Cemalettin Bilgin

MUSİBET VE DOĞA

Atalarımız ne demiş; “BİR MUSİBET BİN NASİHATTEN İYİDİR”  diye.

İnsanlar nasihatten anlamadı, Doğal yapı katledildi, Doğa bozuldu, iklim şartları değişmeye başladı, insanlar kendilerine zararlı iklimlerin olduğunu gördüğü halde Doğayı katletmeye devam ediyorlar.

Bir arkadaş şu anlamlı sözleri paylaşmış; “Hayatı doğal yaşamalıydık; İnsanoğlu doğanın bir parçası olduğunu unuttu. Doğayı yok etmeye de devam ediyoruz. Bilim adamları hayatımızı kolaylaştırmak için çok icatlar yaptılar. Bizde çok iyi bir şey gibi, her yapılan icadı alıp onlara taptık, daha iyisi daha iyisini alalım diyerek yıprattık hem kendimizi hem de Doğayı…farkında olmadan doğa elimizden gidiyor kendi sonumuzu da kendimiz hazırlıyorduk. İnsanoğlu için en önemli şey, temiz hava… ve sudur…İkisini üreten de ağaçlar ve bitkilerdir. Her şeyi kirlettik her şeyi.. Temizlenmemek üzere kirlettik..kirli hava… kirli su… insanoğlunun ruhunu da kirletti” diyor.  Doğa; bu anlamlı sözü bilenler ile hayat bulacak.

Bu anlamlı sözler insanlara pek fazla bir şey anlatamadı, insanlar yine bildiğini okumaya devam etti amma, Doğa insanlardan kurtulmak için bir musibetle hayat bulmaya başladı, Doğayı tahrip eden karanlık beyinler, Virüs tehdidi ile Doğayı artık kirletemedi hiç değilse belli süre içinde Doğa, Doğal yapısını yeniden düzenlemeye başladı!.

Arkadaş şu sözleri ile geçmişle bugün arasındaki düşüncesini paylaşmış; “Gelecekte Dünya daha nasıl ilerler, insanoğlu teknolojide neler getirir, hep merak eder hayal kurardım. Artık hiç merak etmiyor, hayal de kurmuyorum. 1960 lı yıllara dönüp o dönemde yaşamak istiyorum.”Dünya artık eskisi gibi olmayacak” diyor.

Evet; Dünya artı eskisi gibi olmayacak, bu kesin olan hayat tarzı, insanların çok geçmişlere de dönmesi mümkün değil ama.

İnsanların geçmişi özlemesi çok güzel, özlediği geçmişteki yıl ve nedenlerde önemli.

Bizler Doğaya hayran olan taraftayız.

Keşke bugünler 1960 lı yıllardaki gibi Doğa bakirliğini koruyabilse idi.

Niksar Ovası Allah’ın vermiş olduğu çok özel bölgelerden birisidir, çiftçi üretir, bölge insanına üretilen her ürün en sağlıklı şekilde hizmet ederdi.

Niksar Ovasında yetişen her sebze bölge insanının karnını doyurmaya yeterdi.

Kelkit Irmağı tertemiz, suyu ile verimli toprakları sular, ürettiği ürünler zehirli atıklarla insanları zehirlemezdi, bugün Niksar Ovasındaki en verimli araziler artık beton yığını almaya devam ediyor, Kelkit Irmağı suyu atıklar sayesinde zehirlenerek Toprak verimini düşürmeye devam ediyor!.

Çanakçı deresi, ağıtların yakıldığı şiirlerin bestelendiği,  nazlı nazlı Niksar şehrinin tam ortasından şehre hayat vererek akan nazlı su.

Çanakçı deresi Niksar’ın bağ ve bahçelerini sulayan kıymetli debisi düşük bir su idi.

Şehrin ortasından geçerken, bir kısmı Ayvaz par bölgesindeki mahalle tarafına Sela Harkı ile akar, bağ ve bahçeleri sular Niksar’daki meyve ve sebze bahçelerine hayat verirdi, şehrin ortasından geçen kalan su ise yine bölgedeki bağ ve bahçeleri sulamak için derenin yanlarında bulunan su arkları sayesinde bağ ve bahçeler sulanır, şehir içme suyunun bahçelerde kullanılmasını önler idi.

1960 yılı ile 2020 yılını kıyaslamak mümkün mü?.

Bugün çanakçı deresi nerede ise işlerliğini kaybetmekle yüz yüze!.

Doğa tahrip oluyor, Sular azalıyor, toprak susuz kalıyor, bağ ve bahçeler Su diye inliyor!.

Niksar eskisi gibi değil, her geçen gün Doğal yapı bozulmaya, bağ ve bahçelerin beton yığınları ile dolmaya devam ediyor!.

Yaşadığımız şu günlerde, Allah tarafından insanlığa ders olsun diye gönderilen Musibetten halen ders alamadık ise, bundan sonrasını düşünmek bile istemiyorum!.

Doğa suskundur, bazen ses verir, sonrası malum, Doğa çığlık atmaya başladığında  yer yerinden oynar, yerin altı üste gelir, üst alta iner.

BİR MUSİBET BİN NASİHATTEN İYİDİR” sözü insanlara mutlaka bir şeyler hatırlatmalı, hatırlatmalı ki!, yeniden sağlıklı günlere dönelim aksi taktirde normal hayata dönülmez ise, dünya insanlar için bir Cehenneme dönüşebilir!.

Geliniz yol ayağımıza gelmişken hiç değil ise bundan sonra Doğayı tahrip etekten vazgeçelim.

Elimizde içtiğiz Pet Şişeleri ve kapaklarını Doğaya rastgele atılmasın, her pet kapak en az 100 yılda toprakta kayboluyor, bunun karşılığı hem kendi yaşam döneminizi, hem de çocuklarınızın yıllarını Doğayı katlederek geçirmiş oluyorsunuz.

Yaşadığımız bu günlerin nedenlerini halen anlamayıp, yine eskisi gibi Doğayı katletmeye devam ederseniz, bunun bedeli gerçekten ağır olacaktır.

Arkadaşız; “Hayatı doğal yaşamalıydık; İnsanoğlu doğanın bir parçası olduğunu unuttu. Doğayı yok etmeye de devam ediyoruz” diyor, bu sözlerin altını iyi çiziniz.

İnsan oğlu Doğanın bir parçası olduğunu unuttu!, ilginç ve çok önemli sözler.

İnsanlar kendisini Doğanın bir parçası görmeyip, kendisini ayrı tutar ve Doğanın tahrip olmasına devam ederse, Doğa da bir gün insanları tamamen unutacağını hatırlatmak isterim.

Doğayı tahrip etmenin bedeli gerçekten çok ağır ödüyoruz.

Evimizin önünde küçük bir bahçe var, seneler öncesinde inşaat artıkları bahçeye döküldü, o taş ve kalıntıları temizlemek için aylardan beri çaba gösteriyoruz, halen temizlemiş değiliz!.

Sonuçta inşaat artığı deyip atıldı, küçük bir yerin temizlenmesi bile aylar sürdüğünü hesap eder isek, tamamen yok edilen Doğanın geri dönüşünün asla mümkün olmayacağını binlerce yıl geçer ise, her gök sarsılıp yer yüzü tamamen karışırsa belki o zaman Doğa kendisini yeniden düzenleye bilir!.

Son söz; İnsanoğlu için en önemli şey, temiz hava… ve sudur…İkisini üreten de ağaçlar ve bitkilerdir. Her şeyi kirlettik her şeyi.. Temizlenmemek üzere kirlettik..kirli hava… kirli su… insanoğlunun ruhunu da kirletti.  Geliniz daha fazla Doğayı tahrip etmeyelim.

Günün Sözü: DOĞA İLE DEĞİL BOĞA İLE GÜREŞİLİR

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.