Tokat Bağ Evleri’nin Geçmişinden Günümüze Yolculuğu

Geçici kır meskenlerinin son örneklerinden Tokat Bağ Evleri, yapıldığı döneme ışık tutuyor.

Geçici kır meskenlerinin son

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nden Araş. Gör. Seda Kalkan ve Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden Prof. Dr. Özlem Sağıroğlu Demirci tarafından yapılan “Üretime Dayalı Geçici Kır Yerleşmeleri: Tokat Bağ Evleri” başlıklı çalışma, tarihi bir döneme ışık tutuyor.

Tokat yöresinde bağcılığa dayalı olarak inşa edilen ve üretime yönelik geçici bir yerleşim olan bağ evleri, kırsal mimarideki son örneklerden birini oluşturuyor. Kerpiç ve ahşap malzeme kullanılarak inşa edilen bu yapılar, iklimsel açıdan en uygun malzeme ile yerel halkın tarım amaçlı mevsimlik ihtiyaçlarını karşılamak üzere yapılmış.

Araştırmacılar Seda Kalkan ve Özlem Sağıroğlu Demirci’ye göre, bağ evleri yerleşimleri kırsal yaşam kültürünün üretime dayalı olduğu toplumlarda yaşam biçiminin mekana yansıması sonucu ortaya çıkmış. Mevsimlik yerleşilen bu yapıların büyüklük ve niteliği, kalıcı yerleşmelere olan uzaklığa göre belirlenmiş.

Zamanla bağcılık faaliyetleri azalınca kırsal yaşam terk edildi. Günümüzde pek az sayıda bağ evi ayakta kalabildi. Bu yapıların çoğu ise mimari kimliklerini yitirdi.

Araştırmacılar, bölgenin kültürel mirasının korunması gerektiği uyarısında bulunarak makalede şu ifadelere yer verdi:

‘’Bağ evlerinin mimari özellikleri ve işlevleri incelendiğinde, geçmişten günümüze bağcılık kültürünü yansıtan önemli birer belge olduğu görülüyor. Henüz yıkılmamış yapıların korunması, belgelenmesi ve geleceğe aktarılması açısından Tokat bağ evleri büyük önem taşıyor.Tokat bağ yerleşmelerdeki bağcılık faaliyetlerinin zamanla önemi yitirmesi, istihdam olanaklarının olmamasıyla birlikte kırsal yaşamın terk edilmesi, genç nüfusun yaz aylarını bu yerleşimlerde geçirmek istememesi gibi sebeplerle gelenekselleşen bağ yaşam kültürü terk edilmiştir. Buna rağmen yaz aylarını yerleşme içerisinde geçirmek isteyen halk ise geleneksel bağ evlerinin ıslak hacim sorunu gibi günümüz konfor şartlarını sağlamadığı gerekçesiyle evleri yıkıp yerine yörenin mimari dokusuna uymayan malzeme ve tekniklerle yeni yapılar inşa etmeye başlamıştır. Bölgedeki henüz yıkılmamış olan evler ise ya terk edilmiş ya da depo olarak kullanılmaktadır. Bu nedenler az sayıda örneği kalan bağ evlerinde ciddi mimari ve yapısal sorunlara neden olmuştur. Evlerin birçoğunun mimari elemanları kaybolmuş, strüktürlerinde önemli hasarlar meydana gelmiştir. Az sayıda onarım gören evlerde ise onarımların uygun teknik ve malzeme kullanılarak yapılmamasından kaynaklı yapıların özgün mimari kimliği zarar görmüştür. Az sayıda örneği kalmış bağ evlerinin belgelenmesi ve korunması açısından bu makale önem arz etmektedir. Süratle daha da harap olan bu meskenlerin kırsal mimari mirasımız için korunması gerektiğinin öneminin vurgulanması, korunma sürekliliğine yönelik adımlar atılması ve özgün yerleşim dokusunun gelecek nesillere aktarılabilmesi için gerekli planlanma stratejisinin yapılması gerekmektedir. ‘’