Cemalettin Bilgin

Kaybetmeye Tahammül Yok!

Sabah  işyerinde evraklarla haşır neşir olunken, karşılaştığım bir hususu paylaşmak isterim.

Ticari konuları içeren bir evrakla karşılaştım. Niksar’da var olan ve zaman zaman bizlerinde irtibatlı olduğu bir evrak elime geçti, evrakı şöyle bir gözden geçirdiğimde Niksar’ın neler kaybettiğini bir kez daha içimiz buruk bir şekilde izlemek zorunda kaldım.

Evrakları kısa süreli inceledim ve içimden geçen şu duygular oldu; “vay be Niksar neler kaybetmiş, ne kadar iş yeri kapanmış ve ne kadar insan Niksar’dan göç etmiş.”

Gerçekten Niksar yıllar içinde çok şeyler kaybetmiş, çok insanımız bu şehirden göç etmiş!.

Neden ve niçin’leri zaman içinde çok yazdık.

Kaybedilen ekonomik imkanları, göç verdiğimiz insanları tekrardan bu şehre getirmek mümkün müdür?

Bizler bugüne kadar hiç umudumuzu yitirmedik, bundan sonrada yitirmeyeceğiz lakin “görünen köy kılavuz istemez” sözünden hareketle bir şeylerin yapılması gerektiğine inanıyorum.

Küçük dokunmalarla önemli işlerin yapılacağına inancımız tamdır.

Bu şehirde bir avuç insanın sözünün geçtiği değil, binlerce insanın bu şehirde yaşaması gerektiğine inanıyoruz.

Bir avuç mutlu azınlığa bu şehir fazla gelir, ama bir avuç mutlu azınlık bu şehrin kaderini elinde tutmaktan da asla vazgeçmek istemiyor!.

Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan; “DÜNYA 5’TEN BÜYÜTÜR” sözü gibi Niksar’da bir avuç azınlıktan büyüktür ve güçlüdür amma, aynen Birleşmiş Milletler mantığı gibi, bir avuç azınlık bu şehrin kaderini elinde tutuyor!..

Niksar Dünyanın en mükemmel şehridir.

Niksar sanki özel yaratılmış, özel şartlara haiz olan bir güzel şirin şehirdir.

Bütün güzellikleri bağrında barındıran bu şehir artık geriye adım atmamalı, ileri hedeflere doğru emin adımlarla, sonra koşar adımlarla ilerlemelidir!…

Niksar hak ettiği bir konumda değildir.

Dünyanın en güzel Coğrafyasında bulunan bu şehir mutlaka düştüğü yerden kalkmalı, ileri hamleler yaparak, az konuşup, çok iş yapmalıdır!.

Karadeniz’i iç Anadolu’ya, Doğu ve Batıya bağlayan önemli bir bölgede olmasına rağmen, ne yazık ki istenilen seviyeyi koruyamamıştır.

Evet; Niksar çok şeyler kaybetmiştir.

Niksar’ın çok şeyler kaybettiğini, ya eldeki evrakları karıştırırken anlıyoruz, yada Bayramlarda uzun yıllar göremediğimiz insanları görünce anlıyoruz!

Bayramlar çok önemlidir temennimiz odur ki, bayram sevincini ve mutluluğu kaybetmeden nesillerden nesillere aktarılacak, akraba candan kardeşliğini kaybetmemektir.

Umutlarımızı yitirmiyoruz.

Eski yıllarda arabalar yokken yürüyerek  akrabalar hiç değilse bayramlarda ziyaret edilirdi, şimdi pek çok insanın altında arabası var, doğdukları toprakları yad etmek yerine, bir cep telefonu ile “ALO” diyerek küçük bir akraba kesiminin hal hatırı sorularak Bayramlar geçiştiriliyor!…

Millet olarak Dini ve Milli duyguları kaybettiğimizde Allah korusun topraklarımızı ve benliğimizi de kaybetmiş oluruz!.

Bugün 18 Mart ÇANAKKALE DESTANININ YAZILDIĞI GÜNDÜR.

18 Mart Çanakkale destanını asla unutmamak gerekir.

Atalarımız bu toprakları bizlere Çanakkale’de süngülerle savaşarak ayaklarında Çarıklarla, hatta günlük gıdalarından fedakarlık yaparak bizlere emanet etmişlerdir.

Bugün 18 Mart 2022, Çanakkale Destanı yazıldığı 107 yıl öncesini hatırlamak için Niksar’a yapılan bir programı izleme imkanımız oldu.

Niksar Nizamettin Yağıbasan Anadolu Lisesi’nin hazırlayıp sunduğu  programda yine duygusal anlar yaşadık, okul öğrencilerinin, öğretmenlerin ve idarecilerin sunduğu program bizleri tarihimizden koparmadan, bizlere emanet edilen toprakların kıymetinin bilinmesi için önemli mesajlar verdi.

Milli ve Dini duyguların, yaşantının, bizlere emanet edilen bu eşsiz vatan topraklarının nasıl kazanıldığının unutulmaması için çocuklarımıza, gençlerimize bu programların her zaman ve sıkça anlatılması, yaşatılması elzemdir.

Bugün gördüklerimiz ve hissettiklerimiz, 18 Mart Çanakkale Destanının yazıldığını bir kez daha bizlere hatırlattı.

Çanakkale geçilmez destanını yazan atalarımızın bizlere emanet ettiği bu topraklara sahip çıkmalıyız, gereken değeri Topraklara vermeliyiz.

Bugün dünyada var olan, insanların beslenmesi için ihtiyaç duyulan gıda ürünlerinin azalmaya başlamasından mutlaka ders almalıyız.

Bizlere emanet edilen bu toprakların kıymetini bilmeyip, Gıda yerine beton yığınlara dönüştürmeye devam ettiğimiz sürece, bizlere emanet edilen  emanetlere ihanet etmiş oluyoruz!…

Dünyada topraklar büyümüyor, küçülüyor, küçülürken var olan değerlerimize sahip çıkmak bir vatan borcudur!.

Keşke bizlere emanet edilen bu toprakların kıymetini bilerek bu şehirde, bu ülkede yaşama mutluluğunu tadabilsek!.

Bir karış toprak için Kara Toprağa düşen vatan evlatlarının bizlere emanet ettiği bu Toprakları korumak, bu topraklara ihanet etmeden yaşamak zorunda olduğumuzu hiç unutmasak!.

Güzel ve anlamlı bir gün idi.

Neler bizlere emanet edildi?

Bizler emanetlere sahip çıkabildik mi?

Yapılan, yaşanan süreçleri iyi değerlendirmek her insanın boynunun borcu olsa gerek.

Dini ve Milli günleri iş olsun, zaman dolsun diye yapmamak, izlememek gerekir, yaşanması gereken anları yaşamlıyız, korunması gereken değerleri korumalıyız.

Artık kaybetmeye Tahammülümüzün olmadığını bilmek zorundayız.

Bu güzel duygularımızı paylaşırken bir not daha düşelim.

KİMLER İDARECİLİKTEN UZAK TUTULMALI

Çabuk kin biriktirenler

Kul hakkını bilmeyenler

İdeolojik körlüğü olanlar

Çok kişiye minnet duyanlar

İdare yeteneği olmayanlar

Hayır demekte zorlananlar

Eleştiriye tahammülsüzler

Güç, para ve kadın zaafı olanlar

Günün Sözü; ÇANAKKALE GEÇİLMEZ

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.