Cemalettin Bilgin

TINLAMAYINCA!.

Yine sıkıntı, yine üzüntü, yine ölümler, yine sakatlanan yüzlerce insan. Geçmiş olsun İZMİR.

İzmir Cuma günü öğleden sonra 6.6 şiddetinde ciddi bir şekilde sallandı, 30 civarında ölü, yüzlerce insanımız yaralı.

Son günlerde veya aylarda ülkemizdeki Deprem gerçekleri konuşulurken İzmir tarafından hiç kimse söz etmiyordu, daha çok İstanbul tarafı konuşuluyordu, ama Deprem 30 ekim günü İzmir’de ortaya çıktı.

Şimdi yine ahkam kesenler çoğalacak, devleti suçlayanlar olacak, derken insanlar can derdine düşmüşken birileri “ET” derdine düşecek, bu karmaşadan, bu ölümlerden ve yaralanan yüzlerce insandan siyaseten ne elde ederim” diye ortaya çıkanlar olacak!.

Geçmişte olduğu gibi Devletimiz Depremin olması ile birlikte anında olay yerinde idi, devletin bütün imanları seferber edildi, devletimiz yine vatandaşımızın  en sıkıntılı zamanında vatandaşımızın yanında idi.

Devlet demek, bu ülkedeki bütün resmi ve sivil yönetimlerin birlikte olduğu yönetim sistemi demektir.

Devletimizin Cumhurbaşkanından, bakanlarına, valilerinden kaymakamlarına, belediye başkanlarına ve STK larına varıncaya kadar İzmir de idi.

Devletimiz bütün imkanları ve gücü ile olay yerinde idi, buna rağmen öküz altında buzağı arayanlar oldu.

Öküz altında buzağı arayanlar zaten öküzler sınıfında yer alanlardır, aslında onlara “öküz” deyince öküzlere hakaret oluyor ama başka nasıl tarif edelim?.

Hakaret etmek suç, ama öküz denince hakaret olmaz çünkü bu memlekette öküzler çok!.

Bu ülkede yaşayan herkes şunu bilmeli, Türkiye’nin bulunduğu Coğrafya Deprem bölgesinde, her an Depremler olur.

Daha öncede çok kez ifade etmeye çalıştık. Deprem insan öldürmez, insanların cahilliği insanların ölümüne neden olur.

Depremler insan öldürmez, ama aç gözlü insanların çok para kazanma hırsı insanları Depremde öldürür.

Nasılmı?, bu soruyu sormak ve cevabı çok basit. Bu  dünyada para kazanma, servet sahibi olma hırsı, para kazanırken inşaat malzemeden çalarak daha çok para kazanma hırsı Depremler sonunda çalınan malzemelerden dolayı konutlar çürük kalıyor, çürük kalan yapılar güçlü sarsıntı sonunda yıkılıp gidiyor, yani hırsız müteahhitler, hırsız kontrol ekipleri, hırsız ustalar çaldıkları veya çalınmasına göz yumdukları malzemelerin noksanlığından dolayı ölüme terk ediliyor veya sakat kalmalarına neden oluyor.

Yazımızın başlığında yazdık; “TINLAMAYINCA” dedik.

Deprem olmayınca Jeologlar adam yerine konmaz!, pardon onların ilmine itibar edilmez!.

Jeologların sözleri ne zaman dikkate alınır?, Depremler olduktan sonra, birde inşaatlar yapılırken projelere imza atmaları istenir!..

Aslında bir insanın hastalığı için teşhis koyan Dahiliye Uzmanı ne kadar kıymetli ise, Jeologlarda binaların yapılması konusunda yani Toprağın doktorları Jeologlardır, Toprak ile bir işlem yapılacaksa mutlaka Jeologların düşüncelerine, ilimlerine itibar etmek, onların düşünceleri doğrultusunda hareket etme gerekir.

2020 yılı ülkemiz için sanki felaket yılı oldu, sanırım buda bir imtihan zamanıdır, ülke olarak, millet olarak bir imtihandan geçiyoruz.

Mademki 2020 yılı Türk milleti için imtihan yılı, o zaman dersimize çok çalışmalıyız ki, bu imtihandan kırık not almayalım, ama ne yazık ki verilen derse gerekli özen gösterilmediği için bütün musibetlerde sıkıntı yaşıyoruz, sonra imtihandan, ikmale kalarak sınıf geçmeye çalışıyoruz.

Ders Türk milletine  Devletine verilen bir derstir, sınıf içinde belli gruplar dersten kaçıp, sınıf öğrencileri kaytarırsa o dersi veren hoca vereceği derse konsantra olamaz, sınıfta ders yapan öğrencilerinde verilen derse gerekli özeni gösterse de her ödevi yapmaya gücü yetmez, verilen ödevler yarın kalır, sonrası malum ders hocası sınıfı bir sirkelemeye başlayınca çürük yumurtalar ortaya çıkar.

Bizler millet olarak ve devletin bazı yetkilileri olarak ders çalışmadan sınıf geçmeyi hayatın bir parçası olarak görüyoruz!.

Ülkemizde Depremler oluyor mu? Evet, peki ülkemiz dışında başka ülkelerde Deprem olmuyor mu?, oluyor.

Japonya Adasında her yıl 7 şiddet üzeri onlarca Deprem olduğunda neden Can kaybı olmuyor?, Neden Binalar Yıkılmıyor? Bunları konuşmak gerekir.

Bugün için, başın sağ olsun Türki’yem, başın sağolsun Güzel İzmir’im, diyerek işi tamamlamak gerekir ama, bu işler geçiştirmekle devam ederse ölümlerden ve hayatı boyunca sakat kalmaktan kurtulamayız.

Niksar’da yaşıyoruz, Niksar’ın Coğrafi yapısı belli, Jeologlar şehrin nereye yerleşmesi gerektiğini 1960 lı yıllarda ifade etmişler rapor tutup belediyeye teslim etmişler.

1960 yılından sonra şehrimizde çeşitli zamanlarda yapılan Deprem çalışmaları sonunda da şehrin nereye yerleşmesi gerektiğini yazmışlar, söylemişler, konferanslarda dile getirmişlerdi.

Niksar 1939-42 Depremini yaşamıştır, daha sonra küçük sarsıntılar yaşansa da, en fazla 4.2 gibi sarsıntılar yaşandı.

Şehirlerde bilim insanlarına, bilim insanları ve yetkililer kulak vermez ise, uyarıları dikkate alınmaz ise, söylenenler “TIN” bile ses vermez ise, ölümlerden kaçınmak, ömür boyu sakat kalarak yaşamaktan kaçmak mümkün değil.

Bu satırlardan çok yazdık, çok söyledik, şehrin çürük zeminli bölgelerinde “yapılaşma yapılmamalıdır” dedik. TINLAYAN yok!. Tınlamayanlar bir gün bu şehirde, bu bölgede bizim sözlerimiz onların kulaklarının açılmasına vesile olmayacak ama, Doğanın küçük bir hareketi, kulaklarının, gözlerinin açılmasına mutlaka vesile olacaktır.

Geçmişte olduğu gibi bugünde yanlış yapılaşmanın yapılmaması için mücadele yaptık, bugünde yapmaya çalışıyoruz.

Devlet ısrarla, inatla kendi binalarını tehlikeli zeminlere yapmakta ısrar ederse; “ben devletim ne dersem o olur” diyerek binaları zemini çürük bölgelere yapmaya devam ederse, Halk şu mesajı alıyor zaten işine de öyle geliyor; “DEVLET BİNA YAPIYORSA BENDE YAPARIM” diyor. Vatandaş Devletin yaptığı binanın sağlam veya çok para harcayarak yaptığına bakmıyor, vatandaş işine geldiği gibi bina yapıyor.

Devlet bir nevi vatandaşı davet ediyor, halkımızda davete icabet ediyor!.

Suçlu kim?

Türk Milletinin en büyük özelliği “Ulul Emre İtaattır”. Vatandaş Devleti örnek alıyor, örnekler yanlış olduğunda suçlu olarakta yıkımlar olunca, vatandaş sıkıntıya düşünce; “DEVLET NEREDE” DİYEREK İSYANKARCA SÖZLER SARF EDİYOR!.

Peki İzmir de yaşanan sıkıntının müsebbibi kim?, vatandaş, müteahhit, cezasını kim çekiyor? DEVLET.

Niksar’da halen kullanılan Hükümet Konağı ve Polis Karakolunun bu bölgeye yapılmaması için çok çırpındık, ama inatla ısrarla yapıldı. 1985-86 yıllarında yapılan Polis Karakolu ÇÜRÜK bina olduğu için yıkıldı, sırada Hükümet Konağı var, yeni Hükümet Konağı nereye yapılacakmış?, mevcudun 500 metre daha aşağısına, yani Kuzey Anadolu FAY hattının en tehlikeli, sığ zemini olan Terminal binası yerine!. Neden?

Günün Sözü: KİMSEYİ KRMAK İÇİN DEĞİL, GERÇEKLERİN İNSANLARI MAĞDUR ETMEMESİ İÇİN TARİHE NOT DÜŞÜLÜR!.

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.