Cemalettin Bilgin

GEZİ İHANETTİ!.

GEZİ İHANETTİ.  İHANET OLARAK YARGI TESCİLLEDİ.

GEZİ OLAYLARINA KARIŞANLAR, GEZİ OLAYLARI İLE ÜLKEMİZİ YIKIP PARÇALAMAYA ÇALIŞANLAR, YARGININ VERDİĞİ SON KARAR İLE GEREKLİ CEZALARINI ALDILAR.

Gezi olaylarının Türkiye Cumhuriyetine ve Türk milletine karşı yapılmış bir ihanet olduğu artık açık ve net ortaya çıktı.

Türk yargısı Gezi olaylarında baş rol oynayanlara gerekli cezaları verdi.

Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak isteyenler kimler?

Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak isteyenlere kiler sahip çıkmaya çalışıyor?

Gezi olaylarının Türkiye’ye doğrudan maliyeti 2 milyar dolar.

Gezi olaylarının dolaylı maliyeti ise 100’lerce milyar doları bulduğunu unutmamak gerekir!.

Bugün; “AK Parti Hükümeti bugüne kadar ne yaptı?” diyenler, ilk önce ülkemizin Gezi olayları ile ilgili olarak nasıl bir ekonomik sıkıntıya düştüğünü anlamalıdır!…

2002 yılı öncesinde Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri 100 milyon Dolar bulmak için kapı kap dolaşırken.

Bugün, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti gezi olayları sonrasında milyarlarca Dolar ekonomik harcamalar yaptığını, yanan, yağmalanan, yıkılan kırılan işyerleri ve konutlara ödemeler yaptığını unutmamak gerekir.

Gezi olayı tamamen ülkenin yıkılması için yapılan bir baş kaldırıdır.

Dünyanın hiçbir ülkesinde, ülkemizde yaşanan Gezi olayları karşısında suskun kalamaz, tepkisiz kalmaz ve hatta ülkemizde Güvenlik kuvvetlerinin uygulamadığı baskıların yapılmasını sağlarlar.

Bugün, İFSAL ETMİŞ PARLEMENTER SİSTEMİ, isim değiştirerek halkımıza sunmak isteyenler, Gezi olaylarını masum göstererek ülkemizde kaos yaratmanın meşruluğunu ortaya koymaya çalışsalar da, zaten muhalefet partileri, iflas etmiş bir sistemi önererek ülkemizi çıkmaz sokaklara sürükleyecekleri açık ve net ortadadır.

Gezi olayları asla masum başlatılan bir eylem değildir.

Gezi olaylarının başlangıcında 5-10 ağacın kesilmesini bahane ederek başlatılan eylemlere tepki koyanlar şayet yaptıkları eylemde samimi olsalar idi, yakın zamanda İstanbul’un çeşitli bölgelerinde yol kenarlarında ve bazı parklarda gece kimsenin görmeyeceği bir saatte ağaçların kesilmesine engel olurlar veya eylem yapmaları gerekirdi.

Gezi olayları tamamen ülkemizi kaosa sürüklemek, halkın içinde Kin ve Nefret duygularının patlamasına neden olmak, kardeşi kardeşe öldürtmek için başlatılan bir baş kaldırıdır.

Gazi olaylarını tam olarak ekonomik olarak destekleyenler ve eylemleri geri panda destekleyenlere verilen ceza geciken  ama yerinde verilen bir Hukuki süreçtir.

Zaman zaman ülkemizde “Hukuk yok”  diye nağra atarak ve seslendirenler, Yargının vermiş olduğu Gezi kararlarına saygılı olmayı bilmeleri gerekir.

Gezi olayları karşısında Hukukun gecikmesi, delillerin bütün ayrıntısına kadar toplanması, verilen cezanın hakkaniyetle verilmesi bakımından en küçük ayrıntının bile gözden kaçırılmadan sonuçlanması içindir.

Ülkemizde muhalefet partileri “Hukuk herkese aynı şekilde uygulanmalı” sözlerini sarf ederken, kendileri ve bazı yandaşları Hukuku ayaklar altına alıp istedikleri gibi yıkıcı ve bölücü eylem yaptıklarında Hukuk devre dışı olmalı” düşüncesi içinde olurlar, ama karşı taraf bir öksürük sesi çıkartsa; hukuk elden gitti nerede adalet” deyip öksürdü diye karşı tarafın ceza almasını isterler ellerinden gelse ceza almalarını sağlarlar!…

Gezi olaylarından dolayı Yargının vermiş olduğu kararlar geciken adalet değil, fitne peşinde olanların, verilen yargı kararlarında bir açık bulmamaları için her ayrıntı en küçük açık bırakmayacak şekilde verilmesi için süre uzun olmuştur.

Gezi olaylarında devletimiz milyarlarca Dolar ekonomik kayıplar verirken, ülkemizi her fırsatta sıkıntıya sokan ülkeler gezi olaylarından dolayı yaşanan ekonomik sıkıntılar  ve insanların mağduriyeti karşısında suskun kamışlardır.

Gezi olaylarında ülkemizi yıkmak isteyenleri alenen destekleyen, “sözde Demokrasi” savunucuları, hukuki süreçler devam ederken, Gezi olaylarında tutuklu kişilerin isimlerini vererek  “tutukluluklarının kalması” için ülkemize baskı yapmaları asla kabul edilemezdi.

Sözde; “Demokrasi ve özgürlük savunucu” ülkeler kendi ülkelerinde hiçbir eyleme göz yummazken ve toleranslı davranmazken, ülkemizi yakıp yıkan eylemler karşısında, elemleri yapanları kınamaları gerekirken, olayların durması için fedakarca görev yapan güvenlik kuvvetlerini bahane ederek Hükümeti  suçlayıcı açıklamalar yapmaları onların nasıl bir Türkiye beklentisi içinde olduklarını göstermiştir.

Gezi olayları asla ve asla bir masum Ağaçları koruma eylemi değildir.

Eylem veya protesto, yapılması istenmeyen bir şeyin, halka duyurulması kamu oyu desteğini sağlamak için halkın bilgilenesi için yazılı ve sözlü ifadeler kullanmak, halkın bilgilenmesi çin basın yayın araçlarını kullanmak, gerekirse yürüyerek halkın destek vermesini sağlamaktır.

Gezi olaylarında öyle bir ayaklanma yapılmak istendi ki, devletin bütün kurumlarının ele geçirilmesi için başlatılan ihanet girişimleri güvenlik kuvvetlerimizin, zamanında tedbirler alınmamış olsa idi, Allah korusun önemli insanlar rehin alınacak kadar ihanet içinde olunduğu her kes tarafından görülmüş oldu!.

Evet; hükümetler protesto edilir, hatalar konuşulur, ama asla cadde ve sokaklar ateşe verilmez.

Yapılmak istenmeyen bir işin yapılmaması için sokaklar, caddeler üzerindeki işyerleri, özel ve devlete ait alanlar, eşyalar yakılıp yıkılıyor ise, bu hareketler devleti ve milleti yıkma ihanetidir.

Gezi olayları sonunda yargı kararı biraz uzamış olsa da, sonuçta verilen kararlar Türk Yargısının hukukun üstünlüğü ilkesinin yaşatılması bakımından çok kıymetli karar olmuştur.

Günün Sözü; YAŞASIN  ADALET, KAHROLSUN İHANET ŞEBEKELERİ

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.