Cemalettin Bilgin

SAKLA SAMANI, GELİR ZAMANI!.

SAKLA SAMANI GELİR ZAMANI. Güzel ve anlamlı bir atasözümüz.

Bazı insanlar “Saman ne işe yarar” diyebilir ama, hayvanlar için gıdası en az olan samana bile yeri geldiğinde ihtiyaç duyulur.

Gün Samanı saklama zamanı imiş ama insanlar bunu anlamamış!.

Ne oldu şimdi?, bir Virüs çıktı ortaya nerede ise insanlar evden çıkamaz hale gelecek.

Korona Virüsü bugüne kadar çok tartışıldı bundan sonrada çok tartışlacaktır, bilinenler tarafı var, bilinmeyenler tarafı var, ama şunu ifade edeyim ki bu Virüs salgını bir gün bitecek ama, gizli tarafları mutlaka kalacaktır.

Dünyada teknolojik ve silah bakımından en güçlü ülkeler, bir Virüs karşısında ne kadar çaresiz kaldıklarını görüyoruz.

Eee  hani Teknoloji dünyada her şey idi!.

Her şey aslına rücu edecek sözü de ilginç.

Bizler Topraktan geldik, Toprağa gideceğimizi biliyoruz, sonrası malum yine toprak olup bedenimiz kaybolup gidecektir.

Bir zamanlar şu sözler siyasetçiler tarafından seslenirdi; “1 avuç teknolojik ürün 1 Kamyon Domatesi alıyor, bırakın köyde yaşamayı” denmişti, bugün bir kamyon teknoloji, 1 gram ilaç veya aşı üretemiyor.

Eskiden köylerde ahırlar vardı, ahır yanında samanlıklar ağzına kadar samanla dolu idi, bugün köylerde nerede ise insan kalmadı, insan kalmayınca ahırlarda hayvan kalmadı, hayvan olmayınca samanlıklar boş kaldı, insan olmayınca verimli topraklarımız öksüz bırakıldı.

Sahi bu bilinen ama gözükmeyen virüs şehirlerden köylere veya büyük şehirlerden küçük şehirlere göçmü başlattı?.

Sanırım büyük şehirlerin tadı tuzu kaçmaya başladı, artık insanlar büyük şehirlerin stresinden küçük şehirlere ve hatta köylere göç gelmeye başladı.

Günümüzde her şey arap saçına dönüştü, ne saman kaldı, ne ahır, millet düştü çalışmadan yaşamaya, yaşarken de teknolojinin esiri oldu, teknoloji insanları esir alırken, hayatlarına da fazlası ile karışır oldu.

Çin dünyanın en ciddi teknolojilerini üretiyor, teknoloji üretirken, milyarlık nüfusunun nasıl besleneceğini düşünmeden teknolojinin esiri oldular, teknoloji ile ileri hamleler yaparken kendi insanlarının sağlıklı beslenmesini ihmal ettiler!, sonrası malum, birileri; Kediyi, Köpeği, Fareyi, Yarasayı, Domuzu  yemeleri için telkinde bulundu ve Çin devletinden sürekli çeşitli hastalıklar ve son olarak da Korona 19 denen Virüs ortaya çıktı.

Korona 19 Virüsünün çıkış nedeni yenmemesi gereken hayvanların yendiği yoğun bölgeden çıktığı çok cılız bir şekilde ifade edildi.

Günlerdir bilim insanlarını izliyoruz, her şey konuşuluyor, her senaryo çiziliyor ama, bir türlü şu sözler sarf edilmiyor; bu Virüsün çıkış yeri Wuhan bölgesi, bu bölgede yenmesi yasak hayvanlar sürekli çok fazla tüketiliyor, bu hastalık hayvanlardan kaynaklı bir hastalık, bunun için artık yenmemesi gereken hayvanlar yasaklanmalı” denmiyor!.

Bugün ülkemizde her şey bol olduğu halde birileri “sokağa çıkma yasağı gelecek” dediği için bu sözler dalga dalga yayılınca insanlar alış veriş merkezlerine, marketlere, manavlara koştular, kendilerine  en az 6  ay yetecek gıda stokçuluğu yaptılar, 883 milyon olan ülkemizde çok şükür hiçbir ürünün kıtlığı yokken, üretim merkezlerinde insanlarımızın 2 yıllık ihtiyaçları stoklu iken bu kadar stokçuluk yapan insanlar karşısında, Çin de yaşayan 1.5 milyar insanların “Kedi, Köpek, Fare, Yarasa yemesi yasak” dense, sanırım ÇİN dünyaya yiyecek bulmak için saldırır!.

İlginç günlerden geçiyoruz.

Vallahi de Billahi de imtihandan geçiyoruz, bu Virüsten kimler nasıl ders alır?, kimler nasıl kurtulur bunu göreceğiz ama, dünyada dengelerin kesin değişeceğini düşünüyoruz.

Şimdi herkes merak ediyor, Korona 19 Virüsü ile ilgili aşıyı kim bulacak? ve tedavi edici ilaç ne zaman hangi ülke erken bulacak?.

Bir ilacın bulunması için en az 6 ay ile 1 yıl arasında zaman gerekiyormuş, bunun karşılığı insanlar 6 aylık sürede ölecek, eldeki diğer ilaçlara cevap verecek bünyeli insanlar sağlığına kavuşacak, tabi ki tedavi olurken vücut savaşarak bu hastalıktan kurtulacak, sonrası malum!, Ölen ölür kalan sağlar bizimdir!.

Dünya görüşüme göre Korona Virüsün çıktığı ülke Çin, aşı ve ilacı bulan ilk ülkede yine Çin olacak!.

Neden mi?, bilim insanı değiliz ama, bilim insanları aşının veya ilacın bunması için en az 6 ay zamana ihtiyacı varmış, ilaç veya aşının bulunması için ilk denemeler hayvanlarda yapılacak, bu denemeler uzun zaman alacak, sonra kesinlik kazandığı düşünüldüğünde bu ilaç 6 ay gibi uzun zaman sonra insanlarda denenecek, derken zaman hızla akıp gidecek, Batı ülkeleri; ölen ölür kalan sağlar bizim diyecek, ama Çin öyle yapmayacak!. Hastalığın olduğu bölgeler karantinaya alınıp hasta olan insanlarda denemeler yapacak!, bu denemelere itiraz edecek bir devlet, bir kurum varmı?, olamaz!.

Neden mi?, çünkü;  Batı ülkeleri kendi kamu oyu baskısından korktuğu için ilacı veya aşıyı bulmak için çalışma yapıyor olacak, ama süre uzun olacağı için Çin’in kapalı devre olması onların işine yarayacak, en düşman ülkeler bile alış veriş için dost olacak, hatta dünya haritalarının değişmesine göz yumulacak ve aşı ve ilaç ortaya çıkacak!.

Senaryomu yazdım ne!, ama bu senaryonun gerçek olduğuna inanıyor ve tarihe not düşüyorum.

Batı ülkelerinde deneyler için kullanılan Farelerin KOBAY olarak kullanılmasına karşı çıkan birileri, başka hayvanların ve insanların Kobay olarak kullanılması halinde koro halinde ne çığırtkanlıklar yapar düşünün!, sayısı az olan bir avuç kişinin çığlıkları karşısında hiçbir batı ülkesi böyle sıkıntıya giremeyecektir!.

Batı batı dediniz, bir çuval İncirin içine ettiniz!.

Batı battı, batmasına da, Doğudan nasıl bir ses çıkacak görmek gerekir!.

Dünyayı yaratan tek hakim güç Cenabı Allah’tır.

Umutsuz değiliz, bizim bilim insanlarımıza gerçekten imkan verilirse, Batı ülkeleri gibi özgürce çalışma ortamı ve şartları hazırlanırsa, birileri BATI hayranlığı adına, yapılan çalışmaların önünü kesmez ise, bizim ülkemizin deneyimleri, başarılı beyinlerin bu işe el atması sanırım Aşının da, İlacında ülkemiz tarafından bulunması kaçınılmazdır!.

Devletimiz, her konuda özel çalışma yapan ekipler kuruyor, Aşının ve ilacın bulunması için özel ekip kurmalı, kimler nerede ve nasıl bir tedavi buldu veya bulunduğu duyuldu ise o insanları bir merkeze almalı onlara sınırsız çalışma desteği sağlamalıdır, sanırım Cumhurbaşkanlığı sistemi bu işlerin kısa zamanda yapılmasına imkan veriyor!.

Sağlık Bakanımız sayın Fahrettin Koca konuşmasında; herkesten yardım bekliyoruz, kim ne üretiyor ise bize getirsin haber versin” dese de, sayın Bakanı ulaşmak bu zamanda kolay olmayacaktır.

Günün Sözü: TARİHE NOT DÜŞÜYORUZ.

 

 

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.