Arıcılık ve bal üretimi konusunda ilgimi ve bilgimin sınırlarını öncelikle açıklamak isterim.
Eskişehir’de öğretmenliğe başladığım yıllarda simit satarak geçimini sağlayan öğrencim Beyti Çemen’in köyü dağların doruklarına yakındır. Eskişehir, Kütahya ve Afyon arasında Türkmen Dağı’nın zirvesinin eteklerindedir İdrisyayla. Türkmen Dağı ormanlarla kaplıdır; doruklarından Bözüyük’den Sivrihisar’a bütün ovayı gözetlemek mümkündür.
Beyti Çemen’in köyü İdrisyayla ile dağın eteklerindeki Kalabak Köyü arasında 7 bin dönümlük orman yangını oldu. Bir süre sonra doğa kendini yenilemeye başladığı; bitkiler çeşitlendi; çiçekler zenginleşti.
Beyti Çemen İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde son sınıfında da öğrencim oldu. Akademide öğrenci iken Karaköy’de elektronik parçalar satan işyeri vardı; zaman içinde işini büyüttü, alanında ülkemizin önemli işyerlerinden biri haline geldi.
Doğduğu köyde maddi ve kültürel zenginliğin artırılması için proje arıyordu. Aklımıza ormanlık alanda “organik bal üretimi” geldi. Dönemin Ordu valisini aradım; ülkemizin önemli “gezgin bal üreticileri” bölgesi olan Ordu’daki arıcılarla bir ortak toplantı yapacağımızı söyledim.
Toplantıyı organize ettik, vali de katıldı; Ordu’daki Arıcılık Enstitüsü yetkileri de.
Daha sonra Yozgat’ın Sorgun ilçesinde 300 kolonisi olan bir bal üreticisini ziyaret ittik.
Bir konferans için Tatvan’a gittiğimizde Bitlis’deki balla ilgili kuruluşları ve üretim yapılan köyleri dolaşarak gözlemler yaptık.
Nihat Gökyiğit’in Artvin’de Macaheli’deki arıcılık çalışmalarını da başından beri sürekli izliyorum.
“İdrisyayla Bal Ormanı” projesi dönemin Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun desteğini aldı…
Bütün bu çabalardan sonra öğrendim ki, balda “sürdürülebilir üretim” yapabilmek için tabanlara “ihlamur”, yamaçlara da “akasya” ağaçları dikilirse, bal üretiminin verimi artıyor; sürdürülebilirliği koruyabiliyor.
Bakanlık bu projeyi benimsedi, son aldığım rakamların doğruluğunu teyit edemedim ama 450’ye yakın yerde “uygun ihlamur ve akasya ağacı fidanı” vererek, alanlarda uygulama yaparak bal üretimine ciddi katkı yaptı.
Sakarat Dağları’ın doğusunda Dikiltaş tepesinin Kelkit oluğuna inen Çardaklı sırtlarının iki yanında Sorhun ve Gökçeli göletleri tamamlandı. Niksar Kaymakamlığı ve Tokat Valili’iğimiz, “ iktisadi olmayan itikat güçlü olamaz” kuralını dikkate alarak, Erbaa’nın Gürçeşme köyü yakınlarından Sorhun’un Uluyazı, Uluhan, Çorakdere, Domuzçukuru ve Çardaklı yamaçlarından Gökçeli Göleti’in çevresine uzanan alanda Bakanlıkla işbirliği yaparak taban yerlere Ihlamur, yamaç alanlara da bal üretimi için uygun akasya dikimi yaparak bir “düzenli gelir alanı” yaratılmasına öncülük etmelidir.
Sadece göletleri yapmak bir adımdır; ama o göletlerin çevresine yeşil ekonomiyle gelir yaratarak hayat katmak toplum refahını artıracak yollardan biridir.
İlgili bütün aktörleri “Bal Göletleri Projesini” sorgulamaya, Niksar’a yeni bir güzellik ve zenginlik katmayı düşleyen bu projeyi sorgulamaya çağırıyorum… Hamasetin yerine üretimi ikame edemezsek, bekamızın ayaklarını yere sağlam bastıramayız…
Rüştü BOZKURT