MİSAFİR KALEM: A. AHMET YÜCER

SEÇİMLERİN TARIM SEKTÖRÜNE ETKİLERİ

SEÇİMLERİN TARIM SEKTÖRÜNE ETKİLERİ

Genel seçimlerin diğer sektörlerde olduğu gibi tarım sektörü üzerinde de bir takım etkilerinin olacağı açıktır. Sektör mensuplarından ve çiftçilerden beklenen aslında siyasi partilerin seçim beyannamelerine bakarak rasyonel davranmalarıdır. Seçimden sora hangi partinin/ittifakın ne yapacağını dikkate alınmadan, başka saiklerle oy kullanan tarım sektörü mensupları, geçmişte olduğu gibi bu tercihlerinin ceremesini seçim sonrası çekmektedir.

Dolayısıyla kırsal kesimde yaşayan seçmenlerin oy vereceği partinin yasal düzenlemeler, kurumsal yapılar, tarımsal yatırımlar, tarımsal destekler, üretim, kırsal kalkınma ve dış ticaret konusunda ne yapacağını bilerek oylarını kullanmaları ve sonradan “elim kırılsaydı da oy vermeseydim” dememesi beklenir.

Bu yazıda konuya bu çerçeveden yaklaşılarak seçimleri kazanan tarafın kim olduğuna bakılmaksızın partilerin/ittifakların yapacakları olası düzenlemeler ve ortak vaatleri değerlendirilmiştir. Seçim beyannamelerinin karşılaştırılması ise bir başka yazımızın konusu olacaktır.

  • Bakanlıkların ayrılması; 1980 ihtilalinden sonra birleştirilmiş olan Tarım ve Orman Bakanlıkları, 1991 yılında ayrılmış ve o tarihten sonra 27 yıl boyunca iki ayrı bakanlık olarak faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. 2018 yılında tekrar birleştirilen bu iki bakanlığın 2023 seçimlerinden sonra tekrar ayrılması beklenmektedir. Her ne kadar politikacılar aksini düşünseler de bakanlıkların birleştirme ya da ayrılma işlemlerinin tarımsal kalkınmaya bir katkı sağladığı görülmemiştir.
  • Tarım Bakanlığının ismi; Tarım Bakanlığının ismi geçmiş birçok iktidar tarafından değiştirilmiştir. Hatta mevcut iktidar döneminde bile bakanlığın ismi, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı olarak üç kez değişikliğe uğramıştır. Bu seçim sonrasında da Bakanlığın isminin tekrar “Tarım ve Gıda Bakanlığı” olarak değiştirilmesi beklenmektedir. Ancak bakanlık isminin değiştirilmesinin de tarımsal kalkınmaya olası bir katkısı beklenmemektedir.
  • Bürokraside yapılacak değişiklikler; Ak Parti İktidarında ortalama üç buçuk yılda bir Tarım bakanı değişmiş ve altı farklı Tarım bakanı görev yapmıştır. İktidarın devamında da mevcut bakanın milletvekili adayı gösterilmesi nedeniyle seçimlerden sonra Tarım bakanı yine değişecektir. Bakan değişikliği aynı partiden olsa bile bakanlık bürokrasisinde büyük değişikliğe yol açtığı geride kalan dönemde açıkça görülmüştür. Kaldı ki hükümetin değişmesi halinde Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı yanında ilgili kuruluşlardaki bütün bürokrasinin (Bakan Yardımcıları, Genel Müdürleri, Daire başkanları ve İl Müdürlerinin) tamamen değişeceğini öngörmek mümkündür.

İktidara kim gelirse gelsin bu değişikliklerde ve atamalarda sadakat yerine liyakat prensibini esas alması beklenir. Hükümet politikalarının başarıya ulaşması için de liyakat esaslı bu tür bir değişim hem bir fırsat hem de gerekliliktir. Ancak geçmişte olduğu gibi liyakat yerine sadakat esas alınırsa bir fırsat daha kaçırılacak, problemlerin çözümüne yönelik yeni projeler üretilemeyecek, tarımsal ürün fiyatlarındaki (soğan ve et fiyatlarının ani yükselişi gibi) olası risklere karşı gerekli tedbirler zamanında alınamayacak ve sonuçta liyakatsiz bürokrasi gelecekte de seçim öncesi kendini atayan hükümete zarar verecektir.

  • Mevsimlik tarım işçileri; Türkiye de monokültür tarım yapılan il ya da ilçelere doğru (narenciye, pamuk, kaysı, fındık, patates ve soğan üretimi ve hasadı için) yıl içinde özellikle de hasat dönemlerinde yoğun olarak mevsimlik tarım işçisi hareketi görülmektedir. En fazla mevsimlik işçi alan iller arasında Adana, Malatya, Giresun ve Manisa sayılabilir. Bu işçiler çoğu zaman aileleriyle beraber göç etmekte, açık alanlarda ya da çadırlarda ilkel koşullarda yaşamaktadırlar. En fazla çadır yerleşim yeri bulunan iller arasında da Konya, Ankara ve Adana yeralmaktadır. Buralarda yaşayan mevsimlik işçiler barınma, içme suyu, tuvalet ve çocuklarının eğitimi gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamamakta, sosyal güvenliklerinin olmaması nedeniyle de ciddi sağlık sorunları yaşamaktadırlar.

Seçimleri hangi ittifak kazanırsa kazansın mevsimlik tarım işçilerinin yaşam koşullarını iyileştirilmesi, sosyal güvenlik kapsamına alınmaları, çocuklarının ulaşım, beslenme ve eğitim masraflarının karşılanmasını sağlayacak düzenlemeler yapması beklenmektedir.

Ancak her iki ittifakın seçim beyannamesinde de yer almasına rağmen bu sorunun, başta Tarım ve Çalışma Bakanlığı olmak üzere, valilikler ve belediyeler gibi çok sayıda kurumu ilgilendirdiğinden koordinasyonsuzluk nedeniyle yine çözümsüz bırakılacağından endişe edilmektedir.

  • Bakanlığın rutin çalışmaları; Seçimleri hangi ittifakın kazanacağından bağımsız olarak Tarım Bakanlığı kurumsal yapısı gereği, kanunlarla kendisine verilmiş olan verimliliği ve üretimi artırmaya, bitki koruma, gıda kontrol ve hayvan hastalıklarıyla mücadele ya da toprak ve mera alanlarını korumaya yönelik temel ve rutin görevleri yürütmeye devam edecektir.

Öte yandan ihmal edilen alanlarda faaliyetlerin yoğunlaştırılması, olası risklere karşı tedbirlerin alınması, üretimin teşvik edilmesi ve kırsal alanda yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve çiftçinin gelir seviyesinin yükseltilmesi iş başına gelen yönetimlerin temel görevidir. Bu görevlere yönelik rutin çalışmaların seçim beyannamelerinde yeni bir vaat olarak sunulması konuyu bilen uzmanlar açısından bir anlam ifade etmemektedir.

  • Benzer diğer vaatler; Seçim beyannamelerinde ÇKS’ye kaydolmayan çiftçiler için kayıt sistemi oluşturulması, arz açığı olan ürünler için tedbirler alınması, tarıma dayalı ihtisas organize sanayi ya da tarım organize bölgelerinin kurulması ve geliştirilmesi, kent tarımı, dikey tarım ve organik tarım çalışmalarının hızlandırılması her iki seçim beyannamesinde de yer almaktadır.

Sonuç olarak; seçimlerden sonra bakanlık ismi, bakan ve bürokraside önemli değişiklikler beklenmektedir. Diğer yandan seçim beyannamelerde yer alsa da almasa da bakanlıkça görev alanı ile ilgili çalışmalara devam edilecektir. Sektörün en yoksul kesimi olan mevsimlik tarım işçileri sorununa her iki beyannamede de yer verilmesi önemli bulunmuştur. Ancak bunlar sektörde köklü değişiklik sağlayacak sonuçlar doğurmayacaktır.

Asıl önemli olan yasal düzenlemelerin ihtiyaçlara cevap verecek şekilde revize edilmesi, kurumsal yapıların kapasitelerinin geliştirilmesi ve asli görevlerine yoğunlaşması, tarımsal sulama gibi yatırımlara gerekli bütçenin ayrılması, başarılı politikalar oluşturulabilmesi için istatistiklerin sağlıklı hale getirilmesi ve üreticileri yönlendirilebilmesi için desteklerin ve teşviklerin yeterli ve etkin hale getirilmesi gerekmektedir.