KASTAMONU (AA) – Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi Girişimsel Radyoloji Ünitesi’nde uygulanan anjiyo yöntemiyle kanser başta olmak üzere çeşitli hastalıklar tedavi edilebilecek.
Sağlık Müdürlüğünün girişimleri ile Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesine kurulan girişimsel radyoloji ünitesinde uygulanan anjiyo yöntemiyle, damar tıkanıklıkları, anevrizmalar gibi hastalıkların yanı sıra akciğer, böbrek ve karaciğer kanserlerinin de tedavisinde girişimsel radyoloji yöntemi kullanılacak. Bu yöntemle cerrahi müdahaleye gerek kalınmadan yaklaşık 10 dakika süren bir operasyonla kanserli hücre yakılarak tedavi yapılıyor
Hastanede, böbreğinde kitle bulunan 75 yaşındaki Safiye Çelik, girişimsel radyoloji yöntemiyle tedavi edildi.
Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı, Kastamonu Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Radyoloji Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi İsmail Taşkent, gazetecilere, girişimsel radyolojinin, görüntüleme tekniklerini kullanarak hastalıkları teşhis etmek ve tedavi etmek için yapılan minimal invaziv (küçük kesi) işlemlerini kapsadığını söyledi.
Yöntemin birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığını anlatan Taşkent, şunları aktardı:
“Damar tıkanıklıkları, anevrizmalar yani damar genişlemeleri gibi problemleri anjiyografi ile tespit edip tedavi edebiliyoruz. Balon anjiyoplasti ile damarları genişletip, stent yerleştirerek büyük cerrahi operasyonlara gerek kalmadan hastaların damar sağlığını koruyoruz. Kanser tedavisinde de girişimsel radyoloji çok önemli bir yer tutuyor. Kanser hastalıklarının tanısından tedavi sürecine kadar girişimsel radyoloji her aşamada hastalarımıza müdahale edebilecek durumdadır. Özellikle kanser tanısında biyopsi işlemlerini girişimsel radyoloji yöntemiyle yapabiliyoruz. Kemoterapinin daha efektif olması için yapılan tümörün bağlı olduğu damarın tıkanması yöntemleriyle hastalar tedavi edilebiliyor. Erken evre tümörlerinde ablasyon yöntemi dediğimiz yöntemlerle karaciğer, böbrek, akciğer gibi organlardaki tümörlere yönelik mikrodalga veya radyofrekans ablasyonu gibi işlemler yaparak 10 dakikalık yakmayla cerrahi müdahalede bulunmadan tümörleri yok edebiliyoruz. Bunun yanı sıra tümörü besleyen damarları kapatıp, tümörün büyümesini durdurabiliyoruz. Karaciğer ve safra yolu hastalıkları da girişimsel yöntemlerle tedavi edilebiliyor. Böbrek taşları ya da kistleri olan hastalara da yardımcı olabiliyoruz. Böbreğe zarar vermeden drenaj yaparak bu sorunları ortadan kaldırıyoruz. Ayrıca idrar yolu tıkanıklıkları da bu yöntemlerle açılabiliyor. Yine acil müdahale gerektiren kanama veya damar tıkanıklığı durumlarında hızlı bir şekilde müdahale ederek ek bir cerrahi operasyona gerek kalmadan hayat kurtaran tedavileri yapabiliyoruz.”
Ablasyon tedavilerinin erken evre böbrek tümörlerinde kullandığını belirten Taşkent, “Bu tür vakalarda böbrek tümörlerine cerrahi müdahale yerine minimal invaziv yöntemlerle, yani kesi yapmadan müdahale edebilmek büyük bir avantaj sunuyor. Safiye Hanım’ın böbrek kitlesi, görüntüleme yöntemleri eşliğinde, cilt üzerinden ince bir iğne ile hedeflenerek, mikrodalga ablasyon yöntemi ile tedavi edildi. Kitle içerisine mikrodalga enerjisi ile ısı uygulanarak tümör hücrelerini yok ediyoruz. Bu tedavinin en önemli avantajı, büyük bir ameliyat gerektirmemesi, hastanın hızlı bir şekilde günlük yaşantısına dönebilmesi ve böbrek fonksiyonlarının korunmasıdır.” diye konuştu.
Serviste yeni anjiyografi ünitesinin açıldığını dile getiren Taşkent, “Yeni açılan anjiyografi ünitemiz, bölgemiz için gerçekten büyük bir adım. Bu ünite, ileri teknolojilerle donatılmış olup, damar hastalıklarının teşhis ve tedavisinde hastalarımıza çok daha hızlı ve etkili çözümler sunmamıza olanak tanıyor. Ünitemiz sayesinde, büyük cerrahi operasyonlara gerek kalmadan hastalarımıza minimal invaziv dediğimiz yöntemlerle müdahale edebiliyoruz. Yeni ünite sayesinde artık hastalarımız, kendi memleketlerinde bu tür ileri teknolojik tedavi imkanlarına kavuşmuş olacaklar.” ifadelerini kullandı.
Girişimsel radyoloji yöntemiyle tedavi olan Safiye Çelik ise, “Diğer tedavi yöntemlerine bakarsak çok kolay oldu. Herkese bu tedavi yöntemini tavsiye edebilirim. Şu anda da kendimi çok iyi hissediyorum. Hemen iyileşme olmuyor, biraz rahatsızlıklarım oluyor ara sıra ama şimdi daha iyiyim.” dedi.
Eşinin sol böbreğinde kist tespit edildiğini dile getiren Kemal Çelik de şunları kaydetti:
“Burada da MR ve tomografi çekildi. Neticesinde tümör 4 santimetreden küçük olduğu için girişimsel radyoloji yöntemiyle tedavi edebiliriz dediler. Biz de olumlu karşıladık ve yaptıralım dedik. Tedaviden memnun kaldık. Tedavinin ardından sadece bir gün hafif bir ağrı çekti. Ondan sonra hiçbir ağrı veya başka bir sıkıntı yaşamadı. Herkese bu tedavi yöntemini tavsiye ederiz. Ameliyatsız tümörü yaktılar, bir de biyopsi aldılar.”