Cemalettin Bilgin

TARLADA DÜŞE KALKA!.

İnsanlık ayıbının yaşanması devam ediyor.

Suriye krizi halan devam ediyor, 9 yıldır devam eden kaos ortamı ABD nin başarısı ile devam ediyor.

Neden ABD nin başarısı dedik?, ABD yapması gerekeni yaptı, Suriye’yi yerle bir etti, kardeşi kardeşe düşürdü, katil Esat’ı koltuktan kaldırmak üzere çıktığı yola, Suriye halkını doğduğu topraklardan ayrılmalarını sağlamış oldu.

ABD nin gerçek amacı çocuk katili Esat’ı koltuğundan kaldırmak olsa idi, bugüne kadar masum insanların üzerine attıkları tonlarca bombanın bir tonunu Esat’ın kaldığı saraya atmış olsa idi, Esat denen katil şimdi gebermiş olacaktı masum  Suriyeli ocuklar ve kadınlar ölmeyecekti.

9 yıldır ülkemizde misafir olan Suriye halkı kendi ülkelerinde huzurun olmayacağını düşünerek ilk önce ülkemize, sonra hayatlarını sürekli devam ettirmek için AB ülkelerinde yaşama düşüncesinde olduklarını görüyoruz.

Ülkemizde bir kısım insan “Suriyeliler dışarı” sloganı atarak ülkemize geçici barınmak için gelen insanlar hakkında sürekli baskı kurmaya başladılar, ülkemiz artık daha fazla gömene bakma şansı olmadığı için AB ülkelerine giden yolları açarak “isteyen istediği yere gidebilir” diyerek yollarındaki engelleri kaldırmış oldu.

Dünyada bir başka örneği olmayan mülteciler akınına katkı sağlayan tek ülke Türkiye’dir.

Türk olmaktan, Türkiye de doğmak ve yaşamaktan onur duyuyoruz, Cenabı Allah’a şükürler olsun ki, Türkiye topraklarında doğduk  yaşıyoruz.

Suriye halkının ne kadar eziyet çekerek, ne kadar çile çekerek yaşadıklarını görüyorduk.

Birkaç sene önce Yaz sıcağında Niksar’a kalan 82 göçmen ile karşılaştığımda insanlıktan bir kez daha utanmış idim!.

Doğu illeri sınırlarından alıp 82 göçmeni “AB ye götüreceğim” diyerek kandırıp otobüsle Niksar’a getirip otobüsten indirip “AB ülkesine geldiniz” diyerek kaçmaları sonucu D100 kara yolunda görülen çok sayıda yabancı insanı güvenlik kuvvetlerimiz yakalayarak Niksar’a getirmiş, yaz günlerinin kavurucu sıcağında Kaya ismet Özden Orta okulu bahçesinde 1 günden fazla sıcağın altında kalmaları sağlanmıştı, olaydan geç haberimiz olduğunda  okulun bahçesine gittim, bahçede 1 tane 5-6 yaşlarında çocuk bir kadın ve 80 tane oldukları söylenen erkekler vardı.

Niksar çok sıcak iklime sahip olmamasına rağmen Ağustos ayında hatırı sayılacak sıcaklar olur, öyle günlerin yaşandığı bir dönemde 82 göçmen beton üzerinde bir günden fazla kalmış, insanlar beton üzerinde veya toprak zeminde bir arada tutulmaya başlanmış, gerekçe olarak; “efendim nereden geldiği belli olmadığı için Yurt binasına sağlık gerekçesi almıyoruz” dendi!.

Sıcağın altında tam bir günü geçen bir sürede “Yurt binası mikrop kapmasın” gerekçesi ile eğitimin olmadığı bir dönemde, küçük bir çocuk ve bir bayan, 80 tane genç ve orta yaşta erkek Güneşin altında adeta kavrulması yapılıyordu, manzara karşısında o zaman yetkilimize şunu ifade edebildim; “bunlar insan, bunlar insan” demiştim, hırslı, azimli ve kararlı olmama rağmen o 82 insanın çaresizlik içinde görünce insanlığımdan utanmıştım, sonraki süreç malum,  şehrimizde bu insanlar 15-20 gün kalmışlardı, kaldıkları süre içinde hayır sever halkımız bu yurtsuz insanlara sahip çıktı, kimisi ekmek verdi, kimisi meyve verdi, kimisi giyecek verdiler ve şu sözleri sarf ettiler; “benim verdiğim yarımı kimse bilmesin” dediler.

Evet; “benim verdiğim yardımı kimse bilmesin, yazık bu insanlara, yurtlarından ayrılmışlar Allah yardımcıları olsun” diyenler oldu.

Bizler; Suriye’den, Afganistan’dan, Pakistan’dan canlarını kurtarmak sağlıklı bir hayat yaşamak için ayrılan insanları  şehrimizde bir defa gördük, inşallah bir daha öyle sefalet içinde bir daha görmeyiz.

O 80 insan içinde kim ne idi, ülkelerinde nasıl bir eğitim almışlardı?, kimisi çiftçi, kimisi esnaf, kimisi doktor, kimisi mühendisti belki ama, doğdukları toprakları onlara dar eden kahpeler artık mutlu olabilirdi!. insanlar ana yurtlarından kovulmuş, atılmış, doğdukları topraklardan göç edilmek zorunda kalmışlardı. ülkeleri istila eden emperyalist düşünce başarılı olmuştu, topraklar istila edilmeye başlanmıştı!.

Bizler artık şehrimizde göçmen olan insanları görmüyoruz, ama TV ler sürekli ülkemizde ve kendi ülkelerinde yaşam mücadelesi veren göçmenleri gösteriyor.

Birkaç gündür ülkemizde barınan Suriyeli insanlara AB ye giriş kapıları açılınca, bir kısım göçmen kilometreleri aşabilmek için yola düştüler, AB ülkelerine gidip normal bir hayat yaşama umudu ile yola çıkan göçmenlere ilk engel Yunan zulmü oldu.

Ülkemizden Yunanistan’a geçmek ve sonra başka AB ülkelerinde yaşamak içim yaya olarak kilometreleri aşarak sınırlara gelen ancak karşılarında Yunanlıların Siz Bombaları ile karşılaşan göçmenler son çare olarak, dağlardan, tepelerden, sürülmüş arazilerden son çara olarak AB ülkelerine geçmek için çıktıkları  yollarda nasıl bir perişanlık çektiklerini görüyoruz.

Henüz 3-4 yaşında olduğunu tahmin ettiğimiz bir anne kucağında bir çocuk, arkasına düşmüş yeni bir umuda yolculuğa çıkmak için sürülmüş tarladan geçme mücadelesi veriyor.

Çocuk henüz 3-4 yaşlarında, düz yolda bile uzun mesafeye gitmesi mümkün değilken, sürülmüş tarlada düşe kalka Anne peşinden umut yolculuğuna çıkışını izlerken hangi vicdan sahibi o çocuğun görüntüsü karşısında evinde, işyerinde rahat kalabilir?.

İsmini dahi bilmediğimiz 4 yaşındaki göçmen çocuğun yaşadığı süreci hiç yaşadınız mı?, yaşamak istermiydiniz? veya ileri yaşta, bugün sizleri evinizden kovsalar, ve barınmanız için Niksar’dan Çamiçi yaylasına kadar yürüyerek gitme mecburiyetinde olsanız  ne yaparsınız?.

Suriyeli çocukların çektiği acıları “Cenabı Allah bir daha yaşatmasın” diyeceğiz ama halen yaşanıyor!.

Aylin bebeğin Denizde nasıl boğulup Deniz suyunun Aylin bebeğin cesedini deniz kenarına attığını hiç unutmadık.

Aylin bebekler keşke ölmese, koca koca devlet adamları oturdukları makamlarda o masum çocukların ölümlerine göz yumuyor.

Sözde medeni bir dünyada yaşıyoruz.

Medeni dünya yöneticileri ne yazık ki vahşileştirmiş, sözde insan Hakları savunucuları, Özgürlük naraları atan ülkeler ve devlet adamları vahşice ve vampir gibi KAN emmeye devam ediyor.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Devlet Başkanımız  günümüzde İnsanlık ayıbının olmaması için mücadele ediyor ama çokta yeterli gelmiyor, koskoca dünyada bir ülkenin devlet başkanı ve insanları ellerinden geldiği kadar insanlığa hizmet ediyor ama yeterli olmuyor.

Günün Sözü: TARLADA DÜŞE KALKA HAYAT MÜCADELESİ VEREN ÇOCUKLARI ASLA UNUTMA!.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.