Cemalettin Bilgin

İÇMEDEN SARHOŞ OLMAK!

Türk Diline yeni bir söz daha girmiş oldu, aslında bu söz halkın zamanla kullandığı söz olarak bilinmektedir. “İÇMEDEN SARHOŞ OLMAK”

Bazen arkadaşlarla konuşurken yaşanan sıkıntıları biliyorken ama, hayatın devam ettiğini düşündüğümüz için, olumsuzluklar içinde olumlu, güzel şeyleri söyleyince; “sen nasıl böyle düşünebiliyorsun? Her şey batmış bitmişken, nasıl bu kadar olumlu bakıyorsun?” dedikten sonra.

Şu sözler patlıyor; “ben 70 lik içiyorum, bu kadar hayatı bu kadar toz Pempe göremiyorum, sen ne içiyorsun da bu kadar hayata olumlu bakıyorsun?” deniyor ve “sen içmeden sarhoş olmuşsun” diyerek nokta konuyor!.

Ülkemizde kavram kargaşası bütün hızıyla devam ediyor.

Bizler İçmeden Sarhoş Olmak.

İçmeden sarhoş olmak sözü, doğal olarak içkinin içilmesi sonrasını anlatıyor, dolayısı ile içki içen insanlar sarhoş olur, yaşadıkları olumsuzlukları düşünmezler!.

Hiç sarhoş olmadım!, ama çok sarhoş kahrı çektim, çok sarhoş dinledim, çok sarhoşun sıkıntıya düşmemesine yardımcı oldum.

Sarhoş olmadım ama, sarhoşların içtikleri içkinin arkasına sığındıklarını da bilirim!.

İçki konusunda bir şey yazmayacağım tabiki, herkesin özel yaşantısına karışmamak en doğal hayat tarzıdır.

İçki içmek insanların özel tercihleri arasındadır.

Kimi insan içkiyi alenen içer, hani derler ya “adam gibi içer” kimseye zararı olmaz, içtiği içki sonrasında kimseye zararı yoktur, kimisi içki içer ve hatta içtiği bir bardak içkinin arkasına sığınarak etrafı toza dumana boğar!

İçki içmediğimize göre içkinin kısa karşılığını yazdıktan sonra, gelelim esas meseleye.

İçki içerek sarhoş olmak ve günlük yaşananları unutmak ve hatta hayat alemine dalmak olurmuş!.

Bizler de içki içmeden hayatın gerçeklerini görerek, hem olumsuz taraflarını, hemde hayatın olumlu tarafını görenlerdeniz.

Birileri; “Efendim hayat pahalılığı var, ne yapacağız şaşırdık” diyor, sanki ülkemizde ilk defa hayat pahalılığı olmuş gibi, yaşadığımız günlerdeki hayat pahalılığını hayatın sonu gibi değerlendirenler var.

Ülkemizdeki hayat pahalılığını en yakından hisseden ve yaşayan insanlardanız.

Gazete ve matbaa  hizmetleri  yaptığımız için piyaselerde oluşan olumlu ve olumsuzlukları anında hissediyoruz.

Var olan hayat pahalılığını bizler yaşarken, Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’da hayat pahalılığının olduğunu, gerekli tedbirlerin alınmaya devam ettiğini açıklıyor.

Peki ülkemizi yöneten Cumhurbaşkanımız var olan bir gerçeği açıklarken, bizlerin hayata küsmeye hakkı varmı?

Pek ne olacak şimdi hayata hep olumsuz taraftan bakar isek?

Hayat devam ediyor.

Doğduk, büyüdük, hayatın akışı içinde yaşamaya devam ediyoruz, tabiki ahrete yolculuk yapana kadar.

Peki öldükten sonra haya sonmu buluyor?.

İnancız gereği, bu dünyanın birde ahreti var, burada yaşadığımız gibi, ahret hayatına da devam edeceğiz, yani hayat devam edecek!….

Emek istediğim şudur, hayatın tüm acımasızlıklarına rağmen, ölene kadar yaşayacağız ve hatta öldükten sonrada yaşamaya farklı şekilde devam edeceğiz.

Hayat pahalılığı, hayatın sonu değil, olmayacaktır da.

Hayat pahalılığı gerçeğini biliyoruz, süreçleri iyi takip ediyoruz, biraz sabır biraz dikkat sıkıntıların geçmesine katkı sağlıyoruz.

Şimdi gerçekleri görerek, hayata küsmeden yaşamak ve hatta isyan etmeden halimize şükretmek kıymetli bir süreçtir.

Halimize şükretmeyip, isyanları oynamak kimseye fayda sağlamayacaktır.

Bugün hükümeti düşürmek için yapılan her girişimin bedelini Türk milleti olarak ödeyeceğimizi düşünerek, kişisel hırs ve kinle değil, elimizdeki imkanları verdiği için Allah’a şükrederek yaşamaya çalışıyoruz.

Var olan olumsuzlukları sürekli gündemde tutarak ve etrafımıza olumsuzluk yayarak elimize bir şey geçmeyecektir.

Sanırım bizler “içmeden sarhoş olan” taraftayız!.

Doğru konuşmak, algı yaramamak, toplu germemek adına söylenen sözleri sarf edince, “içmeden sarhoş olup” ne söylediğini bilmiyor anlamına geliyormuş!..

Bugüne kadar doğruları ifade ettik ve yazdık, bundan sonrada aynı çizgimizi devam ettireceğiz.

Yaşanan süreçleri en güzel bir şekilde değerlendiriyoruz.

Dünü unutmadık, yani geçmişi.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanları ve Başbakanları yabancı ülke liderleri ile görüşmek için randevu alamazdı. 100 milyon Dolar borç almak için çırpınırlardı.

Bugün Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile yabancı ülke liderleri görüşmek için yoğun ilgi gösteriyorlar.

Artık Türkiye Cumhuriyeti devleti onlarca ülke ile ticari bağlantılar kuruyor, milyar Dolarlık ticari çalışmalara imza atıyorlar.

Türkiye de yaşamak kolay değil, her zaman Müslüman Türk milleti bedel ödemiştir, bundan sonrada bizler ödemekle yüz yüzeyiz.

Dünü unutmadan, bugünü ve yarınları sağlıklı yaşamaya çalışıyoruz.

Zorlu bir Coğrafyada yaşıyoruz.

İnançlarımızdan asla taviz vermeden, insanca yaşamak ve devletimizin ayakta kalması için gayret sarf ediyoruz.

Hür ve Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmak, Türkiye’nin bağımsız olarak yoluna devam etmesi kolay değildir.

Ülkemize karşı, dış müdahaleler karşısında devletin bütün kurumları ayaktadır, iç fesat yuvaları karşısında dimdik ayaktadır.

Var olan değerleri inkar eden kişilerin varlığı ülkemizde doğal olarak sıkıntı yaratmaktadır, bunlarda doğaldır, hainler hiçbir zaman eksik olmadı, olmayacaktır da.

Günün Sözü; “Kime değerinden fazlasını verirseniz, kim olduğunuzu unutur.”

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.