Hakan Seven: Serebral Palsiyle Anlam Katma Hikayesi

13 Eylül 1996 doğumlu

13 Eylül 1996 doğumlu Hakan Seven, Cidde şehrinde dünyaya gelmiş olup aslen Ankaralıdır. Doğuştan Serebral Palsi (CP) hastalığına sahip olan Hakan, yaşamı boyunca yürüme ve konuşma gibi temel becerilerde zorluklar yaşamıştır.

Hakan, yaşadığı bu zorluklara rağmen hayata olan bakış açısını olumlu ve güçlü tutarak, avantaj ve dezavantajlarıyla başa çıkmaya çalışmıştır. Empati eksikliğini en büyük eksiklik olarak gören Hakan, insanların birbirlerini anlayamamalarının sorunlara çözüm bulmayı zorlaştırdığına inanmaktadır.

Hayatının farklı bir perspektiften geçmesi, Hakan’a çocukluğundan itibaren çevresindekilerin bakışlarına maruz kalmasına neden olmuştur. Ancak, içine kapanmaktansa kendini ifade etme yolunu seçen Hakan, mücadeleci bir ruhla hislerini, düşüncelerini ve duygularını paylaşmıştır.

Küçük yaşlardan itibaren müzikle iç içe olan Hakan, rock ve rap tarzındaki müzikleri dinleyerek kendi yeteneklerini keşfetmiştir. Söz yazma konusundaki hevesi, onu yazmak ve ifade etmek konusunda motive etmiştir. Kendi yeteneğini keşfettiğinde, yazılarıyla çevresine duygularını ve düşüncelerini aktararak önyargıları kırmış ve sevgiyle yaklaşmayı başarmıştır.

Hakan Seven, yazma yeteneğini kullanarak çevresindeki insanlarla güçlü bir bağ kurmuş, içinde bulunduğu topluma dokunabilmiştir. Kendini kabul etmek ve güzel bakabilmek, hayata olan olumlu bakışını sürdürebilmesinde etkili olmuştur. Şu anda Hakan Seven, çevresinde sevilen ve anlaşılan bir birey olarak bilinirken, kendi hikayesini yazarak empatiyi sağlamış ve insanları bir araya getirmiştir.

Seven kendisinden bahsederken ““Ben tipik gelişen yaşıtlarımdan farklı olarak yürüme ve konuşma problemi olan bir insanım. Bunun avantajını ve dezavantajını çok yaşadım… öncelikle en büyük eksiğimiz empati kuramamak bence. Böyle olunca sorunlar çözülemiyor, herkes kendi bakış açısıyla bakınca da karşındaki insanı asla anlayamıyor. Şahsen kendimden biliyorum mesela bu güne kadar çok fazla insanın bana nasıl gözle baktığını gözlemledim. Çocukluğumdan beri kimi zaman çoğu kişi bana acıyarak bakıyordu, çekimser yaklaşıyordu işte “anlıyor mu beni ? konuşuyor mu ? zekası yerinde mi ?” gibi sözlere, davranışlara maruz kaldım. Hele hele çocukluk arkadaşlarımdan, mahalledeki çocuklar evimize gelen misafirler. Tabi buna rağmen tanıdıkça anlayan, seven bir sürü eş, dost, arkadaş vardı lakin yeterli değildi ne yazık ki ve bu beni fazlasıyla içime kapanmama neden oluyordu. bunu da benden başkası asla anlayamazdı dile getirmediğim müddetçe ama kendimi ifade etmek için çok çabaladım. Herkese hislerimi, duygularımı, düşüncelerimi göstermeye gayret ettim. Herkesin bir yeteneği vardır ama benim ki neydi bilmiyordum aklım ermiyordu çocuktum doğal olarak fakat küçükken çok fazla müzik dinlerdim rock tarzı, rap tarzı ondan dolayı heves ettim ben de söz yazacağım, edeceğim felan diye. Sonra bi baktım ki benim de yeteneğim buymuş meğer yazmak çünkü kime okutsam, gözleri parlıyordu yalandan değil gerçekten. Bunu anladığım vakit durmadan karaladım sürekli yazmaya devam ettim. Kendimi, çevreme yazarak anlatınca yakından tanıma fırsatı buldular önyargılarını kırıp çok sevdiler. Hislerimi, fikirlerimi benimsediler onlara dokunabildim ayrı ayrı gönül bağı kurdum. Ben şunu anladım sevgiyle, temiz yürekle ve güçlü kelimelerle yaklaşırsan kazanamayacağın hiç bir insan. yok yeter ki kendini ifade etme yolu bul. ben bunu başardığıma inanıyorum. bu gün baktığım zaman Hakan diyince hemen herkes tarafından sevilen, bizim Hakan diyerek içlerine alıyorlar hep yanımda vakit geçirmek isteyip dertlerini paylaştıklarını görüyorum bunu başarmak harika hissettiriyor daha ne isteyebilirim ki çünkü dediğim gibi insanların benimle empati kurmasını sağladım tabii ki de bir de şu var hayata güzel bakabilmek kendini olduğun gibi kabul ederek yaşayabilmek yoksa bunların hiçbirini beceremezdim…” ifadelerini kullandı.