yapılar için alınabilecek en temel önlem diri fayların yerlerinin hassas bir biçimde belirlenmesi, bu faylar üzerindeki alanların zaman içerisinde boşaltılarak yapı 10 ve nüfus yoğunluğunun azaltılması, gelecekte bu alanlar için yapı sınırlaması getirilmesi ve imar planlarının zemin koşulları ve yüzey faylanması tehlikesine uygun olarak yapılmasıdır.

         Tokat’ın gelecekteki olası bir depremi en az zararla atlatabilmesi için:

  • Tokat il özelinde bazı faylar üzerinde paleosismoloji çalışmaları yapılması, fay hatları/zonları üzerinde gerekli araştırmaların yapılarak fayların geçtiği yerlerin ve deprem karakteristiklerinin tam olarak belirlenmesi,
  • Tokat kent merkezinde zemin araştırmaları yapılmış olmakla birlikte il, ilçe ve içinde diri fay geçen belde ve köy yerleşimleri başta olmak üzere kent bütünündeki yerleşim yerlerinin tamamında mikro bölgeleme çalışmalarının yapılması,
  • Yukarıdaki çalışma sonuçlarından elde edilecek bilgiler ve diğer disiplinlerden (inşaat, mimarlık, şehir plancıları vd.) edinilecek bilgiler ile diğer afet olasılıkları ışığında Deprem Master Planı’nın hazırlanması,
  • Deprem Master Planı dikkate alınarak kentin gelişim ve yerleşim stratejilerinin belirlenmesi, bu çerçevede aktif fay hatlarının çevre düzeni haritalarına işlenmesi ve aktif fay zonlarının sakınım bantı içinde kalan kısımlarının 1. Derece doğal eşik değerler arasına alınması ve bina ve bina türü yapılar için sınırlama getirilmesi,
  • Çevre düzeni planlarında yapılan bu değişikliklerden sonra nazım ve uygulama imar planlarının gözden geçirilerek, aktif fay hatlarının sakınım batlarının imar planlarına işlenerek yenilenmesi, gerektiği düşünülmektedir” diyerek rapor son buluyor.                                                                                                                           Söz konusu rapor yetkililere verildiği yetkililerin konuya duyarlı yaklaşması gerekmektedir, şayet çeşitli bahaneler bulunarak, rapordaki gerçekler göz ardı edilirse, bunun sorumlusu olarak raporu aldığı halde herhangi bir düzeltme, halkın yerleşim alanlarının daha sağlıklı bölgelerde olması için çalışmalar yapılmaz ise bundan sonraki sorumluluk yetkililerin olacaktır.