HANİ TÜRKLER GÖÇEBE BİR KAVİMDİ?

Begüm Ayana “GÖKTÜRKLER”

Begüm Ayana “GÖKTÜRKLER”

Türklerin GÖÇEBE bir Kavim olduğunu iddia edenlerin bu yazıyı okuması gerekir.

Türklerin Göçebe Kavim olmadığı ancak belli belgelerin yok edilmesine rağmen tarihi süreçler içinde yeni ortaya çıkan belgeler, tarihi yapıların Bilim insanları tarafından ortaya çıkartılması Dünya tarihinde Türklerin nasıl bir Millet olduğunu ortaya koyuyor.

HANİ TÜRKLER GÖÇEBE BİR KAVİMDİ

KARIZ KANALLARI

M.Ö.200’de, bundan 2200 yıl önce,

UYGUR TÜRKLERİ tarafından yapılan,

Tanrı Dağlarından topladığı suyu, 6000 Km. çölün altından, TURFAN şehrine getiren mühendislik dehası

Dilimizde Turfanda kelimesi

TURFAN şehrinden gelmektedir.

Turfan ‘da Bulunan Türk Mühendislik Harikası Karız Kanalları

Karız Kanalları; Orta Asya’nın Turfan bölgesine yapılmış olan eski yeraltı su şebeke sistemidir. Dünya uygarlık tarihinin en önemli yapılarından biri olarak kabul edilen bu kanallar, Uygur Türkleri tarafından çölün altına inşa edilmiştir. Yaklaşık 2500 yıl önce çölün altına inşa edilen bu muazzam yapılar, Çin Seddi kadar uzundur. Çölün altına bir ağ gibi örülen kanallar, Çin’in 3 büyük mimari harikası arasında yer almaktadır. Müze haline getirilerek ziyarete açılan kanalların tarihi ve yeraltı sulama sistemi detaylı bir şekilde anlatılmaktadır.

Karız Kanalları, Tanrı Dağları’ndan topladığı suyu, çölün altından geçirerek Turfan’daki yerleşim birimlerine götürmektedir. Kanal boyunca açılan aralıklı kuyular yardımıyla tarım alanları sulanmıştır. Tanrı Dağları ve Turfan Bölgesi arasındaki kısım, aşırı sıcak olan çöllerden oluşmaktadır. Bu sebeple suyun buharlaşmasını önlemek için bu kanallar yerin altına inşa edilmiştir. Karız Kanalları Çin tarafından, Çin Seddi ve Beijing-Hangzhou Büyük Kanalı’yla birlikte Antik Çin’in üç büyük mimari harikası olarak kabul edilmektedir.

Kanalların Yapımında Kullanılan İleri Düzey Bilgi

Karız yani Kehriz kelimesi; günümüzde Anadolu’da kullanılan “keriz” anlamını taşımaktadır. Bu sözcük; sebil, herkesin kullanımına açık çeşme manasına gelmektedir. Dünyanın ikinci uygarlık harikası olarak kabul edilen bu yapı, 6000 kilometre uzunluktaki Çin Seddi’nden sonra ikinci sırada gelmektedir. Çölün altına bir ağ gibi örülmüş olan bu kanalların toplam uzunluğu 5000 kilometrenin üzerindedir. Derinliği 110 metreden başlayan kanallarda belli aralıklarla kuyular açılmıştır. Bu kuyular 90, 80, 70, 60 en son Turfan ’da 10 metrenin altına inmektedir. Yapılan bu kanalların tamamı yerçekimi kuvveti ile çalışmaktadır.

Milattan önce 500’lü yıllarda Uygur Türkleri tarafından yapılan bu kanallar, muhteşem hesaplamalar yapılarak tasarlanmıştır. Kanalların eğimi, açısı, suyun akışının sağlanması, suyun doğru yoldan gitmesi için ileri düzey matematik, fizik ve mühendislik becerileri kullanılmıştır. Kanalların inşasında kullanılan teknikler, iyi organize olunmuş ileri derecede bilgiye sahip bir uygarlık olduklarını göstermektedir. Pompa gereksinimi olmadan suyun yüzeye çıkarılması sağlanmış ve su en verimli şekilde kullanılmıştır. Göçebe, barbar bir halk olarak tanıtılan Türklerin, aslında medeniyeti yaratan insanlar olduğu ortaya çıkmaktadır. Bilim insanları tarafından yapılan birçok araştırma ve bulgular da ilk tarım toplumlarının Orta Asya’da kurulduğu görülmüştür. Turfan Bölgesi’nde yaşayan ustaların kanalların yapıldığı milattan önceki tarihlerde, Sümerler döneminin matematiğine sahip oldukları tahmin edilmektedir.

Bu kanallar ile Tanrı Dağları’nda eriyen karların ve yeraltı su kaynaklarının birleştirilmesi ile Turfan bölgesine su getirilmiştir.

Deniz seviyesinin altında kalan tarım alanları, köyler ve yerleşim merkezlerinin su ihtiyacı karşılanmıştır. Günde 858 metreküp su taşıyor.

Bu kanallar yağmurun çok az yağdığı, ovalık bir bölge olan Turfan Bölgesi’nin hayat kaynağı olarak değerlendirilmektedir.

Turfan bölgesinde birbirinden farklı uzunluklara sahip 1000’den fazla Karız Kanalı yer almaktadır. Kanalların her birinde dik kuyular, yeraltı kanalı, yerüstü kanalı ve barajlar bulunmaktadır.

Kanalların inşası sırasında işçilerin hava alabilmesi ve çıkarılan toprağın, çamurun boşaltılması için 20 ila 30 metrelik aralıklarla dik kuyular açılmıştır. Kanallarda bulunan barajlar ise su miktarını ayarlayan su deposu işlevini görmüştür.

Kanalların inşasında işçilerin ancak oturarak çalışabildiği bilinmektedir. Günümüzde müze haline çevrilen bu kanallar sorunsuz bir şekilde çalışmaya, su taşımaya ve Turfan bölgesi için hayat kaynağı olmaya devam etmektedir. Günümüzde kanalların yapımında kullanılan ölçümlerin nasıl yapıldığı tam olarak tespit edilememiştir.

              Begüm Ayana   “GÖKTÜRKLER”