İklim şartları değişti, gelecek tehlikeyi görmek gerekir.
Küresel Isınma tehlikesi her geçen gün kendisini göstermeye çalışırken, yetkililer değişen iklim şartlarına uygun çalışmalar yapıyor mu?, bunu anlamak biraz zor.
Bazı bilim İnsanları Küresel ısınmaya dikkat çekip çeşitli çalışmalar yapsa da, Küresel ısınmaya çok dikkat eden insan sayısının olmadığını görüyoruz.
Gerçek anlamda Küresel ısınmaya yetkililer inanmış olsalar, gözle görülür ciddi tedbirlerin alındığını görmemiz gerekir.
İnsan oğlunun doğumsuzluğu halen Küresel ısınmayı tetiklediğini görüyoruz.
Şu güzel ve özel sözü bir kez daha hatırlatmak isterim; “DOĞA İLE DEĞİL BOĞA İLE GÜREŞİLİR” gerçekten bu sözün özüne sahip çıkmak gelecek tehlikeye dikkat etmek gerekir.
Niksar’da Son Bahar ayları gelip geçerken bu şehre bir defa olsun Yağmur’un yağmaması bizleri derinden düşündürmesi gerekir.
Niksar’a yağmayan Yağmur, ülke geneline de yağmayınca şehirlerde barajlardaki su seviyesinin düştüğü ve insanların yine bir kısmı endişelenmeye başladı, ama çoğu yetkililerin hiç umurunda olmadığını düşünüyoruz.
Küresel ısınma insanlığı felakete sürükleyecek ve gelecekte çok ciddi hava değişimleri ve hareketleri olacağını düşünüyoruz, bizlerin düşünmesinin ötesinde bir avuç bilim insanı bu gerçekleri dünyaya haykırıyor ama, o insanların sesine kulak verenler ne yazık ki yok gibi.
İnsanların gözünü pırıltılı ışıklar kör etmeye doğru götürüyor!.
İnsanlar pırıltılı ışıkların altına girmişler bir türlü gelecek tehlikeyi görmek istemiyor, insanları pırıltılı ışıklar öyle beyinlerine nakşetmiş ki, bir adım sonrasında gelecek felaketleri görmeyecek kadar ışıkların esiri olmuşlar.
Cenabı Allah insanlara akıl vermiş fikir vermiş, düşünme yeteneği vermiş ama bazı insanlar ne yazık ki beyinlerini sanki başka bir yere ipotek yapmışcasına yaşanan olaylara ilgisiz kalarak insanlığın felaketine dolayısı ile kendi felaketini görmez olmuş.
Artık ülkemizde ve bölgemizde Küresel ısınmanın etkisi her geçen gün artarak devam ediyor, bu gelecek felaketten en az etkilenmek ve daha fazla sıkıntı yaşamamak için akılcı çalışmalar yapmak var olan Su kaynaklarımıza ve değerli topraklarımıza sahip çıkmak gerekir.
Toprak ve Su. Cenabı Allah’ın bizlere bağışladığı en mükemmel hayat kaynaklarından iki tanesidir.
Toprak ve Suyun olmadığı yerde hayatın olması mümkün değildir, çok şükür ki bizlerin yaşadığı bölgedeki topraklar çok verimli, Sularımız çok olmamasına rağmen sahip çıkmamız halinde bölge insanına yetecek durumdadır.
Kasım ayı sonuna girdiğimi şu günlere kadar Yağmurların yapmaması bizleri endişelendirmiştir.
Cenabı Allah her şeyin en iyisini ve en güzelini bilmektedir ama, biz kullarına da akıl vermiş fikir; “ey kulum sana verdiğim nimetlerin kıymetini bil, hoyratça kullanma, sizlere verdiğim her varlığın ne anlama geldiğini anla ve sahip çık” sözlerini asla unutmamalıyız.
İnsanlar Cenabı Allah’ın her verdiği mesajı anlamış olsa zaten bir felaketle karşılaşmayacaklardır, ama hiç değilse belli mesajları, anlamak mecburiyetindeyiz.
Koskoca Niksar’da, koskoca Kelkit vadisinde, koskoca Tokat il sınırlarında endişe duymak bana mı kaldı?, bu sorunun cevabını vermek kolay değil ama, bizler bir insan olarak hiç değilse bazı sorumluluklarımızın bilinci ile hareket etmeye ve yaşamaya çalışan insanız.
Toprak ve Su, Cenabı Allah’ın bizlere verdiği en mükemmel emanetlerden ikisi dedik, bu emanetler bizlerin emrine ve hizmetine verilmiştir, sağlıklı, doğru kullanmak bizlerin hayatının devamı için en mükemmel şekilde faydalanmak ve daha sonra bizden sonraki insanlığa emanet etmek gerekiyor.
Zaman zaman Su ve Topraklarımız konusunda notlar yazarak insanlık görevimi yerine getirmeye çalışıyorum, bu işi yapmak benim vicdanı görevimdir, şayet milletim için, insanlık için doğru bildiğim mücadeleyi yazmaz isem her şeyde olduğu gibi bu konuda da Cenabı allah2a karşı sorumluyum.
Bizlere emanet edilen Toprak ve Suyun en verimli şekilde kullanılmasını, korunması konusunda üzerime düşen görevi yaptığıma inanıyorum, hatta öyle bir noktaya geliyorum ki, Su ve Toprakların korunması, sağlıklı kullanılması için yaptığım mücadelede en etkili ve yetkili insanlarımızla da ciddi sürtüşmelere giriyorum ve çoğu zaman baskılar karşısında ciddi sıkıntılar yaşıyorum!.
Tarihe not düşmek doğru bir karar olduğunu düşünüyorum.
1989 tarihinde Köklüce HES’in açılışına rahmetli Turgut Özal geldi, açılış yapıldı, çok büyük kalabalık vardı, rahmetli Özal konuşurken, Başçiftlik kasabasında ne kadar bay, bayan, genç yaşlı insan var ise açılış bölgesine gelmişti, rahmetli Özal konuşurken Başçiftlik halkı; “Başçiftlik Ovası Anavatan yuvası” şeklinde yoğun bir tezahürat yaptılar sonunda rahmetli Özal şunları söyledi; anlaşıldı sizlere birileri söz vermiş onaylamak bana kalıyor, Başçiftlik ilçesi hayırlı olsun” demişti ve Başçiftlik ilçesinin ilçeliği o zaman netleşmiş oldu, Başçiftlik halkı siyasi meydanı iyi kullanmış, zamanında kullanmış ve yapılması zor olan bir işi gerçekleştirmişlerdir.
Köklüce HES açılışı tamamlanıp rahmetli Özal ve devlet protokolunun, Ankara ayağı gitmişti, açılış sonrasında rahmetli valimiz Recep Yazıcıoğlu, rahmetli Kaymakamımız Hasan Zenginalp DSİ tesislerinde bir araya gelme şansımız oldu, rahmetli Yazıcıoğlu DSİ genel müdürü ile konuşurken; “sayın Genel Müdürüm Yeşil Irmağın Gümenek bölgesinde bulunan ırmak yatağı bölgesindeki araziler sular altında kalıyor, mutlaka Irmak yatağı Sette içine alınmalı” diyerek sohbet yapınca Niksar Kelkit Irmağının her yıl yağışlar sonunda yüzlerce dönüm arazi toprağını Sular alıp götürdüğünü söylemem gerekiyordu, söze karıştım; sayın Valim Gümenek tarafında Irmak var olan sıkıntı bizim bu bölgemizde daha fazla en verimli toprakları Kelkit Irmağı her yıl alıp götürüyor, buraya çözüm bulmak gerekir” dediğimde rahmetli valimiz; “Cemalettin bana neden söylüyorsun işi yapacak genel müdür burada” dedi ve Niksar Ovasının Sular tarafından alıp götürüldüğünü, söylediğimde Valimiz, Genel müdürümüz ve yetkililer, DSİ Sosyal tesislerindeki balkona çıkarak Irmak yatağının en verimli arazilerini alıp götürdüğünü karşıdan gördüler, sonra yola çıkınca yol kenarından Irmak yatağını görünce, Genel Müdür bey bölge müdürüne; “bu iş kısa zamanda nasıl yapılacak çözüm bulalım” dediğinde bölge müdürümüz, ayak üstü çözüm yolunu söyledi ve Niksar Ovasının Kekün Köyü sınırlarına kadar Irmak yatağı sette içine alınmış oldu.
Biliyorum bu notlar birilerine hikaye gibi gelebilir ama, koskoca Niksar Ovasını her yıl onlarca yüzlerce arazisini, en verimli toprakları denizleri doldurmaktan kurtulmuş oldu, en verimli topraklarımız halen insanlığa hizmet etmeye çalışıyor, 1990 lı yıllarda Sette içine alınan Irmak yatağı dışında kalan arazideki çakıllı arazilerin sağlıklı hale gelmesi için her yetkiliye, şunu ifade ettim; Kelkit Irmağı Sette içine alındı ancak daha önceki ırmak yatağından kalan araziler Çakıltaşları ile dolu, Bahar aylarında Irmak yatağı Milli Sularla doluyor, suyun milli olduğu dönemlerde su akışı çakıllı arazilerden geçsin araziler milli topraklarla hayat bulsun” dedik, bu mücadeleyi yıllarca yaptık, gücümüzün yettiğince, dilimizin döndüğünce, var olan yanlışı söyledik, kötü olduk, sıkıntı yaşadık, Irmak yatağındaki araziler Sette içine alındıktan sonra vatandaşlarımız tarafından kapış kıran edildi, bizlerin 1 metrelik yeri olmadı, bizler hep şunu düşündük, Milletimiz kazansın, devletimiz kazansın, yeter ki Cenabı Allah’ın verdiği nimetler zayi olmasın” dedik.
Bugünde “Niksar Sulugöl Göletine sahip çıkalım” diyerek her fırsatta dile getirdiğimiz sıkıntı çok şükür çözülmeye başladı, Kaymakam bey müjde verdi; “Cemalettin bey gölet kanalları temizlendikten sonra Gölet Suyu 8 metre yükselmiş” dedi.
Bizlere düşen şey; “Allah razı olsun Kaymakam bey, sayın valimizden ve sizlerden emeği geçen herkesten” bizde öyle dedik.
Sulugöl Göleti bölgesinde bir karış arazim ve toprağım yok, ama Cenabı Allah’ın bizlere emanet ettiği Su ve verimli Toprakları var, Sulugöl Göleti artık 20 bin dönümden fazla araziyi sağlıklı sulanmasına neden olacak, bölgedeki bütün canlılar bu çalışmadan faydalanacak.
Günün Sözü: BU ŞEHRE KİMLER HİZMET YAPTI, İSE, KİMLER EMANETLERE SAHİP ÇIKARAK GELECEK NESİLLERE TESLİM EDECEKSE ALLAH HERKESTEN RAZI OLSUN.
YORUMLAR