TOKAT VALİ YARDIMCISI VE NİKSAR KAYMAKAM VEKİLİ Dr. MEHMET GÖDEKMERDAN’IN ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ VE ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ’NÜN 104. YILDÖNÜMÜ MESAJI

          Çanakkale Deniz Zaferi

          Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nün 104. yıldönümünde bütün şehitlerimizi rahmet, şükran ve minnetle anıyorum. Ruhları şâd olsun.

Canını ve elindeki her şeyini, canından aziz bilip kutsal saydığı vatanı, milleti, bayrağı, dini, namusu ve diğer manevi değerleri için feda eden, geleceğin fidanlarının yeşermesi için al kanlarını oluk oluk akıtarak kutsal vatan toprağını sulayan, hakkı ödenemez, Şehitlerimizi Anma Günü’nü ve 18 Mart Çanakkale Zaferinin 104. yıldönümünü idrak ediyoruz.

Türk savaş tarihinin altın sayfası olarak tarihe geçen Çanakkale Savaşı Zaferi, milletimizin kahramanlık ve fedakârlık noktasında zirveye çıktığı, kutsal bir destanın ve onurlu bir mücadelenin adıdır.

İki yüz elli bin vatan evladının şehit olması pahasına, tüm dünyaya “Çanakkale Geçilmez!” dedirttiğimiz Çanakkale savaşları, tarihimizin en önemli zaferidir.

Çanakkale Zaferi, dönemin en güçlü ordularına sahip batılı devletlere karşı manevi bir güçle kazanılmış binlerce şehidimizin kanla yazdığı tarihtir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri dehası, Türk askerinin vatan sevgisi ve manevi gücü ile bağımsızlık duygusu, ölürsek şehit kalırsak gazi oluruz inancı, zaferin temelini oluşturmaktadır.

Çanakkale’de kazanılan sadece askeri bir zafer değil, insanlık dersi veren bir kahramanlık öyküsüdür.  Bu asil ecdadımız savaşa giderken malını mülkünü,  eşini çocuğunu, anne ve babası ile tüm sevdiklerini geride bırakıp, vatana kurban olsun diyerek eline kına yakılarak cepheye gönderilmiştir. Cephede ise aç kalmış, açık kalmış, üzerlerindeki eski elbiseler, yırtık çarıklarla savaşmışlar,  vatanımız ve mukaddesatımız için seve seve canlarını vermişler, şehitlik mertebesine yükselmişlerdir.

Şehit olamayanlar ise vücudunun bir veya bir çok organlarını kaybederek gazilik şerefine ermiş, sonunda zafere kavuşmuşlar ve bu vatanı bize emanet etmişlerdir.

Bu başarı aynı zamanda, ulus olma bilincinin ve Bağımsızlık Savaşı’nın temellerinin atılması nedeniyle de büyük önem taşımaktadır. Çanakkale Savaşları’nın sıradan bir askeri müdahale veya mücadele değil, artık Anadolu’ya da yönelmiş olan tehdidin sabır sınırlarını zorladığı yıllarda, büyük Türk milletinin gösterdiği yüksek fedakarlığın ve kahramanlığın abidesidir.

Şehitlerimiz kazanılan bu zaferle, birlik ve beraberlik içerisinde, omuz omuza, el ele olunca en zor durumlarda dahi nelerin yapılabileceğini göstermiştir. Kazanılan bu zafer, milletimize aydınlık ufuklar çizmiştir.

Şu an üzerinde özgürce yaşadığımız bu güzel vatanımızı bizlere kazandıran, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm silah arkadaşlarını, vatanımız için canlarını feda etmiş şehit ve gazilerimizi şükran, rahmet ve minnetle anarken, Milli Şairimiz Mehmet Akif ERSOY’un şu dizeleriyle mesajımı bitirmek istiyorum.

 

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.