Cemalettin Bilgin

İnsanlar Halinden Memnunken!.

Uzun bir “tatilden” sonra işyerleri kısmı açılışla hayata merhaba dedi.

Ne kadar kısıtlama süreci yaşadık? 17 gün, buna Ramazan Bayramı tatili de eklenince eh uzun soluklu bir tatil süreci yaşanmış oldu.

17 günlük uzun tatil sürecinden çoğu insanlar memnun idi, memnun olmayan kesimler bazı esnaf grupları  yani; Lokantalar, Kahvehaneler, Giyim mağazaları, Ayakkabı satıcılar, Kuaförler, Hamamlar, Berberler.

Kısıtlama kapsamına girmeyen, İnşaat sektörü, Tarım ve Hayvancılık sektörü, Gıda üreticileri ve Marketler kısıtlama yapılmayan iş alanları, bizim mesleği saymaya gerek yok çünkü Basın kuruluşları ve çalışanları her şartta hizmet yapması gereken bir iş alanı olduğu için .

Pandeminden kurtulmamız için kısıtlamaların mutlaka hayat bulması gerekir, bu kısıtlamayı devletimizin yetkilileri karar verip uygulama başlayınca bizler vatandaşlar olarak kurallara uymakla mükellefiz.

Gerçekten 17 gün işyerlerinin kapalı oluşu ve iş sektörlerinin Bayram öncesi satış yapamaması farklı sıkıntıların ortaya çıkmasına neden oluyor.

Ülkemizde 17 gün ta kapanma başladığı halde ülke genelinde Ulusal Marketlerin açık kalması ticari rekabetti baltalamıştır.

Bakkalların ve manavların Ulusal Marketlerin yanında açık olması önemli idi, lakin Ulusal Marketler satılmayan hiçbir ürün yokki, marketlerde ne ararsanız hepsi mevcut, yani Marketlerde her ürün bulunduğu için Giyim ve Ayakkabı mağazalarının kapanası yine Ulusal Marketleri ihya etti, zengin yaptı!.

Giyim satışı yapan pek çok işyeri perişan oldu, giyim mağazaları daha çok ülkemizde iki Dini bayram da satışlarını daha fazla yaparak diğer günlerdeki satış açıklarını kapatabilmektedir.

Giyim ve ayakkabı mağazaları kısıtlamadan nasiplerini alıp, zincir marketler kısıtlama uygulamasına uğramadığı için bayrama 4-5 gün kalana kadar her ürün satışını yaptıkları için kazançlarına kazanç eklediler, ama yerel mağazalar çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya kaldılar.

Esnaf arkadaşlarla Bayram öncesi sohbet yaparken; “abi battık, bayramda açamıyoruz, bayramdan sonra ödemeler başlayacak, Kredi Kartlarını ağzına kadar doldurduk, çeklerimizi hep bayram sonrasına verdik, biliyorsunuz bizler bayram ürünleri bir iki ay öncesinden sipariş veriyoruz, ürünlerimizi erken alıyoruz, peşin ödemelerimizin dışında ödemelerimizi bayram sonrasına veriyoruz ve Bayram bize yasaklandı, Zincir Marketler bizim satış yapacağımız ürünleri sattı, bayrama 4-5 gün kala Hükümet market zincirlerine yazı göndermiş “giyim ve zücaciye, kırtasiye ürünleri  satamazsınız” demiş!, demiş ama ne zaman demiş mağazalar ellerindeki bütün ürünleri sattıktan sonra onlara kısıtlama gelmiş, keşke bizlere kısıtlama geldiğinde onlara ürün satamamış olsa idi, hiç değilse anne ve babalar bayramdan sonra çocuklarını sevindirmek için, bizlerden alış veriş yaparlardı sıkıntımız kısmen de olsa azalırdı” dediler.

Gerçektende, ulusal marketlerde satılmayan hiçbir ürün yok, nerede ise her ürünün satışını yaptıkları için yerel mağazalara ciddi sıkıntı veriyorlar.

Bayram öncesi sanırım son hafta zincir marketlerin yalnızca Pazar günleri kısıtlamaya takıldılar, keşke Cumartesi ve Pazar günü onlar kapalı kalsalardı, küçük market ev manavlar bayram öncesinde daha rahat ederlerdi.

Bizler yaşananları ortaya koyuyoruz, ortada bir sıkıntı var, konuşurken sanki hiç sıkıntı yokmuş veya sıkıntı olmayacakmış gibi konuşmalar yapılıyor, ama iş sahaya indiğinde sıkıntıları yaşıyorsunuz.

Hükümetimiz Zincir marketler konusunda ciddi çalışmalar yapmalıdır.

Ülke genelinde kısmı veya tam kapanma olacaksa, o zaman zincir marketlerin servetlerine servet eklemesine izin vermemek gerekir, yerel marketler ve manavlar korunmalıdır.

Zincir marketlere nasıl bir tedbir alınır! Bilemeyiz, lakin bu kısıtlamalar devam edecekse mutlaka yerel marketler ve mağazalar korunmalıdır.

Ayrıca market zincirlerinde her ürün satıldığı için yerel pazarlarında kapatılması yine zincir marketlerin ihya olmasına neden oluyor.

Niksar’da Pazartesi ve Cuma pazarları kuruluyor, bu pazarlar kısıtlamaya takılıyor, yerel üreticiler kısıtlamaya takılıyor, ulusal marketler istedikleri fiyatla satış yapıyor, üretim yapan yerel insanlar ciddi sıkıntıya düşüyor.

Ortada bir hata var, hatanın nedenlerini tespit ederek hiç değilse bundan sonra sıkıntı yaşanmamasına gayret sarf edilmesi gerekir.

Hükümet sıkıntı yaşaya esnaflar için yeni destekler vermeye çalışıyor, sıkıntı yaşayan esnaflara destek verilen krediler veya benzeri desteklerin çoğu esnafa veya vatandaşa yansımadığını görüyor ve şahit oluyoruz.

Son olarak sıkıntı içindeki esnaflara sayın Cumhurbaşkanımız bizzat açıklama yaptı ve şunları ifade etti. Bir arkadaşız paylaşmış, bizde aynısını paylaşıyoruz; “Sayın Cumhurbaşkanımız KOSGEP aracılığıyla Faizsiz kredi açıklaması yaptı. Ayrıntılara baktık; Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefaletten kredi kullananlar yeni kredi alamıyor,  Halkbank’tan kredi kullananlar alamıyor, KOSGEP’ten hibesi olanlar alamıyor, neden? çünkü;  hibe desteği bir yerden oluyor, aynı anda iki yerden hibe yok, maalesef peki başka kimler alamıyor SGK borcu olanlar, Bağ-Kur borcu olanlar, yani devlete borcu olanlarda alamıyor, başka Sicili bozuk olanlarda alamıyor, kim kaldı peki? Kalmadı ki, şu yaşadığımız süreçte ne sicili bozuk olmayan, ne devlete borcu olmayan, nede kredisi olmayan Esnaf var, Sayın Cumhurbaşkanım bence siz danışmanlarınızı ve kabinenizi gözden geçirin onların kaybedeceği bir şey yok olan ülkeme ve bu ülkenin çimentosu olan küçük esnafa olacak.” diyor arkadaşımız, bende bu önemli tespiti okuyunca Hükümetin sayın vekillerine durumu ilettim!.

Hükümet ile vatandaşlar arasına veya esnaflar arasına birileri çomak sokuyor veya betondan surlar örüyor!

Pandemi döneminde en büyük sıkıntılardan bir tanesi, yerel yönetimler ile genel yönetimler arasında sanırım iletişim kopukluğu var.

Genel yönetimlerin hatalarını, yerel yönetimler kapabilecek sistem olması gerekir.

Neden mi; genel yönetim aldıkları kararları, Ankara, İstanbul veya Büyük Şehirlerin pozisyonuna göre alabilirler, ki zaten öyle oluyor, bizler gibi küçük şehirlerde yaşayanların büyük şehirlerdeki hayatın içine sokulmaması gerekir!.

Niksar’da çok büyük Tarım işletmeleri yok, köyde ve şehirde yaşayan insanlar küçük bahçe ve tarlalarında ekip yetiştirdiği Marolu, Maydonozu, Hıyarı bir iki kasaya koyup Pazartesi ve Cuma pazarında satarak evinin ihtiyacını karşılama mücadelesi veriyor, yani  açık alandaki pazarlar kapanınca ortaya sıkıntılar çıkıyor, hem tüketici halk eziliyor, hem de küçük üretici üretmekten vazgeçmeye başlıyor.

Günün Sözü: ÜRETMEDEN TÜKETEN MİLLETLER, BATMAYA MAHKUMDUR

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.