2021 yılına dostluk ve barışın, hak ve özgürlüklerin, insanca yaşamanın yılı olsun isteriz.
Gazeteci haber yapmalı, yapıla haberleri dikkatli dinlemeli ve okumalı, gerçekleri doğru şekilde okuyucuya ve halka anlatmalıdır.
2021 yılının dostluk ve barış içinde geçmesini temenni ederken, yılın daha ilk başlangıcında BAŞ ÖRTÜSÜ meselesini gündeme gelmesi bizleri rahatsız ediyor.
Aslında halkımızın kılık ve kıyafetle hiçbir meselesi yok.
Türkiye Cumhuriyeti devlet yönetimi ve halkın gündeminde asla kıyafet meselesi yokken, kenarda köşede bekleyip, siyasi rant uğruna ülkenin gündemine Baş Örtüsü meselesini getirmek milletimize yapılan en büyük saygısızlıktır.
Eski Kültür Bakanlarından CHP üyesi Fikri Sağlar’ın bir TV konuşmasında baş örtülü Hakimlerle ilgili sözleri halktan ve siyasetçilerden büyük tepki çekti.
Eski Bakan Sağlar “mahkemede baş kapalı bayan Hakim’in vereceği karar ne kadar adil olur?” şeklindeki sözleri tepki çekerken, hukukçular ve siyasetçilerden ciddi tepkiler aldı.
Kötü örnek ölçü değildir ama, birisi yanlış örnek vererek halkın arasına nifak sokunca mutlaka karşılık bulan sözler ortaya çıkıyor.
Peki şimdi akla gelen şu soru var!, neden hep kadınlar kılık ve kıyafetleri ile gündemde bırakılmak isteniyor?.
Baş örtüsü kadınlarımıza yönelik bir örtünme şeklidir.
Baş örtüsü denince akla gelen kadınlarımız oluyor.
Peki erkekler neden kılık ve kıyafetleri ile gündeme gelmiyor?, mesela Post Bıyıklı erkekler neyi temsil ediyor?.
Baş örtülü kadınlar AK Partiyi temsil etmediğini biliyoruz, ama Post bıyıklı erkeklerin %99 aşırı sol grupları temsil ettiğini, %1 lik kısımda sosyal demokrat insanlardan oluştuğunu görüyoruz.
Peki sağlar Baş Örtülü bir Hakimin kararı karşısında tereddüt ettiğini söylerken, kendi bıyıkları konusunda kime ne diyecek?, peki karar vericilerin arasında erkeklerin farklı düşüncede olduğunu düşünürsek, kılık kıyafetler bunun mümkün olmayacağı bilinmiyor mu?, Baş örtülü bir Hakim ve ya Cumhuriyet Savcısının kararlarını tartışırken, herkes gibi sıradan kıyafet giyen ama beynindeki siyasi düşüncelerle yanlış karar veren yargıçlar yokmudur?.
İnsanları kılık kıyafetleri ile ön yargılı yargılamak sosyal demokrat olduğunu iddia eden kişilere yakışmıyor!, neden mi?, sosyal demokrat olduğunu iddia edenler her zaman, “ÖZGÜRLÜKTEN” bahsettikleri için, yoksa, insanların hak ve özgürlükleri asla sosyal demokratlara kalmaz.
Türk milletinin gündeminde asla kılık ve kıyafet, siyasi kısır çekişmeler yoktur, olmadığını ispat etmek için oturduğum yerden onlarca örnek verebilirim.
Niksar da her düşüncedeki insan bir biri ile dostça yaşıyor, farklı siyasi düşünceler içinde olanlar asla memlekete zarar verecek şekilde sıkıntı yaratmıyor.
Daha önce de birkaç defa ifade ettim, CHP söylemleri ile eylemleri bir olmalı, gerçi Sağlar’ın düşüncesine CHP genel başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılmadığını öğrendik, bu hareket bile CHP için olumlu karşılanmıştır.
CHP şunu yapmalı, kendisini resetlemeli, seçimlere kadar kendi yolunu çizmeli, halk ile barışık siyaset yapmalıdır.
Kavga ile bugüne kadar hiçbir kimse bir şey elde edememiştir, bundan sonrada elde edemeyecektir.
Artık ülkemizde kadınlar üzerinden siyaset yapmayı ilk önce partiler bırakmalıdır, kadınlar sürekli gündemde kaldığı sürece, ölümler ve intiharlar asla son bulmayacaktır.
Kadınlardan bahsedince İSTANBUL Sözleşmesinden bahsetmemek mümkün değil.
İstanbul Sözleşmesi mutlaka kalkmalıdır.
İstanbul sözleşmesi kadınlarımız sürekli gündemde kalmasını sağlıyor, toplumda tepkilere neden olunca farklı sıkıntılar yaşanıyor.
Bence şu düşünce hakim olursa kadınlarımız bu dünyada daha mutlu olacaktır; “CENNET ANALARIN AYAKLARI ALTINDADIR” bu söz ne zamanki ülkemizde hakim olur ise, o zaman kadınlarımız bu dünyada gerçekten huzur bulacaktır.
Bu ülkede ne zaman “CENNET ANALARIN AYAKLARI ALTINDADIR” sözü hayat bulursa kadınlarımız huzurlu yaşayacaktır ama, bu sözün içinde asla ve asla İSTANBUL SÖZLEŞMESİ yoktur.
İstanbul Sözleşmesini kim çıkarttı?, kim savunuyor?, bilemem ama bildiğim şey, bu sözleşme Türk aile yapısını yıkan, yıkmaya devam eden bir sözleşmedir.
Müslüman Türk milleti ne zaman kendi örf ve adetlerinden, dimi ve milli duygulardan uzaklaştığında bütün değerlerini yok ediyor, felaketler içine giriyor.
Özellikle kadın savunucuları, kadınları temsil eden STK lar, İstanbul Sözleşmesini değil de, “CENNET ANALARIN AYAKLARI ALTINDADIR” sözlerinin hayat bulması için mücadele derler ise o zaman kadınlarımız ilk önce bu dünyada huzur bulacak, bu dünyada bu sözlere sadık olanlar zaten ahretlerini de sağlam hale getirmiş olacaklardır.
Artık bazı kadın STK ları ve bazı erkekler ellerini kadınlarımızın üzerlerinden çekmelidirler, onları ismini kullanarak sürekli onları gündeme getirmekten vazgeçmelidirler!.
Kadınlarımız zaten günlük hayatın içinde her an erkeklerin yanlarında, içlerinde, kalplerinde, ruhlarında yaşıyor.
Kadınlarımızı sürekli gereksiz sözlerle, “sözde savunuyormuş gibi” yaparak gündemde tutmak kadınlarımıza zarar veriyor.
Neden hep görsellikle kadınlar gündeme getiriliyor?.
Bu ülkede Post bıyıklı erkekler veya kaytan bıyıklı erkekler veya bıyıksız erkekler gündem olmuyor da, başını kapatan kadınlarımız gündeme getiriliyor?.
Dedik ya, kadınlarımızın üzerlerinden ilk öce kadınların ismini taşıyan STK lar ellerini çekmeliler, sonra kadınlar üzerinden gündemde kalmaya çalışan erkekler bu işten vazgeçmeliler.
“CENNET ANALARIN AYAKLARI ALTINDADIR” sözlerinin altını dolduracak anlamlı sözlerin kadın STK ları tarafından doldurulmasını isteriz, İstanbul Sözleşmesi ile değil.
Kadınlarımız üzerinden siyasi gündem yaratmak için, başı kapalı Yargı mensuplarımıza söz söyleyen eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar’ı kınıyoruz, eski bir siyasetçi olmanın ötesinde Kültür Bakanlığı yapmış bir kişi, insanların Dinine, milli duygularına, örf ve adetlerine saygılı olmalıdır.
Günün Sözü: “CENNET ANALARIN AYAKLARI ALTINDADIR”.
YORUMLAR