Cemalettin Bilgin

İYİ GÜNDE DOST ÇOK!.

İYİ GÜNDE İNSANIN DOSTUDA, ARKADAŞIDA ÇOK OLUR, ÖNEMLİ OLAN KÖTÜ GÜNDE DOST OLABİLMEK ÖNEMLİDİR!.

Genelde evliliklerde söylenir; “iyi günde ve kötü günde, her zaman beraberiz, ölene kadar bir birbirimizden ayrılmayacağız” denir, tabi ki bu güzel sözler daha da süslenebilir.

İyi günde dost olmak marifet değil, önemli olan var olan dostluğun kötü günde de varlığının devam etmesi, şartlar ne olursa olsun dostluğa gölge düşürmemek gerekir.

Günümüzde çok dost arayan, başına mutlaka bela arar.

Günümüzde içten ve gerçek anlamda dost bulmak hem zordur, hem de dostluğun ebedi olması daha da zordur.

Aslında dostluk, arkadaşlık, günü birlik menfaatlerin birleştirdiği ikili ilişkiler arasındaki farkları ayırt etmek gerekir.

Ben senin dostunum, senin için her şeyi yaptım veya yaparım, “sen benim kıymetimi bilmiyorsun!”, diyenlerle iyi diyaloğ kurup, gerçek dost olup olmadığını bilmek için, ya alış veriş yapacaksın, veya onun can alıcı tarafından bir talepte bulunacaksın veya yolculuk yapacaksın.

Dostluk makam sahipleri ile oluşursa o dostluk pamuk ipliğine bağlı olarak  hayat bulmaya başlar, makamların gücü karşısında dostlukların çokluğu dikkat çeker ancak makam sahibi değil de insan olarak görüp dostluk kurmak, dost olmak en anlamlı yaşam tarzıdır.

Günümüzde “dostum” sözü çok söylenir, ama hayat bulması bir elin parmaklarını geçmez.

Dostluk çok farklı bir yaşam tarzıdır, dostluk dışında candan arkadaşlıkta anlamlıdır.

Candan dost bulmak zordur, candan arkadaş bulmakta kolay değildir.

Yüzlerce, binlerce arkadaşın olabilir, candan arkadaş bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdır.

Gerçek dost ve candan arkadaş ile bir dili ekmeğini paylaşırsın, paylaşırken onun ne kadar samimi ve candan olduğunu görürsün.

Birde bir dilim ekmeğini paylaştığın, candan dost ve arkadaş, kader birliği yaptığın insanların var olduğunu düşünürsün, var olduğunu düşündüğün insanların candan olup olmadığını görmek için yaptığın sohbetler, yaşadığın süreçler onun nasıl bir insan olduğunu ortaya koyar.

Can dost, alan değil verendir, fedakarlık edendir, hiçbir menfaati dostluğun üstünde tutmayandır.

Günümüzde her şey kişisel çıkarlara dayalı olmaya başladığı için candan dost, can ciğer arkadaş bulmak zordur.

Bazı dostluklar vardır ki, seni ne zaman yarı yolda bırakacağı belli olmaz.

Yazarken şu güzel sözler aklıma takıldı; “AKILSIZ DOSTUN OLACAĞINA AKILLI DÜŞMANIN OLSUN” denir.

Gerçekten AKILSIZ OLUP dostun var gözüküyorsa, bu düşüncedeki insanın seni ne zaman yarı yolda koyacağı belli olmaz, o tür insanların “senin en yakın dostun benim, senin için şu fedakarlıkları yaptım ve yapıyorum” demesi hiç önemli değil, önemli olan zor anda seni terk etmemesi ile candan dostluk belli olur.

Hiç kimsenin düşmanı olmasın isteriz, lakin dostun olduğu dünyada, düşmanın olmaması mümkün değil, önemli olan düşmanında varsa onun akıllı olmasıdır.

Halk arasında “akılsız dostun olacağına, akıllı düşmanın olsun” sözünün anlamı şu olsa gerek; düşmanın akıllı ise, sana vereceği zararı verirken, kendisine gelecek zararı da hesap eder, o nedenle zarar verirken daha dikkatli olur, dolayısı ile zarar verme şansı azalır, ama “akılsız dostun” olduğunda seni nerede, ne zaman satacağı, yarı yolda bırakacağı belli olmaz!…

Günlük hayatta bunlar yaşanırken tabi ki böyle yaşantı içinde siyasetçileri de işin içine katabiliriz.

Siyaset alanında akılsız dost daha çok sanırım!.

Normal yaşantı içinde olan insanlar Akılsız dostlar ile karşılaşırda, siyasetçiler karşılaşmazlar mı?. Bunun örneklerini geçtiğimiz mahalli seçimlerinde gördük.

Pek çok insan akılsız dost olduklarını seçimlerden sonra gösterdiler.

Siyasette Akılsız dostun olacağına aklı düşmanın olsun sözünün çokça hayat buluğunu, geçtiğimiz yerel seçimlerde çok net gördük!.

Pek çok insan “seni çok seviyorum, senin için gece gündüz demeden çalışırım” diyenlerin, sandıklarda nasıl oyun oynadıklarını görmüş olduk.

Gerçi siyasette dostluk ne kadar geçerlidir?, ne kadar gerçek anlamda hayat bulur?, bunu da tartışmak gerekir.

Siyasette gerçek dostluğun varlığını AK Parti genel başkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’da görmek mümkün.

Pek çok konuda sayın Erdoğan’ın dost bildiği kişilere nasıl sahip çıktığına bütün dünya şahit olmuştur.

Bizler siyasette gerçek anlamda dostluğu sayın Recep Tayyip Erdoğan’da görürken, ama yanında akılsız dostlarının olduğuna da şahit olduk.

AK Parti genel başkanı ve başbakan iken sayın Recep Tayyip Erdoğan,  Cumhurbaşkanlığı seçimi için aday gösterdiği sayın Abdullah Gül’ü kürsüye davet ederken; “Cumhurbaşkanı adayımız sayın Abdullah Gül kardeşim” diyerek hitap etmesi ve kürsüye daveti, insanlık adına ders niteliğindedir!.

Bir başka Cumhurbaşkanı adayı sayın Muharrem İncedir, sayın İnceyi CHP genel başkanı sayın Kemal Kılıçdaoğlu kürsüye davet ederken; “gel bakalım Muharrem” demesi siyasi nezaketin dışında olmuştur, yani akılız dostluk örneğini iki Cumhurbaşkanının taktimin de yaşamış olduk.

Herkesin bildiği ama yinede hatırlatmakta fayda gördüğüm şu notu yazmakta fayda var.

AK Parti genel başkanı ve başbakan sayın Erdoğan, sayın  Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı adayı olarak takdim edip, sonra TBMM de yapılan oylamada sayın Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olarak seçildiği halde 367 sayısının dayatılması sonucu Cumhurbaşkanı seçilememiş, çeşitli oyunlar oynanarak Cumhurbaşkanı seçilen sayın Gül’ün seçimi iptal edilmiş ve yine sayın Recep Tayyip Erdoğan ikinci defa sayın Abdullah Gül’ü aday göstererek,  bu kez Cumhurbaşkanını halkın seçmesini halk oyuna sunmuş ve Cumhurbaşkanı artık halkın oyu ile seçilirken yine gerçek anlamda dostluğun, kardeşliğin ne anlam taşıdığının örneğini sayın Recep Tayyip Erdoğan göstermiştir.

Peki sayın Recep Tayyip Erdoğan siyasette gerçek anlamda, dostluğun ve kardeş olmadığı halde kardeş gibi muameleyi sayın Abdullah Gül’e gösterirken, sayın Gül karşılığında ne yapmıştır?.

Kardeşliği geçtikte, gerçek dost gibi gözüken düşüncenin  nasıl ayaklar altına alındığını gösterdi!

Bizler tabi ki AK Parti Genel Başkanı ve  Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan ile sayın Abdullah Gül arasındaki meseleleri bilmeyiz, biz şunu biliyor ve gördük, siyasette kimin gerçek dost ve arkadaş olduğunun en net göstergesi bu olsa gerek!.

Gerçek dost ve kardeş gibi arkadaşlıkta şartlar ne olursa olsun insanı yarı yolda bırakmamak ve tehditkar sözlerle karşıya çıkmamaktır!.

Günün Sözü: “Allah’ım, merhametsizleri bize musallat etme” AMİN.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.