Durum iyi değil. Döviz açığımız kapatılamadığı müddetçe durumun düzelmesinin mümkün olmadığını da bilmek gerekir.
Haliyle siyasi iktidara düşen en büyük görev, ihracatı artırmak suretiyle ülkeye yeterince döviz girişini sağlamaktır.
Sorunun farkında olan hükümet, çözüm için gereken stratejik adımları atıyor. Orta ve uzun vadede her türlü sorunumuzu çözeceğimize dair inancım tamdır.
Ama bu konuda iktidar kadar muhalefetin de dürüst ve sorumlu davranması gerekiyor.
Muhalefetin her seçimde olmayacak vaadlerde bulunması sebebiyle hükümet de üzerinde oluşan büyük baskı dolayısıyla ister istemez bazı tavizler vermek durumunda kalıyor.
Oysa;
-Başta kamu harcamaları olmak üzere, sıkı bir denetim ve tasarruf,
-İktidarın seçim ekonomisine prim vermemesi,
-Muhalefetin gerçeklikten uzak, bir kaç ayda devleti iflasa sürükleyecek vaadlerde bulunmaması,
-Milletin de bu tür vaadlere prim vermemesi gerekir.
Milletimizin kahir ekseriyeti, muhalefetin hovarda vaadlerine itibar etmemiştir. Elimizdeki en değerli hazine milletimizin bu basiretli duruşudur.
Şimdi devlet-millet el ele büyük bir üretim seferberliğine gitmemiz gerekiyor.
Bürokrasimizin bu konuda milletimizin önünü açması gerekirken, maalesef çoğu zaman takoz oluyorlar. Siyasetin, ne edip edip bu takoz bürokratları da bir şekilde terbiye etmesi gerekiyor!
Mevcut durumdan şikayetçi isek, hepimize düşen bir görev var demektir. Herkes görevini gereği gibi yaparsa biz 3-5 yılda bambaşka bir ülke ve ekonomiye sahip olabiliriz.
Görevini gereğince yapmak yerine fırsatçılık yapmaya devam edersek, sittin sene böyle debelenip dururuz.
Biz inşallah görevini gereği gibi ifa edenlerden oluruz!
Erol Şekerci
Avukat