Cemalettin Bilgin

HER KARANLIK GECENİN AYDINLIĞI!.

HER KARANLIK GECENİN MUTLAKA BİR AYDINLIĞI VARDIR.

Cenabı Allah insanları bu dünyaya imtihan için göndermiştir, bu imtihanı kazanan, ahrette mükafatını görecektir.

Her insan ölümü tadacaktır, dönüşümüz Cenabı Allah’adır. Buna inanır, iman ederiz.

İnsan hayatında, bir gece ve de birde gündüz vardır.

Nasıl ki gündüzün insanlığa ve canlılara büyük katkısı ve hayat kaynağı var ise, gecenin de insanlara ve bütün canlılara önemli katkısı var ve hayat kaynağıdır.

HER KARANLIK GECENİN MUTLAKA BİR AYDINLIĞI VARDIR. Buna inanıyoruz.

İnsan yaşarken hayatın acı ve tatlı yönlerini öğrenir.

İnsanlar Doğarken neden ağlayarak doğar?.

İnsan hayatında ağlamak da var, gülmekte, ama her insan doğarken ağlayarak doğar, hatta suskun doğan çocuğun sesinin çıkması için kıçına küçük bir şaplak atılır, çocuğun doğduğunda sesli olması istenir.

İnsan doğarken ağlayarak doğunca, karanlık bir bölgeden aydınlığa çıktığı halde ağlıyorsa bunun bir kerameti olmalıdır.

O zaman; HER KARANLIK GECENİN, MUTLAKA BİR AYDINLIĞI VARDIR.  ona inanacağız, hayatta yılgınlık göstermeyeceğiz.

Karanlıkların varlığını biliyoruz, ama, karanlığın zifiri hale gelmesini sağlayanların da yine insanlar olduğunu bilmeliyiz.

Bazen insanlarla “karanlık günlerin, aydınlık günlere dönmesini yakınlaşırız, onlarla kararmış günlerin aydınlığa çıkmasını arzularız, lakin bu her zaman böyle olmaz.

İnsanlar karanlık günden kurtulmak için bir insana yaklaştığında, çoğu zaman o insanın sizi zifiri karanlığa götürdüğünü görürsünüz.

Cenabı Allah hiç kimseyi; Karanlık Günden Aydınlığa çıkmak için yaklaştığı insanın, zifiri karanlığa sürüklemesini nasip etmesin.

Karanlıktan aydınlığa çıkmak için, ÖN YARGILI insanla karşılaştırmayı Cenabı Allah nasip etmesin.

Her yanlışın bir karanlık gün, her yapılan güzelliğin aydınlık yarınlar olduğunu biliyoruz.

Var olan dünyamızda yaşarken, bize biçilen roller içinde oyunculuğumuzu sürdürmek zorundayız, bizlere verilen rolün dışına çıktığımızda, çoğu zaman Karanlık dehlizlere girmemiz kaçınılmazdır.

Bana bu dünyada biçilen rolü anlamaya çalışıyorum, anlamak içinde bir hayli gayret sarf ediyorum.

Bu dünyada bana biçilen rolün; “HAKİKAT KARŞISINDA HAKKI SAVUNMAYAN DİLSİZ ŞEYTANDIR”  sözünün hayat felsefem olduğunu düşünüyorum ve bu rolü oynamak için de bir hayli gayret sarf ediyorum.

Bizler; “HAKİKAT KARŞISINDA HAKKI SAVUNMAYAN DİLSİZ ŞEYTANDIR”   sözünü hayat kaynağımız olarak görür ve yaşarken, bu hayatı devam ettirirken, çoğu zaman fincancı katırlarını ürkütüyoruz, Katırlar ürkünce, katır sahipleri bizi nişan hedeflerini koyu veriyor!.

Katırlar güçlü hayvanlar, Katır sahibi olan insanlarda bu dünyalıklarını ellerinin altına almışlar, sanki garantili hayat yaşar gibi, karşısına çıkan güçsüzleri ezmek için her fırsatı kolluyorlar.

Bizin; “HAKİKAT KARŞISINDA HAKKI SAVUNMAYAN DİLSİZ ŞEYTANDIR”   düsturu ile hayat yaşamamız, bazı insanlar tarafından asla kabul edilmez.

Sizlerin Hakikatleri söylerken, ifade ederken, onların şeytani düşünceleri ortaya çıkar, size her türlü şeytanlığı yaşatır, şeytanın aklına gelmeyecek şeyleri bile size kahpece sunar.

Her insanın işi zordur, ama bizim işimiz daha da zor, sıradan haber yapmak bile, şeytandan daha şeytanların ayağa kalkmasına, bize saldırmasına neden olabiliyor!.

Son günlerin en çok mücadele yapılan alanı Niksar bölgesinde alınan 3 maden ocağı ruhsatı.

Daha öncede ifade ettim, bizler asla yatırıma ve yatırımcıya karşı değiliz, yatırı yapmak isteyen insanı duyduğumuzda o insanın yatırım yapması için olağan üstü gayret sarf ediyoruz.

Niksar Organize Sanayi bölgesinin pek çok sıkıntısı var, bu sıkıntıları her zaman ve her yerde ve haber olarak yazan sanırım bizden başkası yoktur, konuşan, sohbet sırasında düşüncelerini paylaşanlar tabi ki vardır ama, aksaklıkların giderilmesi için mücadele eden bizleriz.

Niksar Organize Sanayisinin sıkıntılarının giderilmesi için haber yaparken, yaz yazarken, yeni bir tesis yapılsın isterken, birileri kişisel hırs ve kini için, işletmelerin kurulmamasına, kurulanların da Niksar’ı terk etmesine gayret ederler, hal böyle olduğu halde, birileri yine bu toplumda adam yerine konur, bizler ise  yaptığımız haklı mücadeleden dolayı mağdur oluruz!.

Niksar’da yapılması düşünülen veya yapılan her hizmetin yanındayız ve destekleriz.

Nasıl ki; Niksar Ovası katledilmesin!, diyorsak, nasıl ki Niksar Ovası Betonlaşmasın!, diyorsak, Niksar bölgesinde maden Ocağı yapılırsa, bölgedeki bütün “Sular ve Topraklar zehirlenmesin” düşüncesinden hareketle, yapılmak istenen çalışmaya karşı çıkmaya çalışıyoruz, konusunda uzman olan insanların düşüncelerini destekliyoruz ve diyoruz ki; ALTIN MI?, TOPRAK MI? diyerek halkımızın bilgi sahibi olmasını istiyoruz.

Daha öncede ifade ettim, Altın kıymetli bir ticari maddedir, ekonomin içinde kıymetlidir, amma lakin şunu unutmayalım!. Toprak olmasa, ALTIN da olmayacaktı. Toprak ve Su olmaz ise, bölgemizdeki canlıların yaşaması mümkün olmayacaktır!.

Altın çok kıymetli ticari bir maddedir, alış veriş yaparken kıymeti bellidir, ama alış veriş yapmak için, Toprak Ananın ürettiği, Sebze ve meyveler, kıyafetler olması gerekir.

Sizler Altın ile alış veriş yapmak için size sunulması gereken, Sebze ve Meyveler, kıyafetler olmaz ise, Altın ne işe yarar?.

Altının, Altın değerinde olması için bölgemizde Toprak ve Suyun sağlıklı olması, zehirlenmemesi ve bizlere ürün sunması gerekir, ürün olmayınca Altının ne işe yaradığını ve hatta Bakırın ne işe yarayacağını söylermisiniz?.

Bakır kabın ocakta iş yapması için Toprak ananın ve Suyun ürettiği Meyve ve Sebze olmalı, var olur ise onu Bakır kapta pişirilme hizmeti başlar.

Toprak ve Su olmayınca ne senin Altın paran, nede ocağa koyduğun Bakır kabın hiçbir değeri yoktur!.

Şimdi tekrardan soruyorum; ALTIN MI?, BAKIR MI?.

TOPRAK VE SU OLMAYINCA ALTINDA, BAKIRDA OLMAYACAKTIR.

Bizler bu düşünceler için de halkı mücadele içindeyiz, ama bizlerin haklı mücadelesini, engellemek için, kendilerini beyinlerini paraya ve altına satanlar, karşıdaki insanında satıldığını düşünür ve ifade eder, aynen; Kör ile Topalın Dolma yeme hikayesi gibi!.

Birileri Körün misali Dolmaları ikişer işer götürürken, topal insanın iki Dolma yediğini düşünerek; top dur bakalı Dolmaları ikişer ikişer yeme” der!.

Günün Sözü; ALLAH’IM OYUN KURANLARIN EN HAYIRLISI SENSİN. BÖLGEMİZE VE ÜLKEMİZE  OYUN KURANLARA EN GÜZEL CEZAYI SEN VERİRSİN.  AMİN

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.