Dilin ömrü azalıyor.
Sosyal medyanın günümüzde çok fazla yaygın hale gelmesiyle birlikte neredeyse yediden yetmişe herkesin en az bir ya da birkaç sosyal medya hesabı bulunmaktadır. Bazıları arkadaşları ile sürekli iletişim halinde olmak bazıları günlük gelişmeleri ve siyaseti takip etmek için sosyal medyayı kullanmaktadır.
Dil, insanların ve toplumların iletişimini sağlayan anlaşma sistemidir. Seslerden oluşmuş bu sistem düşünce ve zekanında bir göstergesidir. Dil bir milletin; dinini, kültürünü, geçmişini ve geleceğini yansıtır.
Günümüzde dil kullanımımıza baktığımızda, kısıtlamalar, emojiler, yabancı kelimeler, yazım yanlışları ve yanlış teleffuzlar olarak görülmektedir. Sosyal medyanın sürekli değişen, yenilenen gündemi ile “hız” kavramını ortaya atmıştır. Hızlı yemek yiyen, hızlı iş değiştiren, hızlı okuyan, nihayetinde hızlı yazan ve bunun yayılmasına neden olmuştur.
“Dilde az çaba ” olarak bilinen ve kelimelerin söylenmesinde zamanı azaltmak ve telafuz kolaylığı sağlamak üzere kelimelerdeki bazı seslerin söylenmemesi ya da farklılaştırılması, tek mesajda çok şey anlatmaya dayanan bu sosyal dil , normal hayatda da yazılı ve sözlü dil kullanımında kendini göstermektedir. Sosyal medyanın kullanımının giderek artması özünden kopmuş ve değişmiş hatta anlamı bile olmayan yeni kelimeler yığınının ortaya çıkmasında etkili olmuş ve olmaya devam etmektedir. Dilin özüne etki etmeye çalışarak ömrünü azaltmaya ve geleceğini etkilemeye yöneliyor.
“Ne söylediğimiz anlaşıldı nede olsa değil! Nasıl söyledik, Nasıl yazdık?” Bakış açısıyla bilinçli bir toplum olarak dilimize yani tarihimize, kültürümüze ,geçmişimize sahip çıkarak dilimizin özünü koruyarak geleceğe aktarmasına sanırım artık yardımcı olacağız. Söyleyecek ve yazacağımız doğru kelimelerimiz, fikirlerimiz ve zamanımız var ama acelemiz yok.
Songül Çakar