Cemalettin Bilgin

Düşman iken!.

Düşmandan “dost” olurmu?, mümkün değil ama, ebedi düşmanlıkta olmamalı.

Günümüzde kimin dost, kimin düşman olduğunu kestirmek zor.

Aslında “DÜŞMAN” ifadesini hayatımızda hiç kullanmasak amma lakin var olan gerçekleri inkar etmek olmaz.

Düşmanlığın bir ölçüsü varmı?, yok her zaman her şekilde insanlar düşmanlıkla karşılaşabilir, ama  Devletimizin düşmanlarına da asla göz yummadan uyanık olmalıyız.

SU UYUR DÜŞMAN UYUMAZ demiş atalarımız.

Bugün 18 Mart ÇANAKKELE GEÇİLMEZ DESTANININ YAZILDIĞI GÜNDÜR.

Peki; atalarımızın “Çanakkale Geçilmez” destanının yazıldığı anı, zamanı, şartları ne kadar anlıyor ve yaşıyoruz?.

ÇANAKKALEYİ geçilmez eden Türk milletinin iman gücüdür.

Çanakkale’de düşmanda imkân vardı, Mehmetçik’te iman . İşte buydu Çanakkale’yi geçilmez kılan.

Çanakkale deyince destanlar gelir aklımıza, ama bizlerde bir başka hatırası vardır Çanakkale’nin.

1978 yılında Çanakkale’ye vatani görevimizi yapmak üzere yola çıktık, birliğimiz teslim olduk, acemi birliğimizdeki günleri tamamladık, “Çanakkale içinde Aynalı Çarşıyı” zaman buldukça gezdik, ama gezilmesi gereken kutsal toprakları, metre kareye 25 ton demir yığını düşen mermilerin çarpıştığı mevzileri gezme imkanımız olmadı.

Bizler vatani görevimizi yaparken, aslında kutsal toprakları gezmemiz gerekirdi, bizlerin gezme ihtiyacını sanırım birliklerin Komutanları düzenlemesi gerekirdi, bizlerin o bölgeleri gezmesi için özel izin alınması gerektiği için bizlerin kendi başına o bölgelere gitmesi mümkün değildi.

Bir gerçeği mutlaka pek çok insan bilir ama, bizler bir kez daha yazalım.

Çanakkale’nin destanlaşan özelliği ve gücü son 10-15 yıl öncesine kadar pek bilinmiyordu, yanlış anlaşılmasın Çanakkale destanını dost düşman herkes biliyor ama, ülkemizde Çanakkale ruhunun yaşanması, şehitlerimizin yattığı topraklardaki düzenleme son 15 yıllık süreçte başladı.

Şimdi bunu yazınca bazı insanlarımız buna da itiraz edecektir. Kısa bir not; 1958 yılına gelindiğinde, birkaç üniversiteli genç bu konuya duyarsız kalamayarak, dönemin Milliyet gazetesi aracılığıyla bir kampanya başlatmışlar ve halk nezdinde büyük bir yankı uyandıran bu kampanya sonucunda 1 milyon 686 bin 251 lira toplanmıştı. Toplanan bu para sayesinde de, 15 Mart 1958 yılında anıtın inşaatına yeniden başlanmış ve anıt 21 Ağustos 1960’da büyük bir halk kitlesi huzurunda açılmıştı.

Bu açılışla birlikte anıt, küçük çaplı halk ziyaretlerinin akınına uğramış fakat bu sefer de, resmi makamlardan gelecek ziyaretlerden mahrum kalmıştı. Nihayet, Anzak Genelkurmay Başkanı’nın Anzak Koyu’nda Şafak Ayinine katılmak üzere Türkiye’ye gelmesi ile teamüller gereği olarak dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök de Çanakkale’ye gelmiş ve böylece ilk defa bir Türk Genelkurmay Başkanı Çanakkale şehitlerini anma törenine katılmıştı. Günümüzde ise, gerek halk tarafından gerekse de resmi makamlardan pek çok ziyaretçi Çanakkale şehitliğini ziyaret etmekte ve ziyaretler her yıl belirli bir artış göstermektedir” deniyor.

Kültür ve Turizm bakanlığı tarafından son onarımlar ve düzenlemeler 2003-2004 yılları arasında Çanakkale Şehitler Abidesi Rölyef, Mozaik Yapımı ve Çevre Düzenlemesi İşi yapılmaya başlanmış ve son hali 2015 yılında tamamlanarak halkın ziyaretine açılmıştır.

Üzücü nokta şu idi yabancı ülkelerin yetkilileri Çanakkale’de toprağa düşen askerleri için her yıl düzenli olarak anma programı yapmaya gelirlerdi, askerlerinin bulunduğu mezarlıklar çok bakımlı iken bizim vatan evlatlarının yattığı toprakların bulunduğu alanlar pekte hoş olmayan görüntüde idi, yapılan son onarımlarla Türk milletine yakışan düzenlemeler yapılmış ve şehitlikler ve savaşın yaşandığı bölgeler halkın tamamen ziyaretine açılmıştır.

Japonların anlattığı Hiroşima ile Çanakkale arasındaki karşılaştırmada, Japon yetkililerin Çanakkale destanına duydukları hayranlıklar anlatılırken, yeni yetişen çocukların ve gençlerin mutlaka Çanakkale’yi ziyaret yapmaları düşünceleri ortaya atılmış, son 10 yıl içinde devletin kurumları ve özel kurumların sponsorluğunda ülkemizdeki öğrenciler mutlaka 1  kez olsun Çanakkale’nin destanlaşan bölgelerine götürülerek çocuklara ve gençler bu ülkenin nasıl bizlere emanet edildiği anlatılıyor.

Bizler askerliğini Çanakkale de yapan kişiler olarak kutsal toprakları ziyaret edemedik, inşallah bizden sonraki askerlerimiz veya bundan sonrakiler bu kıymetli toprakları ziyaret ederler, o ruhun ebediyen yaşaması için emanete sahip çıkarlar.

Destanlaşan Çanakkale hakkında çok fazla bir şey yazma kabiliyetiz yoktur, Çanakkaleyi yazabilmek için o kutlu ruhu yakalamak gerekir.

İnsan Çanakkale destanının bir ksımını okurken tüyleri diken diken oluyor ki, mutlaka o ruhu yaşamak gerekir.

Küçük bir not; “Çanakkale 1Dünya Savaşında Gelibolu Yarımadası, tarihin gördüğü en kanlı savaşlardan birine sahne oldu. İngilizler’in 205 bin, Fransızlar’ın ise 47 bin zayiat verdiği savaşta Türk tarafının zayiatı konusunda farklı rakamlar ortaya çıkmıştır. 5. Ordu Komutanlığının Başkomutanlık vekaletine sunduğu zayiat raporlarına göre Türklerin zayiatı toplamda 213.882’idr. Yoğun zayiat nedeniyle ölen askerlerin defnedilmesi her iki taraf adına da ciddi bir sıkıntıya dönüşmüştü. Dar bir alanda biriken ölüler, tek kişilik mezarlar yerine toplu mezarlara gömülmek durumunda kaldı”, sanırım bu küçük not bile Çanakkale’yi anlamak için yeterlidir ama kafi değildir!.

Bugün bizler Çanakkale zaferini anmaya çalıştık, kutlamak anlamsız, ilk defa anmak, anlamak ve sonra kutlamak gerekir.

Çanakkale destanını  anlamak için yapılan törende acaba kaç kişi bu kutsal anlamlı günü anlamaya çalıştı, bu ruhu yaşamaya çalıştı?

Bugün Çanakkale’yi andık, hangi ülkelerle savaştığımızı ve ülkemizi işgal eden ülkelerin hangileri olduğunu bugün bir kez daha öğrenmeye çalıştık, böyle günlerde anılar tazelenmeli, kimin dost, kimin düşman olduğunu tarihin derin sayfalarına taşımak için!.

Dün dost gibi gözüküp, ülkemizi parçalayanlar, bugün dost gibi gözüküp yine ülkemizi parçalamak isteyenler var, isimler belki ufak değişikliklere uğrasa da, dost ve düşmanlar bellidir.

Günün Sözü: ÇANAKKALE GEÇİLMEZ, GEÇMEK İSTEYENLER YURT EDİNEMEZ.

 

 

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.