Cemalettin Bilgin

ÜRETİRKEN, TÜKETEN TARAF!.

Üretirken, Tüketen tarafa geçtik.

Üreten millet olmak, üretmeden tüketen millet olmamak gerekir.

Zorlu bir süreçten geçiyoruz.

Korona 19 Virüsü mücadelesi devam ederken, zorlu bir süreçten geçiyoruz, inşallah bu sıkıntılı süreçler geçecektir ama, yaşadığımız bu sıkıntılı süreçten kiler ne kadar ders aldı?.

Yaşadığımız musibetten çok ders çıkartmamız gerekiyor, üreten toplumdan, tüketen topluma dönüşmüş idik, Korona Virüs ile birlikte bu sene üreten topluma dönüşmeye başladık, inşallah ülke genelinde üreten toplum haline geliriz.

Yanılıyormuyum bilmem ama, bu sene çok sayıda arazilerin ekilip dikildiğini görüyorum ve özellikle küçük baş hayvanların yani özellikle Koyunların sayısının arttığını görüyorum.

Tokat Valimiz Dr. Sayın Ozan Balcı bölgemizde 500 bin Koyun beslenmesi için ciddi bir çalışma içine girdiğini biliyoruz, Vali beyin bu düşüncesi ve çalışması şimdiden hayat bulmaya başlamış, bu sene yaylalara çıkan Koyun sürülerini görünce çok mutlu olduğumu ifade etmek isterim.

Küçük baş hayvancılıkta eski yıllara dönüyor gibiyiz, yani eskiden koyun sürüleri yaylalara çıkar yaylaların uçsuz bucaksız otlakları hayvanların yoğunluğu ile şenlenirdi, inşallah bu sene ve sonraki seneler sayın valimizin hedeflediği 500 bin Koyun beslenmesi hayat bulacaktır.

Bölgemizde Büyük baş hayvancılıkta önemli artışların olduğunu görüyoruz, sayı olarak hangi durumdayız bilmem ama, Büyük baş hayvancılıkta  hatırı sayılır büyüme olacağını düşünüyorum.

Hayvancılık ile uğraşan insanların en büyük derdi Yem Fiyatlarının yüksek olmasından dertliler.

Yerelde insanlar tarı ve hayvancılığa önem vermeye başlarken tarım Bakanlığı bu yapılan çalışmalar kapsamında nerede?, ne düşünüyorlar?, gelecekteki hedefleri nedir?, bu sorularında cevaplarını almak isteriz.

Sağlık ve Teknoloji konusundaki seferberliğin artık tarım alanında da olmasını bekliyoruz.

Tarım bakanlığı sanırım çok konuşan bakanlıklar içinde!.

Çok konuşup, az iş yapan bir Bakanlığın olmasını istemiyoruz.

Bizler az konuşan ama çok iş yapan, yapılan işi de halka yansıtan bir banlık istiyoruz, yani Tarım bakanlığı az konuşmalı, çok iş yapmalı, yapılan işi de halk çok açık ve net görmelidir.

Türk Milleti gördüğüne inanıyor, sen ona ne kadar anlatırsan anlat, o yine bildiğini okuyor, lakin gördüğü bir yenilik olduğunda onu anında alıyor ve uyguluyor.

Tarı bakanlığı az konuşmalı, çok üretmeli ve yaptığı çalışmalar içinde en büyük hedefi, Hayvancılığın belini büken YEM üretme konusunda ciddi çalışmalar yapıp, Yem Fiyatlarının düşük olmasını sağlamalıdır.

Tarım bakanlığından beklentiler çok olabilir, bizler Bakanlıktan iki önemli hususun öne çıkmasını istiyoruz. 1. Husus Hayvancılığın ilerlemesinde öncü rolü oynayan Yem ürününün ucuz olması, 2. Konu yerli ve Milli ürünlerin artık yeniden hata bulmasıdır.

Bazı kurumlarda şu yanlış var; fakirleri kalkındırmak için küçük ve büyük baş hayvanlar veriliyor, bu hayvanlara baksınlar geçinsinler” düşüncesi ile arazisi dahi olmayan ama fakir insanlara hayvanlar veriliyor, bugüne kadar bu hayvan yardımlara kaç TL. lik bir yardım oldu bilmem ama, verilen hayvanların %95 i ya öldü, ya ölmek üzere iken kesildi ve yok olup gitti.

Her insan her işi yapmamalı, zaten yapamaz.

Tarımın ülkemizde gelişmesi isteniyorsa işi yapacak olana vermek gerekir.

Fakir insan evet sahip çıkacağız ama, onun yapma şansı olmayan ne küçük baş, neden büyük baş hayvanları bedava vererek onların hayatlarının devam etmesi mümkün değildir, o zaman bu insanların hayatlarının devam etmesi için bedava hayvan verip onların yok olmasını sağlamak yerine onların çalışacağı alanlar yaratmak gerekir.

Bölgemizde ve hatta ülkemizde Çoban bulmak artık nerede ise mümkün değil. Neden mi?, devlet insanları bedava yaşamaya alıştırdı!, devletimiz yeni bir strateji ile yeni den bir hayatın içine halkımızı sokmalıdır.

Eskiden köylerde ekonomik imanları iyi olmayan insanlar ya Çobanlık yapar hayatları devam ederdi, veya ortakçılık yapar çoluk çocuğunu geçindirir okutur hayatlarına devam ederdi.

Peki üreten bir toplumdan, nasıl tüketen toplum haline geldi?, aslında bu sorunun cevabını samimi olarak almak için masaya yatırmak gerekir.

Gerçekleri savsaklamamak gerekir, gerçekler çoğu zaman Halının altına itiliyor, halının altı dolunca iş işten geçiyor, sonrası malum yıllar geçinde insanların alışkanlıkları değişiyor.

Çoğu köye gidin, her kapıda nerede ise Traktör vardır, peki o kadar Traktörün kullanılacağı arazi var mı?, tabi ki yok.

Peki gidin her köye çalışacak adam bulamazsınız, neden?, yukarıda dedik ya, eskiden Çobanı da aynı köyden bulmak mümkün id, çalışan insanları da bulmak mümkün idi, şehirde yaşayıp da köyde arazisi olan insan arazisine sahip çıkacak ortakçıda bulur idi.

Bugün ne hayvanları otlatacak çoban, ne çalışacak işçi, neden arazileri ekip dikecek ortakçı bulmak mümkün değil, demek oluyor ki her işi herkes yapmamalıdır.

Bir musibet ortaya çıktı, dünyada dengelerin değişeceği ifade ediliyor.

Ülkemizde ve bölgemizde de bazı şeylerin değişeceğini görüyoruz, insanlarımız, musibet karşısında evlerinde kalırken, büyük şehirlerde yaşayan insanlar artık doğduklara köy ve kasabalara, şehirlere gelmeye başladı, gelen insanlarda ata Topraklarını ekip, dikmeye başladığını görüyoruz, bu önemli bir harekettir.

Üreten toplum idik, tüketen toplum olduk.

Bir musibet ortaya çıktı, hayata tutunmak ve ölmemek için ata topraklarına dönüş başladı ve ata toprakları hayat bulmaya başladı.

Üretmeden Tüketen milletlerin ayakta kalma şansının olmadığını bugün çok net görüyoruz.

Türkiye sağlık konusunda üreten millet olduğumuzu gösterdik, şimdi sıra Tarımda tüketen millet olmayı bırakıp, üreten millet olmayı başarmalıyız.

Cenabı Allah Türk milletine dünyanın bütün nimetlerini sunmuş yeter ki bizler üretelim.

Günün Sözü: ÜRETMEDEN TÜKETEN MİLLETLER, GÜÇLÜ MİLLETLERE ESİR OLMAYA MAHKUMDUR.

 

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.