Doğa tutkunu, NİDOST kurucu başkanı İlker Melikoğlu kalemimden Doğa ve insan.
Çamiçi’deki güzel bir günde, Çamiçi göleti kıyısında Karayaka Koyunu üreticisi Niksar Koyun Keçi Yetiştirecileri Birliği temsilcisi sayın Muammer Karaman’la bir araya geldik. Kendisiyle fotoğraf çekimimizi yaparken bir yandan sohbet ediyoruz. Mesleğini, üreticilerin ve bizlerin Karayaka Koyun ırkını tanıtmadaki başarısızlıklarımızı konuşuyoruz. Karayaka koyunu et-yağ oranının dengeli olması, ağır kokusunun olmaması ve lezzeti ile biliniyor.
Sayın Karaman, bir bilgi paylaştı ki bu beni oldukça sevindirdi: ülkemizin önemli bir market zinciri ile Karayaka koyunu üreticileri tanıtım toplantısı gerçekleştirdik ve bundan sonra her hafta dört yüz Karayaka koyunu, bu marketlerin kesimhanelerine gidecek.
Bu haber, Niksar’ın tanıtımına ve gelişimine adanmış biri olarak beni çok mutlu etti. Bu noktada, Niksar’ın mevcut durumuna dair bazı düşüncelerim de var. Niksar ismi, hafızalarda ve kitaplarda anlamlı bir yer tutuyor ancak gerçekte bu durum böyle mi? Maalesef, Niksar, hem tarihi değeri hem de yerel lezzetleri ile ülkemizin önemli merkezlerinden biri olmasına rağmen hızla göç veriyor, yerel değerlerini kaybediyor ve küçük bir kasaba hüviyetine bürünüyor. Bunu durdurmanın yolu, nostaljik çekişmeler ve ilerlemeye katkı sağlamayan ifadeler değil.
Geçenlerde bir STK toplantısında, ilçemizin gelişimine dair bir öneri geldi: D 100 karayolu ile paralel bir yol yapılırsa Niksar daha da gelişebilir. Bence, Niksar’dan birçok yolun geçmesi değil, yoldan geçenlerin Niksar’a geçmesi önemli. Bunun yolu da cazibe merkezi olmakta yatıyor.
Bununla birlikte, Niksar’ı ziyaret etmek ve görmeyi hedefleyenler için de önemli bir durum söz konusu: Niksar’ın gastronomisi. Yolculuk esnasında dinlenmek ve yemek yemek önemlidir. Peki, bu bağlamda Karayaka koyunundan nasıl yararlanabiliriz?
Niksar ve çevresinde yemek kültürünün önemli bir parçası olan Karayaka kuzusu, Çamiçi Yaylamız’da önemli bir rol oynuyor. Fakat, Niksar’a sadece bu sebeple uğrayıp, yemek yedikten sonra dinlenip gidenler var mı? Maalesef, yaptığım araştırmalara göre bu oran çok düşük.
Niksarlılar Niksar’da değil de, et yemek için Perşembe’ye, kelle yemek için Sivas’a, pide yemek için Samsun’a köfte yemek için Avm lere gidiyorlar. Sahil kesimlerinden yaylalara gezmeye gelenlerin yüzde kaçı bize yöneliyor? Bu durum, Karayaka kuzusunun ve Niksar’ın gastronomik potansiyelinin tam olarak değerlendirilemediğini gösteriyor. Bu sorunları aşmanın yolu ise, üretim ve satış stratejilerimizi gözden geçirmek. Ha Bu arada tabii ki Niksarlıların da farklı yerleri gezmek farklı yemekler yemek gibi hakları var..
Konu çok boyutlu ve biz sadece Karayaka Koyunu ve gastronomi ile ilgili kısmı değerlendireceğiz. İlk olarak, yemek işi ile ilgilenen esnafımızın aynı dilden konuşması gerekiyor. Kaliteli ürün çıkarıp tek fiyat uygulamasına geçmeliler. Kuzunun her bölümünü değerlendirildiği yemek listeleri hazırlanmalı. Böylelikle, hem yerel halk hem de yolculuk esnasında Niksar’ı ziyaret edenler için daha çekici bir gastronomi deneyimi sunabiliriz.
Örneğin, işletmelere listelerinde şu yerel yemekler mutlaka olacak denilebilir; kuzu kelle-paça, kebab yanında bölgemizde yetişen üzüm suyu veya kızılcık suyu bu içecekler, et ürünlerinin ağırlığını hafifletir, kuzu kaburgalı baklalı dolma, pehlili pilav, karayaka kıymasından köfteler..Sonra Karayaka kuzusunun yoğurdunu paket yaptırabiliriz. Ancak bu süreçte, Karayaka Koyunlarını nereden bulacağımız konusunu da göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Bu sorunun yanıtı, Niksar’ın gastronomi alanındaki gelecek planlarının merkezinde olmalı. Niksar’ın hem yerel halkı için yaşanabilir bir yer olması, hem de yolculuk esnasında ziyaret edilebilecek bir turistik merkez haline gelmesi için bu adımların atılması gerekiyor.
İlker Melikoğlu
Nidost Kurucu Başkan