Cemalettin Bilgin

DÜNÜ UNUTMAMAK GEREKİR!.

İnkarcı olmamak, DÜNÜ UNUTMAMAK GEREKİR!.

DÜN Dünyanın en güzel hizmetlerinden bir tanesi ülkemizde hayat buldu.

1915 ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ. Çanakkale’ye bir İNCİ gibi dizilmiş, köprünün her iki tarafı Kırmızı Beyaz Ay Yıldızlı Bayrağımızı  rengi ile boyanmış.

Dün 18 Mart 2022 tarihi idi, yani 1915 Çanakkale Deniz Zaferinin 107 kutlama günü idi.

Atalarımız ÇANAKKALE GEÇİLMEZ destanının yazıldığı günlerden bir tanesini daha yaşamanın mutluluğunu yaşadık.

Dün Niksar’da hava adeta buz kesiyordu, harmancık şehitliğinde yapılan anma törenine gelen onlarca insan, Çanakkale Zaferini anlamak için, 1915 tarihinde atalarımızın yaşadığı o destansı mücadeleyi hissetmek için geldiğini düşünüyorum.

Dünkü programda ayaklarımızda botlar, üzerimizde elbiseler ve kabanlar varken programı izlemeye geldik.

Hava Buz kesiyordu, Niksar Nizamettin Yağıbasan Anadolu Meslek  Lisesinin  (Sağlık Meslek Lisesi)nin gerçekleştirdikleri programın bir kısmını sosyal medya sayfamdan canlı yayın yaptım, yaptığım canlı yayında elerlide eldiven olmadığı için yaptığım canlı yayın esnasında parmaklarımın donmaya başladığını, her geçen dakika parmaklarımın uyuşmaya başladığını hissetmeme rağmen, programın bir kısmını kesmemek üzere sabırla program akışını haber olarak verdim, bir taraftan yapılan konuşmayı verirken, bir taraftan da parmaklarımın uyuştuğunu ama, o anki duygularım içinde ÇANAKKALEYİ DESTANLAŞTIRAN atalarımızın ayaklarındaki çarığı, ellerinde olmayan eldivenlerini, çıplak elleri ile süngüleri tutarak düşmana topraklarımızı teslim etmemek için kanlarını akıttıklarını anlamaya çalıştım.

Evet; ÇANAKKALEYİ DESTANLAŞTIRAN  bir anıyı Niksar ilçe Jandarma Komutanı J. Üsteğmen Gökhan İnce komutanın Çanakkale cephesinde bir Doktorun oğlu ile olan diyaloğunu anlatıyordu. Baba Doktor, cepheden gelen onlarca parçalanmış yaralıları tedavi ederken, imkansızlıklar içinde yaları sarar doktor, gelen hastaların yüzlerini görmemek için kendisini sakınırken, yaralılar içinde vücudu parçalanmış oğlunu getirirler, Doktor eldeki imkanlarla vücudu parçalanmış yaralılardan çok kısa zamanda tedavisi ile hayata dönecek yaralılara bakmak ister, çok ağır yaralılar içinde olan oğlunu tanıyamaz.

Doktor; “alın bunu bir ağaç gölgesine yatırın” der

Vücudu paramparça olan oğul sedyede yatarken babasını tanır, oğul; “baba benim” der, Doktor baba oğluna kısa süreliğine sarılır ve görevlilere; alın bunu göle ağalık altına yatırın” der ve ağır yaralı oğul Çadırdan çıkartılır, bir ağaç dibine konur ve vefat eder.

Doktor olan baba o kadar yoğundur ki yaralı oğlunu görmek için ertesi günü oğlunun bırakıldığı yere gelir ama, artık ağır yarlı olan oğlu Kara toprağa konmuş ebedi istirahatgahında dinleniyordu!… işte bu anıyı dinlerken parmaklarımın uyuştuğunu ve konuşmanın son bulması ile birlikte, elimdeki telefonu kapattım  ve uyuşan parmaklarıma masaj yaparak uyuşukluğun geçmesine çalıştım!.

ÇANAKKALEDE DESTALLAŞAN savaşın kaç gün sürdüğünü hepimiz biliyoruz. 18 Mart 1915 tarihinde başlayıp, 9 Ocak 1916 tarihinde son bulan savaş 8 ay sürmüştür.

Bu destansı mücadele 8 ay sürerken bizler kış şartları için giydiğimiz giysiler içinde parmaklarımızın 5 dakika dışarıda kalmasına tahammül edemedik!. Sanki parmaklarımız 5 dakika içinde uyuştu!

Bunu neden anlata gereği duydum?.

DESTANLAŞAN ÇANAKKALE ZAFERİNİ NASIL KAZANILDIĞINI BİR KEZ DAHA ANLAMAK İÇİN!…

Dün Çanakkale geçilmez diyen atalarımız, bugün torunları olarak Çanakkale ve Türk milleti için yolları buluşturan, Denizlerin üzerinde İnci gibi dizilen bir köprü yaparak bir kez daha Çanakkale’nin ne kadar kıymetli bir bölge olduğunu dile getirmiş oldu.

Bizler bu eserler ile gurur duyuyoruz.

Nasıl ki ecdadımız milletimiz için yaptığı eserler bugünlere gelmiş ve o eserler ile gurur duyuyor isek bugün yapılan eserler içinde gurur duyuyoruz.

Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan 1915 Çanakkale Köprüsü için şu düşüncelerini paylaştı; “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı olarak, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 107. Yıl Dönümünde başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere vatan toprağını müdafaa eden Çanakkale kahramanlarımızı, rahmet ve minnetle anıyoruz” diyerek düşüncelerini dile getirdi.

Evet; bir esere imza atan sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan yapılan hizmetin küçük bir ayrıntısını verdi; “1915 Çanakkale Köprümüzün 2 bin 23 metre olan orta açıklığı, Cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yılı olan 2023’ün ve o tarihe atfettiğimiz büyük hedeflerimizin remzidir” diyerek geleceğe ışık tutuyor.

Bu güzel eser karşısında her Türk insanı mutlu olmalı, lakin birileri yine rahatsızlık duymuş, rahatsızlık duyanlar arasında üzülerek yazdığımız insanlar arasında,  “Yeniden Saadet Partisi genel başkanı sayın Fatih Erbakan da bulunuyor, sayın Erbakan ne diyor?; “Mühendisliği Japonya’dan, müteahhitliği İtalya’dan, kredisi dışardan, ismi ecdattan yerli köprü ile “Yeniden Büyük Türkiye” olunamaz!” diyor.

Yeniden Refah partisi genel başkanı sayın Erbakan’ın bu sözleri yakışmamış.

Ne yapalım peki?.

Vatandaşlar olarak, Yol istiyoruz, Köprü istiyoruz, Su istiyoruz, yapılınca neden ve nasıl yaptın? ve hatta niye yaptın? deniyor.

Sahiden bugüne kadarki iktidarlar ülkemizde yaptığı her yatırımı kendi öz kaynaklarımızlamı yapılmıştı?.

Eskiden olduğu gibi ülkemiz deki bütün hükümetler iş yapmak için yabancı krediler kullanırdı, bugün hükümet krediyi kendisi bulmuyor, yapılacak işleri ihaleye çıkartıyor, yerli ve yabancı firmalar bir araya gelip gerekli kredileri sağlıyor ve hizmetleri ülkemize yapıyorlar!..

Sonuç şudur;

KİMLER İDARECİLİKTEN UZAK TUTULMALI

Çabuk kin biriktirenler

Kul hakkını bilmeyenler

İdeolojik körlüğü olanlar

Çok kisiye minnet duyanlar

İdare yeteneği olmayanlar

Hayır demekte zorlananlar

Eleştiriye tahammülsüzler

Güç, para ve kadın zaafı olanlar

Günün Sözü; AT BİNENİN KILIÇ KUŞANANINDIR.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.